Bu olay bize gösterdi ki, TBMM’nin bugünkü MHP milletvekilleri bir “Başkan”a, o başkan da bir başka Başkan’a, yahut partiye, yahut projeye, yahut hesaba bağlı. Kamuda dile gelen bu çağrışım ve endişe Türk milliyetçiliği adına çok kötü. Bunun suçlusu kamu değildir, kamuyu böyle düşünmeye mecbur eden politikasıdır. Arkadaş senin hiç mi onurun yok, senin hiç mi aklın ve iraden yok? Yahu sen tutsak mısın, gebe misin, satranç tahtasının üzerindeki bir piyon musun? MHP’li vekiller siz Ankara’ya varınca formatlandınız mı, kodlandınız mı, Ankara’ya ilk aklınızla gittiniz de, Ankara’nın Balgat yahut Beştepe semtinde size yeni bir akıl/beyin nakli mi yapıldı? TBMM’deki bir iki yıllık durumunuz bizi böyle düşündürüyor.
Burada Milletvekilliği ve Milliyetçiliğe kısaca bir bakalım diyorum. Adından da anlaşılacağı gibi milletvekili seçim sürecinde yapacağı işleri millete anlatır. Meclise giderse sözlerinin arkasında durur ve görevini; genel başkanı veya başka birisinin isteğine göre yapmaz, sadece millet adına yapar. Milliyetçi Hareket Partisi’nden vekil seçilenler Türk milletinin tüm derdi ile dertleneceğine, Türk milletinin bütün değerlerini yükselteceğine dair söz vererek, yemin ederek vekil oldular. Öyleyse MHP’nin mevcut milletvekilleri seçmenlerine verdikleri sözün tersini yapamazlar, yaparlarsa kirlenmiş, seçmenine hainlik etmiş olurlar. Milliyetçilik konusuna gelince: Milliyetçilik bir değerdir, kişiliktir, duruştur, bilinçtir. Bu değer hatır-gönül tanımaz, bu değer güdülmez, bu değer dizginlenemez. MHP milletvekilleri Doğu Türkistan Türkleri yahut başka konularda oy kullanırlarken, dizginlenip dizginlenmediklerine baksınlar, kararlarını kendileri versin.
AKP’nin “Türk, Türkçe, Dünya’daki Türkler” diye bir derdi yok. MHP milletvekilleri bu yönüyle de AKP’lileşmişlerse ne diyebiliriz? Türk milleti bir dahaki seçimde ona göre oyunu kullanır.