Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

bu ayki son yazımıza geldik

bu ayki son yazımıza geldik

Ayın sonuna , Zemherinin sonuna , ve de bu ay ki son yazımıza geldik. Muhtemelen şu anlar da , sizler son buluşmamıza icabet ediyorsunuz. Allah ; bir ucun da sizlerin , diğer ucun da benim olduğum sistemi daim ve uzun ömürlü kılar İnşAllah… Hepinize gönülden merhabalar…
Bir müddettir , yandaş yalakalardan arınmış çeşitli haber kaynakları ve programları , yana yakıla dikkat çekmeye çalışıyor… Tıp Fakültesi öğrencileri , ilk fırsatta gitmek için harıl harıl , Almanca ( Alamanca ) çalışıyorlar. Normalde bir Devlet’ in tedirgin olmaktan öte , paniğe kapılarak acil tedbirler alması gerekirken , mesele mevz-u bahis bile edilmiyor… Bunun sebebini ; en basit biçimde , hangi partinin hangi tahsil gurubundan daha çok oy aldığını incelediğiniz de anlayacaksınız… Kimse kendisini helâk etmesin zaten istenen de bu. Okumuş , fikri hür , vijdanı hür insanlar ne kadar azalırsa ; biat ehli kitle ve yönlendiricileri de o kadar rahat eder… Neden koskoca Rektör’ ümüz , yetiştirdiği talebelerin değil , cahillerin ferasetine güveniyor , işte bu yüzden… Anadolu’ yu Türk’lerden arındırmak için faaliyette olan yerli ve yabancı birliktelerin eksilecek nüfûs ve işgücü için ikame edecekleri On milyon Arap boş yere bu Ülke’ ye sokulmadı… Bu kısmı bilhassa , saf Türk olup , neredeyse silme bunlara oy veren Orta Anadolu ahalim iyi okusun , sadece okumakla kalmayarak gafletten de silkinsin… Bildiğim en iyi lisanla az ama öz biçimde son uyarımı yapayım. ” Ey koca Türk , titre ve kendine dön ”
Geçtiğimiz günler de , ermeni gazeteci , Agos’ un imtiyaz sahibi Hrant Dink’in ölüm yıldönümüydü. Gene coşkulu biçimde anıldı. Buraya kadar bir problem yok. Lakin düşündüm. Mesela , Hocalı’ da öldürülen sabiler için birileri Erivan’ ın en işlek yerinde anma etkinliği yapmaya kalksa akibeti nice olur… Mesela , Ermenistan Meclisin de veya herhangi bir siyasi platformun da biri çıkıp ta , bizde ki Garo Paylan gibi hükümeti eleştirebilir mi… Karabağ kaçkınlarından birinin karısı çıkıpta , Ermenistan’ ın herhangi bir yerin de Rakel Dink gibi bağıra çağıra konuşabilir mi… Bunlara hepiniz ” Kesinlikle hayır ” diyeceksiniz… Peki Devletler arasında ki mütekabiliyet esasları niye hep bizim aleyhimize çalışır… Son bir cümleyle konuyu bitiriyorum… Ermenistan da, yaptıklarından dolayı ” Türklerden özür dileyen ” bir aydın grup çıktı mı… Kazara çıksa bile , Kırık Mine gibi , ona en köklü gazetelerin de halâ yazı yazdırırlar mı…
BAE den sonra sıra Suut’ ta , arkasından İsrail hazır. Hepsine tamam ama BAE ile olanlara hayır. Yok… Yok… FETÖ münasebetiyle birinci ağızdan , diplomatik teammüller göz ardı edilerek yapılam suçlamalardan bahsetmiyeceğim. Bunları neredeyse ezberlediniz ama bir şey var ki özellikle gündeme gelmiyor… BAE , Libya’ da uçaklarının kimliğini saklayarak , Türk üssüne saldırdı ve çok zaiyata sebebiyet verdi. Yani , sıcak çatışma içine girdik… Bunların hesabı sorulacağına , kırmızı halılar seriliyor, birinci sınıf karşılamalar , peşkes çekilen milli varlıklarımız… Bir Türk olarak inamın kanım donuyor. Bu iş ” Birkaç Mehmet için savaş mı çıkarılır ” mantığının dışında değerlendirilmeli bence…
Doğu Türkistan , Uygur Kardeş’ lerimiz aklımızdan hiç çıkmayan , dualarımızı eksik etmediğimiz bahtsız kardeşlerimiz. ABD nin yaptırımından sonra ilk müspet adım , Fransa’ dan geldi. Parlamentoları ” Soykırım ” ı onayladı… Türkiye hala sessiz. Ca-Ce , Ağa’ sıyla uğraşanlara karşılık vermekten vakit bulamıyor. Bulsa bile , çakma milliyetçimizden , ” Bu Fransa , bu Macron ne yapmak istemektedir. Çin’ le aramızı kimse bozamaz , 3-5 Uygur için gelen Swapları mı riske atalım ” demesinden başka bir şey beklenemez. Onun bir de küçüğü , biraz da aksak olanı var. Mutlaka , uluslararası mahkemelere giderek , Fransa’ nın kararını iptal ettirebilir… Ben Ayhan Birgen’ le yaptığı toplantıdan sonra , böyle birşey de beklemiştim , her an da bekliyorum…
