Mart Ay’ ının son hafta sonuna girdik. Nisan Ay’ ı , saklı bütün umutlarıyla bizleri bekliyor. Otuz gün bizlerle beraber olacak ve nihayetinde onun da terkedişine şahit olacağız… Yalnız bir sıkıntı var. O’ da başlangıcın Bir Nisan oluşu… Olur mu dersiniz… Sık sık , yalan söyleyen , Karabaşoğlu , Cahilt , Beynitaş , bunların Ana’ sı , danası , Ağa’ sı her kim varsa , fırsat bu fırsat , hazır müsaade de varken bir yıllık yalanları söyleyelim, falan diye düşünürler , bunu da uygulamaya sokarlarsa , halimiz nice olur… Bu kadar yalana %30 oyumuz var , katlarsak kim durabilir önümüze derler mi… Ne dersiniz… Her neyse bir tedbir şart. En iyisi , O gün gazete – televizyon falan açmayalım… Hepinize Merhabalar olsun can dostlarım.
Gelelim ; bu ara tekrar alevlendirilen ATATÜRK-Çanakkale ilişkisine , İslam diniyle alakası kalmamış , parti sözcülüğüne soyunmuş , israf ve debdebenin tavan yaptığı , bu Ülke’ nin başının belâsı olmuş , Diyanet İşler’ i Başkan’ lığına… Bazı haber kaynakları , sanki yeni bir şeymiş gibi servis ediyorlar. Bu 18 Mart’ ta da bahsetmediler diye… Diyeceklerin var ama , en kestirme cevapla başlayayım… Ya bahsetseydiler. Kendimiz ve ATATÜRK hakkında şüpheye düşmez miydik. Eyyyy , eser miktarda bile beyni olmayan zavallı yaratıklar… 1- Onu yok sayarak , Alman Limon Von Sanders’ i mi ( Liman Paşa ) ön plana çıkarmaya çalışıyorsunuz. 2- Bir zaman şaşırması içindesiniz… Bahsi geçen devir , Osmanlı’nın var olduğu ve de Mustafa Kemal’ in de , bir Osmanlı Zabit’ i olduğu devirdir… Yani bir yerde çok sevdiğiniz Osmanlı’ yı itip kakıyorsunuz…3- Esasın da ,sizin bu konuya hiç girmemeniz gerekiyor. Osmanlı’ da , Din Adamları (!) , müezzinler ,Medrese okutman ve öğrencileri askerden muaftılar. Yani sizler orada yoktunuz. Galatasaray Lise ‘si talebeleri ,Mekteb-i Tıbbiye talebeleri vs vs evlerinden kaçarak savaşmaya gittiklerin de , tek biriniz dahi , sakalından sarığından utanarak , gitmeye teşebbüs bile etmedi ama savaşın kaderini değiştirene laf üretmekten utanmadınız… 4- Mustafa Kemal orada , askerine ölmeyi emrederken , sizler , onların bıraktığı mahremlerinin göbeğine muska (!) yazmakla meşgûldünüz… 5- İngiliz Winston Churchill : Biz herşeyi planlamıştık , bir tek Mustafa Kemal hariç derken , sizler onun düşmanı bile olamıyacak , aşağılık mahlûklarsınız…
Biraz da kuzeye doğru bakalım mı… Zelinski , Çar’ a mesaj yolluyor. Kırım’ dan vazgeçebiliriz diye. Yahu sizler ; tarihe bir soykırım ve sürgün abidesi olmuş kimin yurdunu pazarlık konusu yapıp masaya yatırıyorsunuz… Orası öz be öz Türk’ ün malıdır. Tıpkı ; Araplarla Kürtlerin , paylaşmaya çalıştıkları Kerkük gibi… Evet , Gazi Giray Han hayatının hatasını yaptı. Leh Kral’ı Jan Sobieski’ yi Osmanlı’ nın arkasına saldı ama kişisel hatalar hiç bir zaman halk ve coğrafya faktörünün önüne geçemez… Gazi Giray var ama Gaspıralı ‘ da var… Rusya Bayrak’ ı hala geçerli olduğu halde , bazı tanklar ,Sovyet bayraklarıyla dolaşıyor.Totaliter bir