H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Utanmıyor Musunuz?

Utanmıyor Musunuz?

İnsanların ne kadar kötü olduğunu görmek beni hiç şaşırtmıyor fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler içinde kalıyorum.” Diyor Geothe

 

Utanmak duygusu, zamanla değişip dönüşse, yanlış örnekler ve anlayışlar baş tacı edilse de,  hak, hukuk, ve sosyal alanın işleyişinde hala en önemli düzenleyici, en önemli ahlaki sorumluluklarımızdan biridir.

 

Utanmanın bize ve topluma tuttuğu bir ayna vardır.

Kendimizi tanıyor, insani vasıfların idrakinde  ve kalabalıklarda kaybolmuş bir insan değilsek, bu ayna bizi rahatsız etmiyor.

Yok hırsları yüzünden  gözü  kör olmuş biriysek, dilsiz aynanın bizim için bir ifadesi, verdiği rahatsızlığı olmuyor. İşimiz dostun acı sözlerine kalıyor…

 

Bizde “dost acı söyler” diyerek yazalım!

Her sabah kurnaz, menfaatçi insanların at koşturduğu bir güne uyanıyoruz.

Bu insanların bitmek bilmeyen hırsları, etrafını kullanma ve yok etme çabalarıyla karşı karşıya kalıyoruz.

 

Ne yazık ki bugün, “edep duygusuyla arasına mesafe koymuş, utanmayı unutmuş” bu insanları sadece izlemekle yetiniyoruz.

Belki çoğumuz farkında bile değiliz ama bu insanların yarattığı kirli havayı soluyarak, erdemli duygularımızdan da yavaş yavaş uzaklaşıyoruz. (Belki de bilinçli olarak bu sona getiriliyoruz.)

 

Kirlenmiş dile, gönüle, düşünceye söyleyecek sözümüz, kınayacak özümüz yorgun… sus pus.

“Hırsıza hırsız, arsıza arsız, yalancıya yalancı” diyecek kadar ne cesur ve ne de  ilkeliyiz.

 

“Yalandan kim ölmüş ki?!” sözü  muhabbetlerimizin incisi olmuş.

Hatta en güvenilmesi gereken alan için, “Siyaset biraz da yalandır.” diye savunmaları bile var. Dolayısıyla yalancılığı alışkanlık haline getirenlerin, itibar yitirme, taraftar kaybetme  gibi bir korkusu da yok.

 

İnsanoğlu, kendinden utanmayı bilseydi gizli kalmış değil herkesin içinde açıkça işlenmiş nice suçlar işlenmemiş olurdu.” Jean de La Bruyere

 

Halbuki utanma duygusu; hep hissetmemiz gereken, tüm eylemlerimizin denetleyicisi, içsel bir ahlaki sinyaldir.

Bu duygumuz bizi yalandan, sahtekarlıktan, hırsızlıktan, döneklikten, ikiyüzlülükten, ihanetten uzak tutmaya çalışır.

Bilir ki, utanma duygusundan uzaklaşırsak, “yalan dolan, talan, yolsuzluk, dönen, bölen…gibi” utanmazlık eylemleri toplumda içselleştirilecektir.

 

Sonuç;

Gerek Allah’a gerekse insanlara karşı edebini muhafaza etmesi insanın faziletlerindendir.”

 

Ne zaman ki insani değerlerimizi, sosyal itibarımızı  ve saygınlığımızı maddi çıkarlarımızdan ve de mevki kazançlarından önde tutarız, utanılacak duruma düşmez…aynalara bakmaktan ve aynanın yansıttığından korkmayız.

Aslolan doğru insan. İnsanın kötü duygularından ve davranışlarından utanmasıdır.

Bu gerçekleşirse ancak hak ve emek yerini bulacak….siyaset, iş dünyası, kurumlar, toplumun her alanı arınacaktır.

İşte size ayna, bakın ve de karar verin.

Allah’ın sevdiği bir kul, saygın bir kimlik, insan ilişkilerinde güven ve paylaşım, toplum hukukunda adalet istiyorsak,  her zamankinden daha fazla dürüstlüğe ve de utanmanın ışığına ihtiyacımız var…

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!