Her canlının bir yaşama amacı bulunur. Yüce Türk ulusunun, Ta atamız Oğuz kağandan beri değişmeyen yaşama amacını genç, yaşlı, Tüm Türk ulusunun fertlerine ,öğretmek zorunluluğumuz her geçen gün artmaktadır.
İşbu ;öğretimden devletimizin bizzat kendisi sorumludur. Toplumsal eğitim araçlarını daha yoğun kullanma durumu, mecburiyet kazanmıştır. Ünv. ler, Liseler ve tüm eğitim kurumlarında; özel ve seçmeli dersler konulmalı, Okul kitaplarımız seçkin okuma parçaları ile süslenmelidir.
Konu ile ilgili; Yunanistan örnek alınmalıdır. Artık ulusça bir davamız, varılması gerekli ülkülerimiz (hedeflerimiz) olmalıdır. Batıdan gelen saçma sapan; hümanizm- barış- demokrasi- insan hakları gibi kavramları ya gündemimizden çıkarmalı, ya da; kendimize göre yeniden yorumlamalıyız.
Eski Cumhurbaşkanlarından Abdullah gül ,”devletin ideolojisi olmaz .”demişti. Sayın gül bu konuda esaslı bir yanılgı içindedir Tarih boyunca kurulmuş tüm devletlerin birer ideolojisi olmuştur.. Halen yaşamakta olan tüm devletlerin de; bir ideolojisi var!
Türkiye’nin, ABD tarafından kuşatılması, Yunanistan’ın çıkışları, AB devletlerinin tüm faaliyetleri; esaslı birer ideolojinin sonuçlarındandır. Yarım asırdan fazla; Avrupa’nın kapılarında bekletilmemiz, bir intikamın-aşağılamanın, ideolojinin neticesidir. Bizim siyasilerimiz hala anlamamakta direniyorlar.
İsevist dünya; basit süregelen Bizans; oyunlarını üzerimizde uygulaya gelmektedir. Atalarımız nasıl bu oyunlarını başlarına geçirmiş iseler-çağ açıp-çağ kapamışlar ise; bizler de aynısını pekâlâ yaparız!
Artık düştüğümüz yerden kalkmanın zamanıdır. Tarihimiz ve coğrafyamız, bizden şaha kalkmamızı bekliyor. Bizlere gerek olan: akıl-fikir-önlem ve çokça çalışmaktır. Bu saydıklarım bizlerde fazlası ile var.
Eksiğimiz hazırlıklarımızı fazlasıyla yapamamaktır. Batının şu an ki düşüncesi; “yılanın başını küçükken ezme” anlayışıdır. Tüm Acun(dünya) bir araya gelse; bizim başımızı ezemez. Bizler kendimiz olduğumuz sürece- kendimizi bildiğimiz- aşağılık komplesinden kurtulduğumuz—ağzı açık ayran delisi gibi; ona, buna hayranlığı terk ettiğimiz sürece, Medine dilencisi gibi herkese el açmaktan vazgeçtiğimizde- yenilmezliğimize kavuşuruz.
“Yukarıda mavi gök çökmedikçe-aşağıda yağız yer delinmedikçe, ilimizi, töremizi kimse bozamaz.” ABD gibi endişelenmeye hiç gerek yok. Türk; harekete geçti mi nerede duracağı belli olmaz. Türk’ü durdurmaya ABD üsleri yetmez. Vakti ile büyük Roma imparatorluğu; Atilla’yı durdura bildi mi?
Bizans İmparatorluğu, Fatih’i durdurabildi mi? Tarih hep bizim için tekrar edecek değil ya! Biraz da Romanın sıpaları düşünsün. Yeter ki bizler tarihe şan vermiş-tarih yazmış tarih yapmış bir ulusun mirasçıları olduğumuzu hatırdan çıkarmayalım.
Hava savunma- hava saldırı sistemlerimizi çok çabuk, yeterince güçlendirmenin yollarını bulmalıyız. Yunanistan’ın davranışları vaktin daraldığını gösteriyor. Doğru okumasını bilirsek, zamanın bize çalıştığını görürüz.
Her zaman birden fazla çıkış yolu var! Kâfirlerin tek millet olduğunu hatırdan çıkarmamak gerek, tekrar tarih yapmanın zamanı çok yaklaşıyor.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, vaktine hazırlanan- tarih yapmak için hamleler yapan yiğitlerin üzerine olsun vesselam.