rejim sonrası , henüz rayına oturmamış Rusya Fedarasyonu’ nda kimse kişisel olarak böyle bir şeye cesaret edemez. Burada ki mesajı iyi değerlendirmek lazım. Sovyetler Birliği çağrışımı demek , Azebaycan , Kazakistan , Özbekistan , Türkmenistan , Kırgızistan yok demektir… Yani yeni Çar tarafından deniliyor ki , sıra buralara da gelecek… Dünya’ nın , Rusya’ yı tecrit ettiği ve Kırım’ ı tanımadığı ve de Ukrayna’ nın her zaman davetinin olduğu ve olabileceği dönemde , Kırım’ a çıkmalıyız… Lafı dolandırmadan söylüyorum… Barış gücü , davetli arabulucu vs vs ne gibi gerekçe olursa olsun , diplomatik şartlar oluşturulup gerekirse zorlanarak gidilmelidir. Burası Suriye’de ki İdlip’ ten falan daha önemlidir… Bir ara Demirel’ in de dediği gibi , “Karşımıza Kızıl Ordu �çıkar ” paraleli laflara kulak asmamak lazım… Unutmayın , Libya’ da karşımız da sadece Rus yoktu… Suriye’ de karşımız da sadece Rus yok… Az çok anladık gibi. Müdafaya çekilirsen , sürekli hücûm yersin. Siperleri sınırların içine kazarsan pazarlık içeriye göre olur… Utanmaz Çar , geçtiğimiz günler de , sırtına giydiği 14 bin dolarlık İtalyan tasarım montla kalabalığa şov yapıyor , Kırım’ ın ilhak’ ını kutluyor… Ey, gölgesinden korkan çakma milliyetçi Ca-Ce , CHP ile uğraşmak sana mı düştü…Sahip öyle mi istiyor… Tamam yapta , biraz bu konulara da eğil. Kırım’ada bir iki laf et… Belki bu yolla 2023 ü bile kurtarabilirsiniz… Hatırla Ecevit , nasıl Kıbrıs Fatih’ i olmuştu. Sizde Kırım Fatih’ i olursunuz…
Şimdi de içeriye dönelim. Zaten mecburen döneceğiz. Hemşehrim bitkisel harikalar yaratıyor… Hani derler ya , Şecaat arzederken…. diye , işte öyle bir durum var… RTE yi kutlamak gerek. Bu ekonomik depremler ve tsunamiler esnasında antipatik olmak istemedi. Önüne yatacak birisini aradı ve de buldu… Bitkisel göya taviz verdi. Avrupalılara garanti sundu… Bürokrasi , kanûn , tüzük falan hepsi hikaye. Arkamızda CB var , alayını yıkarız derken , şecaat arzetti. Kaş yapayım derken göz çıkarttı. Avrupa ve beyni hür içerde ki kesim , tek adam devrinin ve işleyişinin acımasızlığını bir kere daha ama çok derinden hissetti… Hiç bir Avrupalı , içerdeki çoğunluğun aksine sırtını kişiye dayamaz. Onlar ancak kanûna, hukuka güvenir… Sizce böyle bir durum var mı… Eh madem var diyorsunuz , o zaman hepsi kısa zaman içinde , çuval dolusu dolarlarla (!) yurdumuza düşerler… Ayrıyeten bir mesele daha var. Ben anlayamıyorum , bu bitkisel Ağa’ sına savaş mı açtı ne… Genel de gece yarısı kararnameleriyle atanan , liyakatleri , gene Ağa’ larınca malûm bürokrasi erbabına karşı , bir linç operasyonu tehditi mi var… Peki , sen sırtını CB ye dayadın da bunlar kime dayamış durumdalar… Bu işte bir gariplik var veya birisi ” Sopaya ” doğru emin adımlarla gidiyor…
Bir miktar tepkiler alacağımın farkındayım. Zırhlarımı kuşandım, pusatlarım belimde bekliyorum… Hepiniz Allah’ ıma emanetsiniz. Hoşçakalınız…
Mehmet Edip Ören
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı