Üretimin temellerinin atıldığı, bereketin alt yapısının oluştuğu, her atılan tohumun, baharlara ümitle bakmamızı sağlayan Ekim ayını bütün lezzetiyle yaşamaya devam ediyoruz… Hepinize Merhabalar…
Bugün, başımıza gelen bütün olayların esas sebebini değerlendirmeye çalışacağım… Her şey ABD’de oluşturulan ve tasarımıyla birlikte ülkemize yollanan, Yeni Din’in kıyafetiyle başladı. Buna kısaca “Türban” dedik… Bu çulu kafamıza geçirince her şeyin bıçak gibi düzeleceğini zannettik… Evvela bir merhabamızı çekelim sonra devam ederiz.
Bize müslümanlık diye pazarlanan yeni dinin farklılıklarından bahsetmek istiyorum…
“Oku, seni yaradan Rabbinin hakkı için oku” diyen bir dinin mensupları, cahillikten medet umar mı? Gelinmek istenen son noktanın resmini Afganistan’ı seyrederek görebilirsiniz… Kadınların okumaları ve okula gidişleri yasaklanan ilk işler arasında. Yüce Din’ imiz, bize her seferin de “Ey Müminler” diye hitap ediyor. Ben erkek müminler veya kadın müminler diye bir şey duymadım… İslam, ergenliğe ulaşan; kadın – erkek , beyaz – zenci, zengin- fakir, uzun- kısa vs herkese inmiş ve her kese eşit bakan yüce bir dindir… Kuş ve özürlü beyinlerin ürettiği aykırı fikirlerin mensup veya sempatizanları mümin olabilir mi?
“İlim Çin’de bile olsa gidip alın” diyen İslam’ı , bunlar gavur icadı diye nasıl sınırlamaya kalkarsınız? “Gavur icadı, kullanmak caiz değil” dersiniz ama yeri geldiğinde jet-skiye binersiniz… Otomobile uçağa trene binmemezlik etmezsiniz… Cep telefonu elinizden düşmez. Demek ki yeni din, İslâm’la hiçbir alakası olmadan münafıklık, takiye ve sahtekârlık aracı olarak kullanılıyor…
Müslümanlıkta her şeyi anlayarak yapmak esastır. Mesela niyet etmeden namaza duramazsınız, oruç tutamazsınız. Eylemi yapsanız bile kabul edilmez .Peki bunun anlamını bilen var mı? Cenab-ı Allah, her şeyi bilerek yapmamızı istiyor. Ezbere, körü körüne , bilmeden anlamadan yapılan işleri, ibadetleri kabul etmiyor. Hal böyle iken, Kuran-ı Kerim’i Arapça okumayı, ezberlemeyi, bu talimatların neresine monte edeceksiniz? Türkçe’den öcü gibi korkanların, hiçbir şeyi birinci ağızdan yani Kuran ve sünnetten, anlamadan okumanın, ezberlemenin kime ne faydası olur, ancak oluşturdukları yeni dini, bize Müslümanlık diye yutturmaya çalışanlara çok faydası olur… Birçok ilave ve hurafeyi din diye, Allah’ın emri diye algılarız ve kabul etmek zorunda kalırız…
Müslümanlıkta yardımlaşma esastır. Komşunun aç yatmasının sorumluluğu diğer müminlerin ayıbıdır ve asla kabul görmez, “Bizden değil” diye yaftalanır… Zekât ve fitre gibi , maddi ibadetler, bu zaruretten doğmuştur. Bunun günümüzdeki karşılığı vergilerdir. Devlet, topladığı vergilerle kimsenin aç yatmamasını sağlamak zorundadır… Eğer siz ülkenin yarısı yoksulluk sınırının altında iken 300 kişi ABD’ye gidip yer içer gezerseniz, bunu Müslümanlığın herhangi bir tarafına yerleştiremezsiniz… İngiltere Başbakanı iki koruma ile, toplam üç kişi olarak orada bulunurken, yüzlerce kişi ve Türkiye’den özel kargo uçağı ile götürdüğünüz zırhlı araçlarla bizi, ancak komik duruma düşürürsünüz, “İsraf Haramdır” lafı da havada kalır… Kızılay Başkanının dediği gibi, vergiyi vermek yerine dolanırsanız, sadece aç yatanların sayısını arttırırsınız. Bu da Müslümanlıkla alakalı değildir, oluşturduğunuz yeni dinin mahsulüdür… Servetinizi ve vergilerinizi, yurt dışında kurduğunuz şirketler marifetiyle mesela Hollanda gibi ismi bilinmeyen ada devletleri gibi yerlere öderseniz, sebebi kaynağınızın paralarını, gayrı Müslimlere peşkeş çekmiş olursunuz. Bu da en azından kul hakkına girer… Yeni dinde mahsuru olmayan bu durum, Müslümanlığın temel ilkelerine aykırıdır…
Yüce Dinimiz, her daim işin ehline verilmesini emreder, gayrı müslim olsa bile… Siz ne yapıyorsunuz? İşin ehli olmayan, ne kadar yandaş varsa hepsini, layık olmadıkları ve üstesinden gelemeyecekleri görevlere getirerek, liyakat sistemini altüst ediyorsunuz… İşte size ,Yeni Dinin Müslümanlıktan ayrı düşen bir özelliği daha…
Cennet, istisnasız hepimizin ulaşmak istediği son nokta. Sadece Müslümanlarda değil, tek Tanrı’ lı bütün dinlerin kıymetlisi… Peki Yaradan, Cenneti kimin ayakları altına seriyor? Yeni Dinin Analarımıza ve kadınlarımıza bakışı ne? Onlara neleri lâyık görüyorlar veya görmüyorlar? Bana anlattırmayın, Afganistan’a bakın yeter… Onlar farklı diyenler Suudi aArabistan‘a baksın. Yanında erkek olmadan bakkala gitmeleri bile yasak…
“Sebepsiz yere bir insanı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir” diyen güzel dinimiz varken, bu yeni din Müslüman olanları bile halkın gözleri önünde vahşice öldürebilmektedir…
Yalan söylemeyi meneden dinimizin yerine monte edilen, sadece baş çulu şartlı yeni din her türlü yalanı vurgunu serbest bırakmaktadır… Örneklerini iki akşam üst üste seyredeceğiniz haberlerde müşahede edebilirsiniz… Bugün “Ak” diyenlerin ertesi gün aynı şeye “Kara” demeleri artık vakayı adiye oldu… Sosyal medya hesaplarının, Brezilya dizilerine dönüştü…
İslam, tebliğ dinidir. Zorlama ve mecburiyet yoktur. Eğer öyle olsa bugün Avrupa’nın yarısı Müslüman olurdu… Cenab-ı Allah Habib’ine bile sadece tebliğle görevli olduğunu bildirmiştir… Fakat yeni din de bu da çok farklıdır. Mesela, gene Afganistan‘a bakın göreceksiniz… Mecburiyet getirerek namaz ne sevdirilebilir ne de kıldırabilirsiniz. Bunlar gönül isteği ile yapılacak işlerdir… Anlatacak çok şey, Aysbergin su altındaki kısmı kadar kaldı ama bizim müfredatımızın sonlanmasına da aysbergin su üstü kısmı kadar kaldı…
En iyisi işi riske etmeden, yarın hayaliyle veda… Hepiniz Yaradan’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…