AKP, almaya ve olanakları bölüşmeye gelince iktidar. Fakir-fukara, garip-gurabaya vermeye gelince dut yemiş bülbül.
Geçinemiyoruz seslerine ise ölü taklidi yapmakta.
Ama nereye kadar?
Kaynamayan tencere, iktidar devirir demişti bir rahmetli büyüğümüz.
Ümmet anlayışlı, NAS hükümleriyle şekillenmiş AKP zihniyetine göre en iyi emekli: ÖLÜ EMEKLİDİR.
Onlara ve onların zihniyetine göre emekli, bir ayağı çukurda, öbür ayağı da çukura yakın şekeri olup tatlı, kolestrolü olup et yiyemeyen yaşayan ölü demektir.
Emekliye bakışları ise cüzdanında parası olmayan ailesinin yüz karası, devlet bütçesine asalak olan ölümlü bir fanidir.
Onların zihniyetine göre emekli, evladının eline bakan, kahvede çay içmekten korkan, halinden de asla şikâyet etmeyen, AKP’nin illüzyonlarıyla mutlu olan bir canlı türüdür.
Bu anlayışa göre emekli, ölürse cennete girecek, verilen hurilerle mesut olacak ve bunlarında; şartsız şurtsuz akp’ye oy vermekle mümkün olacağına inanan bir canlı türüdür.
AKP politikalarına göre alınamayan bir litre Ayçiçek yağı, kombiye giden 1 metreküp doğalgaz emeklilerden daha kıymetli ve değerlidir.
Onlara göre bütçede olan açığının, yaşanan ekonomik sıkıntının da kaynağı ve nedeni emeklilerdir.
Sorabilirsiniz; iyi güzel de durum bu iken neden emeklilerin hâlâ % 60-65’i AKP’ye oy veriyor?!
Biliyor musunuz bilmem ama: fakirleşen toplumlarda en büyük zararı, inanç sistemi görür. Bireyler içine düştükleri vahim durum için anlam arayışına girerler. Toplum bölünür. Fikir ayrılıkları oluşur ve sert çatışmalara dönüşür.
Bu durum, dünyevi-seküler olmayan bir yönetimin, saldırgan ve ısrarlı darbeleriyle daha da istikrarsız bir konuma gelir. Muallak olan söylemler, gerçek doğruların yerini alır. Bundan da en çok baskıcı iktidarlar yararlanır.
Sonuç olarak: din ve ahlak kiralık, cennet ise satılık bir meta haline gelir. Seküler yaşamdan ümidini kesen, ölümü kendine daha yakın hisseden bireyler kurtuluşu ve huzuru, AKP ve siyasallaşan DİB tarafından satılığa çıkarılan cennet ve cennet nimetlerinde bulacağına inanırlar.
Bunun içinde kendine hoş davranmayan, aşağılayan ama cenneti satan kişilerinde kusurlarını görmez, onlara suçlu muamelesi yapmazlar.
Durum bu!
Fakat şunu da hatırlatalım. Ey emekli kardeşlerim! Ömrünün kalan kısmında seni aşağılayan, sana şaşı bakan, seni görmeyen, seni aldatan, senin duygularını ve iyi niyetinin sömüren AKP’ye oy vererek, onların sattığı cennetten yer satın alarak (!) si le mez sin!
Yanlışları eleştirerek, doğru işler yaparak geçmiş günahlarını hafifletir, senden sonrakilere güzel ve yaşanabilir bir dünya bırakabilirsin.
Seni görmeyenlere, seni rahat ve huzura kavuşturmayanlara ısrarla oy vererek kendinin, evladının ve torunlarının geleceğini karartma.
Sana verilen DEĞER kadar, sende onlara değer ver.
Bir litre Ayçiçek yağından, bir metre küp doğalgazdan daha değersiz görülmene dur de.
Eğer bu ikramiye 1.100 lira değil de 2.500 lira olsaydı, müjdeyi kimin vereceğini de iyi düşün. Sana 1.100 lirayı layık görenler, sana sabredin, şükredin diyenler kendilerine gelince: söylenti doğru ise 20.000 lira emekli ikramiyesini alacaklarmış. UNUTMA!
Değerini bil. Kimselerde seni çantada keklik, bedava oy deposu olarak görmesin.
Kusura bakma, değerin bu kadarmış. Yine de hayırlı olsun. Güle güle harca. Enflasyonu da tetikleme.
Esen kalınız. Nazım PEKER
NOT: Kurân’da bahsedilen tek gece olan Kadir geceniz mübarek olsun, oruçlarınızla dualarınız kabul olsun.