Nazım Peker
Nazım Peker

Türkler’de Aile-Ordu ve Devlet

 

Bir tarihçi: “Tarih Türklerle başlar. Türkü tarihten çıkarırsanız tarih diye bir şey kalmaz” demiş. İnanın ırkçılık yapmıyorum. Bu tespit: Türkleri anlatmakta yetersiz bile kalmaktadır.

Günümüzde “Türk “denince dünyanın çoğunluğunda akıllara hemen “İslâm” gelmektedir. Halen Batı’da birisi İslam’ı seçince onun için “Türk” oldu denilmektedir. Bu, sıradan ve boş bir söz değildir. Türkler İslâm’la şereflendikten sonra yaptıkları sayısız hizmetlerden dolayı iki ismin: Türk ve İslam’ın özleşmesinden kaynaklanmaktadır.

Fakat Türkler, İslâmiyet’ten önce de tarihte: üzerine düşen görevi yerine getirmiş ve sayısız devletler kurmuşlar. Kendilerine özgü hasletlerle tarihte yerini alan Türkler için aile, Türk toplumunun çekirdeğini oluşturmaktaydı. Aileler “Uruk” denilen soyları, Uruklar da boyları meydana getirirdi. Boyların siyasi birlik oluşturmalarıyla “Budun” oluşurdu.

Devletin kurulması, birkaç “Budunun” tek bir merkezin idaresi altında bir araya gelmesine bağlıydı. Teşkilatçı bir millet olan Türkler, tarih boyunca hiç devletsiz kalmamış, her zaman bir ya da birkaç devlete sahip olmuşlardır.

Devletin başkanları, “Han, Yabgu, İlteber, Kağan, Başbuğ” gibi sanlarla isimlendirilmiş ve yüceltilmişlerdir. Türk kavminin kurduğu devletlerde Hakanlar veya Padişahlar; pratik ve teorik eğitimlerini deneyimli ve “aksaçlılar” denen devlet adamlarının gözetiminde aldıktan sonra bu görevleri üstlenmişlerdir. Türk hükümdarları asla tek başlarına hareket etmemiş ve kararlar vermemişlerdir. Devleti ilgilendiren konuları, Devlet yönetiminde bilgelerden oluşan bir kurul ve meclise havale ederler; oradan çıkan görüş, tavsiye ve önerilere göre eyleme koyarlardı. Bunun içinde daima muzaffer olurlar ve başarılı işler yaparlardı.

Türkler incelendiğinde görülüyor ki; İslâm’dan önce de Türkler. “Meşverete-danışmaya” çok önem vermişler; danışma, Türklerin vazgeçilmezlerinden olmuştur. Türk Hakanları, tarih boyunca “Tek Adam” hevesinde olmamışlar: daima danışma meclisleri ya da divanları olmuş, önemli ve devleti ilgilendiren kararlar hep orada görüşülmüş ve daima ortak akıl tecelli ettirilmiştir.

Türklerin askerlik sanatı, bir dehanın eseriydi: disiplini orduları ve savaş teknikleri dillere destan olmuştur. Bugün bile pek çok Asya ve Avrupa ülkeleri ordularını düzenlerken: Türk askerlik sistemini örnek almaktadırlar

Türk soyunun temeli ailedir. Aile kutsaldır. Evlenen kız ya da erkek, ailesinden kendine düşenleri alarak ayrı bir ocak yakardı.(Ev kurardı) Aileden sonra en büyük kutsal ve değer sülale “Uruk” idi. Urukların bileşkesine “Boy” denirdi. Boyların kendilerine özgü toprakları ve boy beyleri olurdu. Boy beylerini aile reisleri ve uruk temsilcileri seçerdi.

Boylar birleşir “Budun” oluşurdu. Budunun başındaki beye “Han” derlerdi. Birden fazla budun tek merkezden yönetilirse buna “İl” denilirdi ki, günümüzdeki karşılığınaDevlet” denilmektedir.

Tarihte bilinen en eski devlet olan Hun Türk Devleti, aynı zamanda Türk askeri teşkilatı ve idareciliğinin de ilk örneğidir. Osmanlı dönemi dahil, bütün tarih boyunca Türk teşkilatının baş kuralı olan, sağ ve sol ikili nizamı, Hunlar tarafından kurulmuş bir sistemdir. Hun ordusu: on, yüz, bin ve on bin kişilik onlu guruplar sistemine göre oluşturulmuştu. Keçe çadırlar içinde oturur; besledikleri at, sığır ve koyunlardan elde ettikleri ile geçinirlerdi.

Hunlar, M.Ö. 3. Yüzyılın sonlarında, Sarı Irmağın kavis çizdiği alana gelerek, Çin içlerine doğru AKINLARA başladılar. Bu akınlar, Çinlileri o kadar huzursuz etti ki Çinliler, Türk süvarileri karşısında bir varlık gösteremeyip, çok ağır yenilgilere ve kayıplara uğradılar. Çaresiz olan Çinliler, o dönem ki Çin’i yöneten Ti-Şin hanedanı “ÇİN SEDDİNİ” tamamlamaya çalıştı. Demek ki Çinliler bu seddi; koyun kuzu geçmesin diye yapmamışlar. (“Türk diye bir ırk yok” diyen Prof. Efendiye kapak olsun)

Savaşçı, merhametli, teşkilatçı bir kavim olan Türkler, İslâmiyet’i kabullerinden önce de birçok devlet kurmuşlardır. Teşkilatçı yapıları sayesinde, hiçbir zaman: uzun süre devletsiz olmamışlardır.

İslamiyet öncesi kurulan Türk devletlerini şöyle sıralamak mümkündür. “Büyük Hun Türk Devleti, Batı Hun Türk Devleti, Tabgaç Devleti, Göktürk Devleti, Uygur Devleti, Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Macarlar, Peçenekler, Kıpçaklar, Oğuzlar, Kumanlar, Sabarlar-Sabirler, Türgeşler, Kırgızlar, Karluklar, Kimekler.”

Demek ki Türkler, Tarihle beraber varlar ve tarihe yön vermişler, tarih yazmışlar, tarih onlarla yazılmış. Ey Türk evladı! Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Ne mutlu Türküm diyene!

Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!