Eylül’ de gitti , gidiyor. Bu lezzeti daha uzun seneler , sağlık afiyet ve huzûr içinde almak , hepimize nasip olur İnşAllah. Merhabalar olsun can dostlara…
Ne yapalım , bu gün biraz bodoslama daldık. Dalsak ne oluyor , dalmasak ne oluyor. Herkes gene bildiğini okuyor. Hal böyle iken, bizde bildiklerimizi deyiverelim mi… Anlaşıldı… Hadi Edip , kalemine kuvvet…
Makûl ve objektif çevreler feveran ediyor. Vize işlemleri tam bir zûlme ve aşağılamaya döndü diye. Ben destek yerine gerçeklere yaklaşacağım… Yerden göğe kadar haklılar… Aynı durum bizim başımıza gelse daha fazlasına yönelmek isterim. 1- Gri görev pasaportları bile göçe alet edilmedi mi…2- Ülke’ miz de 10 milyon Suriye’ li yok mu. Epey kısmı vatandaş yapılmadı mı. Bunların nihai hedeflerinin Avrupa olduğu bilinmiyor mu… 3- Aynı şekilde , bir düzen ve neredeyse askeri intizamla , Afganistanda ki ABD çomarları Ülke’ mize gelmedi mi. Bunlarda kapağı atmak için fırsat kollamıyor mu… 4- İçerdeki birçok grupun da niyeti aynı değil mi… Bu durumda siz olsanız ne yaparsınız… Ben kapıları tamamen kapatırım.
Suriye’ liyi , Afgan’ ı , Yamyam’ ı anladıkta , şu an başımız da daha büyük bir tehlike var… Akılsız yönetimlerinin ABD Bobiliği yüzünden , kışın donma riskleri var… Bu yüzden hatırı sayılır bir kitle , kışı geçirmek için güney sahillerimize akın edecek. Emekli maaşlarının üçte birine herşey dahil sunulan imkanlar mutlaka tatlı gelecektir. Ben bir daha geri dönmek isteyeceklerini de zannetmiyorum. Avrupa’da rafların boş oluşu , Karabaşoğlu’nun bile aktardığına göre 75 € ya dolan filenin 750€ ya (!!!) dolmaya başlamasını da dikkat alırsanız , niye dönsünler ki… Ümit Özdağ Kardeş’ imiz de hangi birine yetişsin , hangi biriyle uğraşsın… Bu durumda biz ne yapacağız. Tek seçeneğimiz var gitmek. Artık , Anadolu’ da yerimiz yok gibi. Bizi kim mi alır. Uğraşmamız lâzım… Kazakistan’ ı gördüm. Türkiye’ nin 4-5 misli. Nüfûsu 15-20 milyon. Orayı gözüme kestirdim. Yesi (Türkistan ) Kent’ ine , Hoca Ahmet Yesevi’ nin kabrinin yakınlarına bir yere yerleşebilirim… Şaka gibi görünse de , durumumuz bundan daha kötü…
Hemşehrim bitkisel maskara bücür , geçtiğimiz günlerde Isparta’ da esnafı dolaştı. Herkes hayatından o kadar memnundu ki , kimisi güllü lokum ikran etti kimisi güllü kolanya verdi , ayrıyeten Bakamıyan’ ımı hediyelere gark eylediler… Felâket tellalı bir takım medyanın nasıl oyunlarına geldiğimizi anladım… Esasında , çarpıttıkları gibi esnaf fakr-u zaruret içinde değilmiş. Herkes hayatından memnunmuş. Gelirlerinin yanında , Elektrik doğalgaz kira vs giderlerinin esamesi bile okunmazmış… Ben TUİK i Devlet’ in borazanı bilirdim. Enflasyonu menfi yönde maniple ettiğini düşünürdüm. Meğerse tam tersiymiş… Olmayan enflasyonu , %80 diye yutturmuşlar. Mutlaka , dış güçlerle alakası araştırılmalı. TUİK öylede , Merkez Bankası farklı mı. Tabii ki değil. Normalde bir lira olması gereken doları on dokuz liraya dayadılar… Domatesin yirmi lira olmasının sorumlusu da , muhalefet belediyeleri ve onların arkasında ki güç olan Kılıçtar… Gülmeyin. İktidar MV lerince denmedi mi… EPDK yı da unutmayın. Mazotu 