EKG Derneği Başkanı AKGÜN, “İdrak ettiğimiz 10 Kasım, bölgesel ve küresel gelişmelerin akışına yön vermiş dünya çapında bir liderin idrak ve ifadelerinin, yarına dönük doğru mesajların içselleştirilmesi, neslin inşa sürecinde büyük ve eşsiz bir fırsattır.” Dedi.
Başkan AKGÜN masajında;
Türk İstiklal Mücadelesinin önderi, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 83. yıl dönümünde rahmetle, şükranla anıyoruz.
10 Kasım’da, O’nun işaret ettiği muasır medeniyetleri aşma hedefine doğru daha çok mesafe almamız gerektiğini ve küresel eşkıyaların ülkemiz üzerine kurdukları senaryoların, kurguladıkları oyunların farkında olmamız gerekmektedir.
Cumhuriyet’in kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 83. Yıldönümünde; bugünde dünü, dünün ışığında yarını anlamaya çalışırken, ölüm yıldönümünde onu anmak değil, anlamaya çalışmak gerek…
Mustafa Kemal Atatürk, herhangi bir kimsenin veya bir topluluğun tekelinde olmadığı şuuruyla, O’nu anlamak ve O’nun prensiplerini, aziz milletimizin tarihi derinlikteki idrakiyle anlama yönünde ciddi bir mesuliyetimiz olduğunun şuurunda olmak gerek.
Unutmayalım ki; Mustafa Kemal, ileriyi gören bir liderdi. Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra ortaya çıkan tehlikeli durumu ilk o görüp milletinin dikkatini “Milleti, Milletin Azim Ve Kararlılığı Kurtaracaktır” diyerek çekmiş, ERZURUM Kongresi’nde “vatanın bölünmez bir bütün olduğunu” tüm dünyaya ilan etmiş, Sakarya Savaşı sırasında: “Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz” diyerek, bu necip millete, dün olduğu gibi bugün için ve yarın için de geçerli olan, milli bir parola oluşturmuştu…
O, ülküleri için yaşadı. En temel ülküsü, temel davası ise, yüksek vasıf ve özelliklerine inandığı aziz milletimizin hürriyet ve istiklal aşkından kaynaklanan, milli birlik ve beraberlik duygusuyla kenetlenmiş, medeni bir toplum olarak, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak, geçmek, tarihte olduğu gibi, gelecekte de insanlık tarihine, çağın akışına istikamet vermekti…
O, “Millete efendilik yoktur, hadimlik (yani hizmet etmek) vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.” sözüyle, millete hizmet anlayışını nefisinde yaşamaya odaklanırken, salt bugüne değil, yarınlara dönük bir yöneticide bulunması gereken özelliklere model olmuş, mensubu olmakla iftihar ettiği aziz milletine milli mücadelenin en zor günlerinde de hep inanmış, güvenmiş, milletinin de güvenini kazanmıştı.
Milli Mücadelenin ardından söylediği; “En büyük davamız, en medeni ve müreffeh (yani gelişmiş, refah içinde) bir millet olarak varlığımızı yükseltmektir.” sözü onun kendini adadığı hedefiydi.
Bu kutlu ve ileriye dönük asırları aşan vizyonuydu; bizi mazlum milletlere model kılan, Mete Han ile başlamış olan, “Kültür Temelinde Millet” olma gerçeğini hayata geçiren süreç…
Unutmayalım ki; dünya tarihi birçok devlet adamı yetiştirmiştir. Her biri yaşadıkları dönem ile tanınır ve anılırlar. Ancak bir tek devlet adamı vardır ki, adı, yaşadığı yüzyılı aşmış ve dünya tarihine altın harflerle yazılmıştır.
O, gücünü milletten almış, heyecanını tarih ve ecdadımızın hatıralarında bulmuş, sabır ve tahammülünü muzaffer Türklüğün ruhundan çıkarmış, tarifsiz liderlik vasfıyla hem milletimizin hem de mazlum milletlerin kalbinde taht kurmuştur.
İdrak ettiğimiz 10 Kasım, bölgesel ve küresel gelişmelerin akışına yön vermiş dünya çapında bir liderin idrak ve ifadelerinin, yarına dönük doğru mesajların içselleştirilmesi, neslin inşa sürecinde büyük ve eşsiz bir fırsattır. O, bir milletin yüksek hedeflere ikna edilmesiyle nelerin, nasıl başarılacağını göstermişti.
Farkındayız ki: son günlerde küresel eşkıyalarca, dün olduğu gibi bugün de kardeşi kardeşe kırdırıp, ülkemiz bölünmeye çalışılıyor. Bizler bu oyunlara gelmemeliyiz. Ülkemiz halkları arasındaki dayanışmayı, sevgi ve saygıyı koruyarak, bu oyunlara gelmeyeceğimizi bir daha tüm dünyaya göstermeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu ve üyelerimiz adına, Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 78. yılında, saygı, minnet ve şükranla anarken, istiklal ve istikbal mücadelemizin devam ettiği günümüzde; aklını kiraya vermeden, mensubu olduğu aziz milletimize hizmeti, onunla bir ve beraber olarak, her tür çıkardan uzak, hâkimi olmaktan çok, hadimi olmaya odaklı bir neslin yetişmesine katkı sağlamanın mesuliyetimize dikkat çekeriz…
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, onun manevi şahsiyetinde, tarihi derinlikte; dünden bugüne, küresel eşkıyaların askeri ve terör eksenli saldırıları ve iktisadi saldırıları yanı sıra, çıkarlarını müstevlilerin emelleri ile tevhit edenlere karşı, verdiğimiz mücadele sürecinde, gerek yurt geneli, gerek, sınır ötesinde; coğrafyayı vatan kılma yönünde canını/kanını feda etme özverisiyle mücadeleye devam eden canlara, cümle vatan şehitlerimize, hakka yürüyen gazilerimize, Allah’tan (c.c.) rahmet, yaşayan gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyor, şükranlarımızı sunuyorum.