Ağustos’ un 13 ü benim için diğer günler kadar uğurlu bir gün… Bana ne ; 13 . kişi olarak sofraya katılan ve , İskandivanların en sevdigi tanrı olan Balder’ i öldüren Loki’ den… Bana ne , Hz. İsa’ nın son akşam yemeğinde ona ihanet eden 13. kişi olan yahudi İşkariyot’ tan… Her neyse , ihtisasımız arkeoloji değil. Yarım yamalak bilgilerle , değerli okurum Ömer Faruk Kutlu Kardeş’ ime de saç baş yoldurmayalım… Hepinize kucak dolusu Merhabalar olsun…
Siyasi yanılgılardan aldatmalardan medet uman sistemlerin faaliyetleri ; fevkalade siyasi mühendisliklerle doruk noktasına gelir. İşte, seçim öncelerinin böyle bir geleneği vardır… Örnek mi istersiniz : Mesela , Çingenelerin toplandığı ve eğlendiği yerde 2-3 ses bombası patlatırsınız , sonra da dumanı tükenmeden bütün kurullarınızla , yetkililerinizle yapanları (!) lanetlersiniz… Tutuklamak istediğiniz birini de , kaçarken yakaladık diye kodese tıkarsınız… Bir taşla çok kuş vurursunuz… Kendi kitleniz , sevmiyoruz ama haksızlığa uğramalarını da istemeyiz diye öğünürler , mağdurlar : sağolsunlar , bize sahip çıktılar , failleri hemen yakaladılar , adamları yalnış tanımışız der ve bir grup akılsızları kendi safınıza bile çekebilirsiniz , objektif kitle : Adamlar hakikaten tarafsız , demek iyi anlayamamışız der vs vs sonsuz , ucu açık fayda ve yeni oy sağlarsınız… Bu tip olaylar her an , sınırsız biçimde tekrar edilerek hayata geçirilebilir. Dikkatli olmak , sazan gibi atlamamak gerekir…
Her neyse , bu bilgilerden sonra başka bir konuya geçelim… Türk Dünyasının teminatı , kültürümüzün koruyucu kalkanı olan Alevi Kardeşlerimize geçtiğimiz haftalar da üç saldırı düzenlendi. Şükürler olsun ki , Hükümetimiz sessiz kalmadı , bütün organlarıyla tepki verdi… Çok beli provakasyon kokan bu konu ciddi şekilde incelenmeli. Kimler kutuplaşmadan fayda sağlama peşinde değerlendirilmeli ve zor olmayan neticeye varılarak cevap sandıkta çok net şekildel verilmelidir…
Türk olmayanlar… Doğru olmayanlar… Çalışkan olmayıp , eli eğriye yatkın olanlar , tabii ki ” Türk’ üm , Doğruyum , Çalışkanım ” lafı sizi rahatsız eder. Her sabah yükselen avaz , beyninize çakılan çivi gibi gelebilir… Milliyeti belli olmayanlar , şaibeli olanlar , cibilliyeti şüpheli kimseler… Milliyetçilik üzerinde tepinmeniz kadar doğal bir durum olamaz… Damarlarında, muhtaç oldukları kuvveti , bulamayanlar. Dağdaki taşta ki ” Ne mutlu Türk’ üm ” diyen yazıları silmek en doğal hakkınızdır… Bunları anladık…Biliyoruz ki , Kurtuluş Savaş’ından beri ve daha sonra yapmanız gereken ne ise , eksiksiz fazlasıyla yapıyorsunuz…Size diyecek hiç bir lafımız yok , gene biliyoruz ki sizler laftan da anlamazsınız. Onun için yapacak farklı şeylerimiz var…Esas diyeceğim başkalarına. Daha doğrusu başkalaşanlara…Bozkurt niye milli totemimiz…Çünkü evcilleştirilemeyen tek canlıdır. Hiç herhangi bir sirkte kurda rastladınız mı…Aslan , kaplan , Ayı vs. her şey görebilirsiniz ama kurt göremezsiniz… Çünkü Özgürlüğünü hiç bir şeye değişmez , geçici bile olsa ama köpek öylemi… Bir kemiğe sana kul olur ( halk tabiriyle, köpeklik yapar ) şeklen nerdeyse tıpatıp benzeyen iki şey arasında ki farkı böyle özetleyebiliriz… Bir zaman kurt olanlar veya öyle olduğunu söyleyenler , aslınıza dönün… Bunun için ne kadar titremeniz gerekiyorsa da erinmeyin… Nedamet her zaman geçerlidir. Tanrı, tövbelerimizi kabûl edeceğini söylüyor. Sizlerde , evela bu Millet’ e tövbe edin. 3-5 kuruş menfaat sadece boyun bölgesi tüylerinin dökülmesini sağlar , başkaca da hiç bir işe yaramaz…