25-30 lira aralığına dayayarak , hizmet aşkı erbaplarına bir tekme de O atıyor… Varımız , yoğumuz , tek umudumuz , herşeyimiz , Reyis’ imiz bile arasıra şaşırıp ” Yılbaşından sonra düşecek ” gibi laflar ederek , art niyetlilerin ekmeğine yağ sürüyor… İşte bütün bu tuzak , kumpas ve sabotajlara cevabı , Isparta esnafı , bitkisel Bakamıyan’ ın ziyareti sırasında verdi. Hep nbirlikte gördük ki , Vatandaş halinden memnun , bütün işler tıkır tıkır işliyor , kışın yaşanan bir haftalık elektrik kesintileri bile sistemi sarsamamış… Her neyse , gidip bir dolaşıp gelin. Akıl sağlığınızı kontrol edin , acelesi yok okumaya sonra devam edersiniz…
İbret alınacak ve üzerine düşülmesi gereken , O kadar çok şey var ki , hepside unutulup gidiyor. Hafıza çöplüğümüzde bile yer bulamıyor. Bu yüzden de ibret sistemi naçar kalıyor ve de tarih istemediğimiz olayların tekerrür arenasına dönüşüyor… Bu çerçevede , İstanbul’ da ki Metrobüs kazasını biraz mercek altına almaya çalışacağım. Olayın birebir resmi , bir şöförün rahatsızlanması ki çok doğaldır ama bu arkadaşımız , Ambulans talep etmeyi akıl ediyor ama , dörtlüleri yakıp durmayı akıl edemiyor ve istemediğimiz olaya sebebiyet veriyor… Çok sükür can kaybı da olmayınca ; olay , ekonomiden anlamayan birisinin ilim ve dünya sistemleri dışında aldığı kararların neticesi gibi , mal zaiyatıyla sınırlı kalıyor… Olay burda bitmiş gibi görünse de , aslında yeni başlıyor… Tesettürlü olması sebebiyle yalan söylemiyeceğinden emin olduğumuz , görünüşteki bir kızımız , eline mikrofonu alıyor , kameraların karşısına geçiyor ve yalanlarını mitralyöz çalışmasıyla sıralamaya başlıyor… Binlerce yaralı ve sayısız ölü var diye olay yerinde adeta bozgunculuk yapıyor. Halkı kışkırtıp , Belediye aleyhine sloganlar arttırıyor… Ekim Ay’ ında TBMM açılınca , sosyal medya yasa tasarısını , artık kimse yalan haber yayamasın gerekçesiyle Meclis’ e getirecek Ca-Ce miz , bu ve bunun gibi olaylara ne der acaba… İşte biz bunun için Yüce Din’ imizin siyasete alet edilmemesinden yanayız. Kişilerin farklı ve dünyevi maksatlarla yaptıkları yalnışların sebebi niye İslam’ a yüklensin ki. İş sadece bu boyutta kalsa cehâlet der geçeriz ama değil… Ulaştırma ve Altyapı Bakamıyanımız kapkaraismail de çıkıp işi liyakâtsiz kadrolara bağladı. Pamukovada ki ,Trakyada ki , Ankarada ki tren facialarını yok sayarak şecaat arzetti… Kendi dönemlerinde işe alınan bir şöförün hatası, nerelere taşındı…
Final’ i bir cevapla yapayım. Erman Kardeş’ im. Hakkında ki hüküm kesinleşmeden kimseye bir paye veya sıfat tedarik edemezsiniz çağdaş hukuk bunu gerektirir. Yalnız burada bir istisnai durum mevcut… S. Soylu’ nun gelmiş geçmis , tüm zamanların en soylu Bakan’ ı ve kişisi olduğunu , alemde bilmeyen kalmadı. Bu çerçevede , Sedat Teker’ in adamı olan birisi Arnavutluktan getirilirken ” Bir soysuzu daha getirdik” demesini doğal karşılıyorum. O bütün soysuzları çok iyi tanır dolayısıyla, Zat-ı Ali’ lerinin teşhislerinde mutlaka isabet vardır… Bu yüzden mahkeme kararını beklemek beyhude zaman kaybı anlamındadır…
Hepiniz Yaradan’ a emanetsiniz. Hoşça kalınız…