Yahu , bu nerden çıktı. Gün’ ü de değil ki. Kafamız kulağımız rahattı… Şimdi gene sinirlerimiz bozulacak dediğinizi duyar gibiyim ama , elden ne gelebilir. Bizim yaptığımız sadece ve sadece hâlin arzı… Hepinize merhabalar olsun…
Bugün , siyasetle başlamayıp , temcitti sona bırakalım mı. Sanki başka seçeneğiniz varmış gibi de soruyorum. Kalemin elimde oluş avantajını tabii ki kullanacağım…
Başıboş köpekler , hele bir de sorumsuz sahipler elinde can yakmaya devam ediyorlar… CİNS olsun , SOYLU olsun fark etmiyor. Köpek her daim köpektir ve de gereğini yapar. Yani havlar , saldırır , ısırır. SOYLU olanların saldırısına tabi olursanız , aşılanmanıza gerek yoktur. Çünkü , onlara sahipleri tarafından aşı takvimi tam olarak uygulanmıştır… Basın sektöründe klasik bir yaklaşımdır. Köpek adamı ısırırsa değil , adam köpeği ısırırsa haberdir. Bu yüzden cinste olsa , Soylu da olsa , diş gösterenlere değil muhataplarına bakarız. Niye. Haber değeri olsun diye. Gaziantep’te ve yanılmıyorsam Şırnak’ ta küçücük evlâtlarımıza saldırılar da olduğu gibi İt’ e kızamayız. Havlamak , ısırmak onun karakterinde mevcuttur. Eğer sorumlu aranıyorsa , Sahipleridir. Önce İt’ ini iyice eğitmesi gerekir. Eğitmiş olsa da , bazıları tarafından şımartılıyorsa O it itliğini gene yapar. Bu durumda tek çare , tasmasının ipini uzun tutmamak ve de ağzına , ısırmayı önleyici aparey takmaktır… Benim itim Soylu , onu bu şekilde taciz edemem diyen sahip ve yancılara verilecek tek cevapta ” O zaman paraya kıyıp , köpeklerle konuşan adamın , eğitimini alacaksınız ” derim… Bu çok önemli bir konu. Küçücük sabilerde büyük travmalar yaratacak ve de ömür boyu silinmeyecek izlere sebebiyet verecek olaylara mani olmada en büyük görev Belediyelere düşüyor… Yalnız , Ülkemizde yaygın olduğu gibi iş sadece gösteriş için değil , maksada ulaşmak ve hizmet için yapılmalı… Örnek : , belediyeler bağlı oldukları ve denetimine tâbi oldukları , İçişleri Bakanlığı önünde ki itleri toplayarak değil ; kenar mahallelerde , ıssız ve tenha yollardan okullarına giden çocuklarımızı rahatsız eden itleri yakalayıp barınağa teslim ederek , başlamalılar… Cins olsun , soylu olsun , sokak olsun , it her daim ittir. Onların saldırılarını tamamen önleyemeyiz ama en azından azaltabiliriz. Esas mesele , bunları besleyen ve başlarını okşayanlar da. Bir dostum bunlar için ” Hayvandan da aşağı ” tabirini kullanmıştı , şiddetle karşı çıktım. Çünkü bir şeyin hayvandan daha aşağı olduğunu anlamak için en az aynı konumda olmak gerekir. Benim dostlarım , böyle bir konumda asla olamazlar. Sürçü lisan etmelerine de müsaade etmem , netice olarak kim birilerini , hayvandan aşağı görüyorsa , en azından , O da öyledir… Dostlarımın bu konuya dikkat etmelerini ikaz ediyorum…
Her neyse it ürür kervan yürür , diyerek bu kısmı bitirip biraz da siyasete bulaşalım…
Artık , ” Eşek ” yerine konmayı o kadar benimsedik ki , Masalcıların laflarına kızamıyoruz bile… Bitkisel hem şehrim , maskara bücür de , Ağa’ sı da , gene Dünyada ki enflasyondan bahsedip , ” Biz en iyi durumdayız ” dedi… Esasında farklı bir hesaba göre haklılar da. Mesela ABD de enflasyon %0.5 iken %8 e çıkmış. Her ne kadar Türkiye’ nin , makyajlı aylık enflasyonuna ulaşamasa bile tam 16 kat artmış. Bizde ne olmuş 3 kat artmış… Bu hesaba göre gel de adamlara yanma… Buradan bakarsan mutlusun. Ama savaşan Ülkelere bakarsan üzülürsün… Rusya’ da %18 , Ukrayna da %13 lük enflasyon var… Bizde ne kadar %69.97. Hani gömlek satıyorlar ya 99.99 tl diye , aynı o hesaba dönmüş. %70 dememek için ne büyük çabalar sarf edilmiş belli oluyor…
Bu arada , Cuma ve Bayram Namazlarına , cemaat şartı olmasa , Camiye adım bile atmayacağım. Gelenlere , haziran dahil söylenecek çok şey var , ama işin içine bu dinsiz yaş baklalar yüzünden dine zarar verme korkusu girmese , neler yazacağımı biliyorum. Ufacık fragman… Yanımda ki , hutbe boyunca mesaj okudu ve yazdı… Pamuklar içinde tutmamız gereken , yüce dinimiz siyasetin maskarası haline getirilmiş… 2-3 gün önce RTE , şükür istismarı yapıyordu aynı konu hutbe de karşımıza çıktı… Böyle giderse , Cuma motivasyonumu sağlayamamaktan evde öğleni kılmakla yetineceğim… Evet DİB , şükür konusunu işledi esasına bakarsanız , zamanlama haricinde diyecek bir şeyimiz yok ama yirmi yıldır merakla bekliyoruz… Ne zaman rüşvetle , ne zaman yalanla , ne zaman çalma çırpmayla , ne zaman talanla vurgunla ilgili hutbeler de dinleyeceğiz… Sizce dinler miyiz. Bakışlarınızdan ” Zor ” dediğinizi algılar gibiyim…
Ekonomiyi es geçmemiz tabi ki mümkün değil. Masalcı sallamaya devam ediyor. ” İlk on ekonomiye hiç bu kadar yakın olmamıştık ” diyor. IMF , G-20 den düştüğümüzü söylüyor… Ecek , acak edebiyatı tepe yapıyor ama masalcı gene 25 bin $ milli gelirden bahsediyor vs vs. Hepsi tamam da , merak ettiğim şey , bunlara kendi de inanıyor mu… Siyaseten halkı kandırmak için yapıyorsa bir dece anlarım ve de biraz rahatlarım… Eğer kendi de inanıyorsa , ortada klinik bir durum var demektir ki , işimiz çok zor…
Merkez Bankası enflasyon tahminlerini sürekli revize ediyor. Her edişi de neredeyse misli mertebesinde oluyor… Yahu bu adamları (!) nerden buldunuz. Diyelim ki , kıymeti kendilerinden menkul bu zatlar , yarın emekli oldular , onlara iş verecek kimse çıkar mı. Şahsen ben simit tezgâhını bile emanet etmem… Bu kadar beceriksiz , liyakatsiz , muhteris , akılsız , zavallı , kapıkulu adamın (!) bir araya geldiğini gördünüz mü… Sadece geçiş garantili yol-köprü- hastane- havaalanına bakın yeter… Yahu her konu dahil , bir sadece bir tahminimiz tuttu deyiverin de , buna karşılık her dediğinize inanayım…
Delik büyüdü , söylenecekler artezyen gibi fışkırmaya başladı. En iyisi vanayı kapatmak… Hepiniz Allah’ a emanet olun. Hoşça kalınız…
Mehmet Edip Ören
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı