Devletler değişir, devletlerin geleneksel hedefleri değişmez. Zira varlıkları sıkı sıkıya ona
bağlıdır. Milletleri de sistemler değiştirir; bazen olumlu bazen de olumsuz yönde zihniyet
evrilmesi yaşanır ve toplumların hamuru yeni evrenin şeklini alır. Petro ile Putin arasında 3
asırlık fark var fakat hamurun yoğurulduğu evreler aynı. Hükümranlık noktasından bakarsak
Petro 43 yıl başta kalmış, Putin’in ise daha 20 yılı var.
Güce tapma esaslı dünya düzeninin çığırtkanlarının alt perde söylemleri doğal olarak
güçlüye zayıfı ezme hakkını bahşediyor. Kaderdaş Ukraynalılar ağıtvari “Talihin elinde
oyuncak oldum / Zalim elinden sarardım, soldum” şarkısını söylerken bile içimizdeki
Rusofiller, Avrusyacılar ve korkuzanlar ‘Putin haklıydı’, ‘Adamı kızdırdılar’, ‘Ruslar raconu kor’
okeyine dönüyor.
Hud 113 der ki; “Zulmedenlere en ufak bir eğilim dahi göstermeyin! Sonra ateş size
de dokunur”. Gözünüzün önündeki hatta haritada başınızın üstündeki zulmü gör(e)miyor
musunuz; miyop musunuz? Karadeniz bir Rus Gölü olduğunda ne yaşadığınızı hatırlamıyor
musunuz? 150 yıl önceki çifte hezimetli ve bol muhaceretli 93 Harbi’ni de mi hafızadan
çıkarttınız?
Tarihsizlik en büyük talihsizliğimiz bizim. Hep aynı şeyleri yapıp bambaşka sonuçlar
bekliyoruz. Hele hele düşmanımın düşmanı noktasından bakıyorsak. Tıpkı iç siyasette olduğu
gibi dışta da NATO karşıtlığından bakıyor adam/kadın, kendini Rus emperyalizminin yanında
buluyor. Çok Atatürkçü abilerim/ablalarım siz Mustafa Kemal’in dış politikada yazı-tura
attığını mı sanıyorsunuz?!
Ha, bir de barışseverler var. “Yurtta barış, cihanda barış”çılar, “Barış, hemen
şimdi”ciler.. Barış; izbandutun biri haksız yere halim selim birini pataklıyorsa onu eyleminden
alıkoymaktır. Bu da dua ve temenniyle olmaz, bizatihi zulmedeni engellemekle olur. Dahası
zalimle mazlum arasında eşit mesafede olunmaz. Buna en hafifinden ilkesizlik denir.
Demiş ya Karakoç: “Beni dinle ey kadı / Bozuldu işin tadı / Zulümse eğer adı / Kenan
yapsa da aynı / Yunan yapsa da aynı” Yani Biden yapsa da aynı, Putin yapsa da aynı.
Amerikan emperyalizminden kaçıyor, Rus yada Çin emperyalizmine sığınıyorsunuz. Atatürk
gibi ‘dik’ atın da görelim. Üçüncü yada dördüncü bir yol bulun da gidelim. D-8’den Afrasya
Birliği’ne dek yerli ve millî olan hangi seçeneğe sempati duydunuz? Cevap: hiçbiri.
Nev Ottomancılar, sizin rahvan atlar ve tahta kılıçlar ne oldu; set dışında
kişnemiyor/işlemiyor mu? Reis, ikircikli duruyor diye mi brüt duruşsuzluğunuz? Zulüm âyetleri
Diyar-ı Filistin haricinde işlevsiz mi? Cami hocaları ‘âmin’ dedirmedikçe mazlumlar, masum
siviller ve ahlâksız bir işgale karşı kendi ülkelerini mukaddes bir vazifeyle savunan Ukrayna
güçlerine niyazen de olsa destek olamayi misunuz?!
42 milyonluk bir ülkenin en az 35 milyonunun istemeyeceği bir şekilde 600 bin
kilometrekarelik bir ülkeyi işgale kalkışmanın hiçbir meşru gerekçesi olamaz. Rusya’nın
güvenliği can da Ukrayna’nınki patlıcan mı?! Başkentine değin bütün sistemlerini çökertmeye
çalışmak 21.yüzyılın devlet organizeli insanlık suçlarındandır. Rusya’yı İsrail’den ayıran nedir
yahut Putin’i Hitler’den; gücün cazibesi midir?
Kıpçak soylu (olmasa bile kapı komşumuz) Ukrayna halkının yanında olduğumuzu
dosta-düşmana duyururuz. Odesa’dan Azak Denizi’ne, Harkiv’den Lviv’e dek Deşt-i Kıpçak’a
selam olsun. Mustafa Cemil Kırımoğlu’nun ellerinden, Volodimir Zelenski’nin gözlerinden
öperim.
Наші серця з Україною. Nashi sertsya z Ukrayinoyu.
Süleyman Pekin
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı