İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Ali Gürlek, ”Diş Hekimliği Günü’ ve ”Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası” nedeniyle yaptığı açıklamada, sorunlarını anlattı.
İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Ali Gürlek, dövizdeki artışın halkın ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimini olumsuz biçimde etkileyeceğini bildirdi.
Gürlek, ”Dişhekimliği Günü’ ve ”Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası” nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, pandeminin etkilerinin hala sürdüğünü ve geçen süreçte yitirdikleri ”36 diş hekimi ve 4 yardımcı klinik personelin”anılarının, bugüne acı bir gölge düşürdüğünü söyledi. Gürlek, ”Yaşamını, toplumun sağaltılması yolunda feda eden tüm meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının anısı önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi.
Pandemi döneminde yaptırdıkları kamuoyu araştırmasının, meslektaşlarının yaşadığı gelecek korkusu ve kaygısını açık biçimde göz önüne serdiğini hatırlatan Gürlek, her 5 diş hekiminden dördünün ”işiyle ilgili gelecek kaygısı” duyduğunu ifade etti.
‘‘Dövizdeki anormal artış halkın sağlık hizmetlerine erişimini engelleyebilir’
Türkiye’de dövizdeki artışın artık ”öngörülemez hale geldiğini” belirten Gürlek, artan maliyetlerin halkın ağız diş sağlığı hizmetlerine erişimini olumsuz biçimde etkileyeceğini söyledi. Gürlek: ”Diş hekimliğinde kullanılan ekipmanın, malzemelerin ve ilaçların neredeyse tamamı ithal ediliyor. Döviz kurundaki öngörülmesi artık imkansızlaşan bu artışlar, toplumun ağız diş sağlığı hizmetlerinden yararlanmasını engelleyecek boyuta ulaşıyor. Talebimiz, devletin bu maliyetleri düşürecek önlemleri almasıdır. Öncelikle tedavi ücretlerindeki KDV’nin kaldırılması ya da yüzde 1 oranına indirilmesi, sarf malzemelerinden alınan KDV oranının da düşürülmesidir” diye konuştu.
”Plansız artan fakülte sayısı ve öğrenci kontenjanları mesleğimizi tehdit ediyor”
Türkiye genelinde 104 diş hekimliği fakültesinde toplam 33 bin 875 öğrencinin öğrenim gördüğünü belirten Gürlek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Türkiye’de toplam diş hekimi sayısının 39 bin olduğunu dikkate alırsak, diş hekimi sayısının her 4-5 yılda bir ikiye katlanacağı anlaşılıyor. Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Akademi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel’in hazırladığı ‘2030 Yılına Doğru Türkiye’de Dişhekimliği’ araştırma raporu, bugün Türkiye genelinde 39 bin olan diş hekimi sayısının, peş peşe açılan yeni fakülteler ve kontenjan artışları sonrasında 2030’a kadar yaklaşık dört kat artacağını ortaya koyuyor. Rapora göre, bu artış yaklaşık 138 bin diş hekimini işsizlik ve haksız rekabet sorunuyla karşı karşıya bırakacak, topluma verilen ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin niteliğini de olumsuz biçimde etkileyecek.”
Yeni fakültelerin açılması kararı alınırken meslek odaları ve meslek birliklerinin ”hiçe sayıldığını” savunan Gürlek, ”Bizlerin bu karar mekanizmasının dışında bırakılması kabul edilemez. Öncelikle alınması gereken önlem, derhal diş hekimliği fakültesi açılmasının durdurulmasıdır. Açılmasına karar verilen ancak eğitime başlamamış fakülteler faaliyete geçirilmemeli, halen eğitim veren diş hekimliği fakültelerinin kontenjanları önce sabitlenmeli, sonra da düşürülmelidir ” dedi.
”Pandemi kamunun sunduğu ağız diş sağlığı hizmetlerini ciddi oranda sekteye uğrattı”
Pandemi nedeniyle ağız diş sağlığı hizmetlerinin ertelenmesi ve kamuda çalışan diş hekimlerinin filyasyonda görevlendirilmesinin, ”kamunun sunduğu ağız diş sağlığı hizmetlerini ciddi oranda sekteye uğrattığını” anlatan İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Gürlek, bazı kurumların randevu sayılarının, pandemi öncesinden bile fazla olduğunu, tüm kurumlarda yardımcı personel eksikliği bulunduğunu söyledi.
Ali Gürlek, gelirinin büyük bir kısmını ek ödemelerin oluşturduğu kamuda çalışan diş hekimlerinin düzenli ve net bir ücret alamadığına, çok düşük maaşlarla çalışmaktan ötürü ciddi motivasyon düşüklüğü yaşadığına ve günden güne fakirleşmenin yarattığı moral bozukluğuyla son bir yılda emeklilik ve istifa kararları almaya başladıklarına işaret etti.
Kamuya ait sağlık hizmet kurumlarında 17 yıldır uygulanan performansa bağlı ücretlendirmede yaşanan sistem sorunlarının salgın döneminde iyice ortaya çıktığını ifade eden Gürlek, taleplerini şöyle sıraladı:
”Performansı artırma kaygısıyla hasta sayısı, hastaların alınma sıklığı ve işlem sayısının güncel çalışma protokollerini ihlal edecek oranda artırılması, hasta ve çalışanların sağlığını riske sokabiliyor. Önerimiz, bant tipi bu çalışmadan vazgeçilerek, koruyucu önleyici ağız diş sağlığını önceleyen sağlık politikalarının geliştirilmesidir. Pandemi koşulları bir fırsat olarak görülüp bu değişiklikler hayata geçirilebilir. Kamuda çalışan meslektaşlarımız için ek ödeme değil, insan onuruna yaraşır, emekliliğe yansıyan, güvenceli, eşit ve adil maaş artışı da ana taleplerimizdir.”