İstismar aracı yapılan , üzerinden siyasal rantlar hedeflenen bir konuya cesaretle ve objektif kriterlerle girmek istiyorum… Epey , yeni düşman grubu edinecek olma ihtimalim düşündüklerimi yazmama hiç bir zaman mani değildir. Kalemim hiç bir zaman rüzgara göre değil , gördüklerime ve yaşadıklarıma göre , harflere ve cümlelere dönüşmüştür…
Geçtiğimiz haftalarda CHP nin TBMM yi yeniden toplama çabalarına şahit olduk. Konu ne ekonomi , ne savaş ne dış ilişkiler ne de muhtemel harekatlardı… Konu Doktorların uğradığı şiddetle alakalıydı… 1- Bu Ülke’ de şiddete bir tek doktorlar mı maruz kalıyor… 2- Meselâ , Urfa’ da , kaçak elektrik kullananların üstüne gittiği için öldürülen , görevlinin canı can değil mi… 3- Böyle , ayrı bir uygulama yapılarak ortaya çıkacak sistemler ; işini istismar eden , gereği gibi yapmayanların da , sığınacağı bir yer haline gelebilir mi… 4- Her hastane ve saglık kuruluşuna X-Ray cıhazı kurulması , bunların yanına binlerce güvenlikçinin istihdamı bu Ülke’ nin ekonomik imkânarına uygun mudur… 5- Bu çığır açılırsa bütün işyerleri , zamanla ve de haklı olarak aynı talepler de bulunmazlar mı… 6- Nasıl olsa bize dokunan yanar görüşü hakim olduğun da artniyetlilerin ekmeğine yağ sürülmez mi. Mesela: Bizzat şahit olduğum olaydır… İçerde hastamın başında iken ,başka bir hasta sedyede bekliyordu… İşin en acısı , hemşire odasında çaylar içiliyor ve kahkaha sesleri koridora ulaşıyordu… 7- Kimsenin taktığı yok ama , Anayasa ; renk , dil , ırk , makam , mevki vs sebeplerden kimseye ayrıcalık yapılamayacağını söyler… Şimdilik burada bırakalım. Hangi meslek grubu olursa olsun ,işini layıkıyla yapanların yeri başımızın üstüdür. Bu halkı hor görenler ise ayırt edilmeksizin , hedefimizdedirler. Hiç bir zaman kafamı kuma gömmedim , bundan sonra da öyle olacak… Yarın bir gün eline düşeriz , bize bakmaz , tedavi etmez diye korkmayacağız. Böyle bir şey yok. Doktorluk mesleği , savaşta düşman askerine bile bakacak şekilde dizayn edilmiştir… Aman hakimler , savcılara bir şey demiyelim , yoksa bizi içeri tıkarlar , aman hocalara da demiyelim , çocuğumuzu sınıfta bırakırlar… Bu tür fikirlerin çokluğu , demokrasinin azlığı ile bağlantılıdır… Hiç bir meslek grubu , işini silah olarak kullanamaz. Hakimler , Savcılar ,Polisler , Öğretmenler , Doktorlar , Fırıncılar vs… Biraz sıkıyı görünce ” Gideriz ” lafını da ” Giderlerse gitsinler ” ile aynı kefeye koyarım. Kaçıp gitmek işin en kolayıdır… Mustafa Kemal ATATÜRK’ te bu zihniyette olsaydı şu an TC diye birşey olmayacaktı…. Sen , Dünya’ nın en pahalı öğrenimi olan Tıp Fakültesini kazanacaksın , talebe iken , daha hayata atılmadan , dışarı gitmek için Almanca vs öğreneceksin niye… Başka bir Ülke’ ye sıfır maliyet beyin olmak için… Onu başta yapacaksın. Lise bitiminde çekip gideceksin. Hizmet edeceğin yerde bitireceksin okulunu. Buradaki sıralarıda boş bırakacaksın ki , ufacık bir şeyde pes etmeyecek bir evladımız okusun ve Millet’ ine hizmet etsin diye… Bu fakir zavallı halk , zenginini daha zengin etmek için uğraşıyor (KKM ).. Sadece kendisinin değil , torununun parasını bile borçlanıyor ( YİD ler ).. Bütün bunlar yetmez gibi , senin tahsil masraflarını da karşılıyor , niye , çek git diye… Bu Millet , kolundaki bileziği bozdurur , senin 2500 tl. ücretini öder. Bu Millet , evinde ki iki tavuktan birini ağacında ki meyvanın en iyisini , çocuğunun yoğurdunu peynirini , öğretmenine , jandarmasına , doktoruna götürür verir… Bunlara karşılık sizlerinde yapacakları olmalı… Kimin tarlasında otluyorsan sütünü oraya sağdıracaksın. Ben Ali’ nin otunu yiyeyim , sütü Veli’ ye sağdırayım. Yok öyle bir Dünya…
İnşAllah sizler de Ben gibi yarını sabırsızlıkla bekleyenlerdensinizdir… Hepiniz Ulu Allah’ ıma emanet olun. Hoşça kalınız…