Televizyonların , yandaş olmayan , seyredilebilir olanların tek haberi pahalılık ve faturalar. Esasın da çok haklılar ama biraz durun. Bunlar daha iyi günlerimiz… Yılbaşında ki enflasyon verilerini incelediniz mi
ÜFE ile TÜFE arasında ki %40-50 cıvarında ki farkı da gördünüz mü. Peki bu ne demektir… %50 daha zam kapıda demektir. Mesela süt üreticileri%40 zam istiyor. Çokta haklılar, girdi fiyatlarına bakılırsa , az bile istiyorlar… Ondan sonra sıra , Ocak Ay’ ında yapılan zamların , zamlarına gelecek. Artan , hatta katlayan enerji fiyatları da , resmi geçitte ki yerlerini alacaklar… Bu sürüp giderken, seneye , bir tarafa istiflenen seçim finasmanları devreye girecek. Herkese kısmi ferahlama sağlanacak. Büyük coğunluğun , koltuğu altına iki paket makarna sıkıştırılacak , sizler sandıkta gönül huzuru ile görevlerinizi yaptıktan sonra , eve koşup büyük bir iştahla makarnalarınızı kaşıklayacaksınız… Sonrası ne mi olur… Tarih tekerrürden ibarettir. Ders alınsa tekerrür eder miydi…
Bir de alelacele nurtopu gibi “Serçe gündemimiz” oldu. TRT yıllarımdan kendisini iyi tanırım. Kameramanlık günlerimin birinde , Antalya Stadyumunda ki konseri sırasın da kavga etmiştik. Bu yüzden bir süre ekran yasağı da uygulandı… Konuyla alakalı yorum yapmıyacağım. Bunları . kendi iç meseleleri gibi kabûl ediyorum… Birilerinin kopartma , vurma , kırma tehditlerine malzeme oldular. Bir gün önce düşman olanları , ertesi gün kucaklayacak kadar da haysiyetsiz değilim… Serçeler beni ilgilendiriyor ama farklı şekil de. Sakın boşvermeyin, sizlerde bu küçük dostlarımız için , cam kenarlarına mutlaka birşeyler koyun. Soğukların arttığı bu dönemlerde onları unutmayalım , yalnız bırakmayalım. Ucuz tavsiyelerime devam edeyim. Bulgur pahalandı. Zincir market üretimi arpa şehriyeler şu an 350-390 krş bandın da bir tanesi en az 3-5 gün idare ediyor. Ayrıyeten ekmek dilimlerken oluşan kırıntılar , gibi şeyleri de üşenmeyip cam kenarına boca edelim…
Son bir kaç olay , zihnimize enteresan bilgileri çağrıştırdı… Seneler önce bir terörist gebertiliyor. Cep telefonu , yıllardır Devlet’ in elin de ama ne hikmetse , seneler sonra , oradaki bir resim gündeme geliyor ve HDP li MV nin dokunulmazlığının kaldırılmasına dayanak oluyor. Sakın yalnış anlaşılmasın , şahsen ; yüz sene önce de çekilmiş olsa , muhatabın cezasını çekmesinden yanayım. Serçe’ nin beş yıl önce söylediği şarkı da, sanki yeni bir olaymış gibi, aktarılarak linç kampanyasının ayağını oluşturuyor… Anlaşılan , birilerinin elinde ; lazım olduğu , gündem değiştirmek gerektiği zaman ortaya çıkarmak için rezerv edilmiş bol miktarda malzeme var…
Kelalaka aklıma geldi. Bir fıkrayla bitirip , bari işin sonunda hepinize biraz da olsa tebessüm ettirelim… Bana anlatılan O , sizlere başka Ülke’ ler olarakta nakletmiş olabilirler… Unutulmaz diktatörlerden biri olan Uganda Devlet Başkan’ ı , Hacı Mareşal İdi Amin Dada’ ya bir gün adamın biri şehrin en işlek meydanın da söver… Polisler yaka paça tutuklar ve hemen de mahkemeye çıkarırlar… Hakim’ in ” Niye sövdün ” lafına , binlerce şahit olduğu için ,inkar da edemiyen suçlu ” Evet Efendim , Devlet Başkan’ ına sövdüm ama , Zambiya Devlet Başkan’ ına sövdüm ” diyince , hakim , gözlüklerinin üzeriden bakarak ” Masal okuma. Ben kime sövüleceğini gayet iyi bilirim ” der…
Ne dersiniz , Yazı’ yı , Hafta’yı , Ay’ ı , Zemheriyi , bitirelim mi… Ama gelecek için umutlarımız asla bitmesin. Hepiniz Yaradan’ ıma emanetsiniz. Hoşçakalınız…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!