“Üreticilerin tarlasında üretime devam etmek ve reel ekonomiye kan vermek, onu ayakta tutmak için sürdürülebilir bir tarımsal faaliyet zincirine, güvenceye ihtiyaçları var.” Diyen Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Şahsuvaroğlu, 2022 yılını Zafer Partisi olarak, “Tarım Seferberliği Yılı” ilan ettiklerini belirten bir Basın Açıklaması yayınladı.
Şahsuvaroğlu’nun Basın Açıklaması şu şekilde:
Zafer Partisi 2022 yılının Tarım Seferberliği yılı olarak ilan edilmesini istedi.
Hükümet önümüzdeki yılı tarım seferberliği yılı ilan etmeli ve köyleri koruyan- yaşatan bir programı hayata geçirmeli.
Tarım seferberliği yılında çiftçiye ihtiyacı olan bütün girdileri temin edeceği ve ürününü pazarlayabileceği destek sistemi kurulmalıdır. Üreticilerin tarlasında üretime devam etmek ve reel ekonomiye kan vermek, onu ayakta tutmak için sürdürülebilir bir tarımsal faaliyet zincirine, güvenceye ihtiyaçları var. Bunun için evvelemirde tarımsal girdileri ucuza temin etmesinin önündeki bütün spekülatif engellerin ortadan kaldırılması şarttır. Tarım seferberliği yılında üreticilerin her türlü tarımsal girdiye erişimi kolaylaştırılmalıdır. Zafer Partisi bunun için ÜÇ AŞAMALI PROGRAM öneriyor.
- Tarımın Organizasyonu
- Tarımsal sanayinin organizasyonu
- Pazarın organizasyonu
Tarım seferberliği yılında ekilmedik, sulanmadık tarla kalmamalıdır. Toprak ve su kaynakları korunup geliştirilmelidir. Üretici örgütlenmesi tamamlanmalı, tek bir çiftçimiz bile kendisini kimsesiz hissetmemelidir.
Tarım seferberliği yılında köyleri muhafaza eden ve tarımsal faaliyete devam eden her köylü başta köyün ve çiftlik hayatının garantisi olan üretici kadınlarımız sigortalı olmalı, köyde yaşayan her kişi Tarım işçisi sayılmalı ve bir üretim seferberliği başlatılmalıdır.
2021 yılı tarım ve köylü için kâbus yılıydı
Muhasebe yapmak fert fert hepimiz için faydalı bir eylem olmakla birlikte yöneticilerin her koşulda muhasebe yapması ve milleti ile paylaşması hem yasal zorunluluk hem de vicdani bir gerekliliktir.
Biz de bir yıl sona ererken Tarım sektörünün muhasebesini yapmak ve kötü gidişata dikkat çekmek istedik.
Zor ötesi bir yılı geride bırakıyoruz. 2021 yılı üreticilerimiz için kâbus yılıydı. Hayat pahalılığı, korona virüs salgını, kuraklık, orman yangınları, doğal afetler, maden patlamaları, yoksulluk, intiharlar, teröre kurban verdiğimiz şehitlerimiz milletçe hepimizin canını acıttı.
Birçok sektörde farklı sıkıntılar yaşanmakla birlikte 2021 yılında en çok, Tarım ve gıda sektörünün canı yandı ve manşetlerden hiç inmedi. Çiftçiler üretmekte zorlandı, emeğinin karşılığını alamadı. Gıda enflasyonun suçu çiftçiye yüklendi. Çiftçi ithalat sopasını hep üstünde hissetti. Üreticiler zarar ederken tüketici gıda maddelerini pahalıya yedi.
Tüm tarım ürünlerinde üretici fiyatları ile tüketici fiyatlarındaki makas açıldı. Kazanan yine aracılar oldu. Üreticinin sırtından geçinen ve siyasi erki üreticiyi ezmek için kullanan rantçılar kolay kazanma peşinde çiftçini ve köylünün belini kırdı. Çiftçi en sevdiği topraktan kaçar oldu, ekmemeyi tercih etti. Sıkıntı yaşayan sadece çiftçiler olmadı. Tarım sektörünün diğer paydaşları, gıda imalatçıları ve perakendeciler de benzer sıkıntılar yaşadı. Döviz kurundaki dalgalanmalara bağlı olarak gübre, mazot, yem, zirai ve veteriner ilaçların fiyatları sürekli arttı, maliyetler yükseldi.
Güzlük hububat ekiminde çiftçi gübre almakta zorlandı, hayvan yetiştiricileri, maliyetin altında kalan et ve süt fiyatlar nedeniyle hayvanlarını kasaba göndermek zorunda kaldı. Tüketici gıda fiyatlarına para yetiştiremez oldu.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) hububat alım fiyatlarını düşük açıkladı. Bu yüzden piyasada regülasyonu sağlayacak miktarda ürün alamadı ve tahıl tüccarda birikti. Sonrasında TMO artan yem ve un fiyatlarını dengelemek için yüksek fiyatla hububat ithal etmek zorunda kaldı. Fakat ithalat da beklenen ucuzlamayı sağlamadı.
Bu yıla damgasını vuran bir başka olumsuzluk ise özellikle Güneydoğu, Doğu ve İç Anadolu’da yaşanan kuraklık oldu. Buğday ve arpada rekolte düşüklüğü yaşandı. Her ne kadar kuraklıktan etkilen üreticilere dekar başına bir destek verildi ise de çiftçinin zararını karşılamadı.
Çiftçilerin beklentilerini karşılamayan bir başka karar ise, 2021 yılı tarımsal desteklerin geç açıklanması ve gübre desteği dışında artış yapılmaması oldu. Daha da kötüsü yetersiz desteklerin bir yıl sonra ödenecek olması…
Bütün bu olumsuzluklar yaşanırken Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin “çiftçimizin zarar ediyoruz dediği bir ürün yok” ve “toplumda kayrılan bir kesim varsa o da çiftçi kesimidir” sözleri çiftçilerden büyük tepki görürken yılın gafı olarak kayıtlara geçti.
Biz Zafer Partisi olarak “tarımına sahip çıkmayan bir toplumun yarını olmaz, olamaz” diyoruz. Tarım, gıda güvencemizin ve milli güvenliğimizin teminatı olan stratejik bir sektördür. Bu yüzden karar verici ve yönetme makamında olanlar tarım politikalarını bu gözle hazırlamalıdır. Çiftçinin makus talihinin yenilmesi sorumluluk sahibi herkes için vazgeçilmez ve ertelenemez bir görevdir.
Gelin çiftçinin birlikler veya kooperatifler tarzında örgütlenmesini hızla tamamlayalım. Tarımsal faaliyetin sürdürülebilirliği için üretim güvencesi sağlayalım. Çiftçi girdisini ucuza temin edebilsin, ürününü kendi pazarlayabilsin.
Gelin, Ziraat Bankasını asıl misyonuna geri döndürelim, sadece çiftçiye kredi sağlayan adına uygun bir banka haline getirelim.
Tarım seferberliği yılında reel ekonominin temeli olan tarımı kredilenesi gereken Ziraat Bankasının bundan böyle tamamen çiftçi kuruluşu olacağı açıklanmalıdır. Bu bankanın diğer sektörlerdeki kumpasa, özellikle medya ve inşaat sektörüne olan bağımlılığı ortadan kaldırılmalı, çiftçinin borcu yüzünden tarlada çalışan traktörüne haciz gelmemeli, özellikle başkalarına kaptırılan çiftçilerimize ait paralar çiftçilerimize geri kazandırılmalıdır .
Gelin Tarım Kredi Kooperatiflerinin sadece çiftçinin kredi ve girdi ihtiyacına odaklanmasını kâr kaygısından uzaklaşmasını sağlayalım. Borcunu ödeyemeyen çiftçinin ekip biçmekte kullandığı traktörüne, alet edevatına icra yoluyla el koymak zulümdür. Tarım Kredi başta olmak üzere bütün çiftçi örgütleri her şartta çiftçinin yanında olsun.
Artık Türk Milleti durum tespiti yapan siyasilerden yoruldu. Tok karın ve mutlu yarınlar için yeni yüzler, yeni çözüm önerileri ve kalıcı politikalar bekliyor.
Köylü Milletinin efendisi olmayı ve Zafer’i hak ediyor.