Adı ne olursa olsun, özgürlükleri sınırlayan, özel hayata ambargo koyan, seyahat ve toplantıları kısıtlayan her tür uygulamaya hayır.
Sıkıyönetim ya da OHAL gereksiz mi?
Elbette değil. Devletin bekası ve rejimin korunması adına lüzumluysa elbette gereklidir. Bu gibi kısıtlamalarda, yasalar tam uygulanmayabiliyor, Duruma ve şartlara uygun kararnamelerle işler yürütülüyor. Zaman zaman yasadışılıklar olmuyor mu? Elbette olmakta. Ama bunu da şartların zaruretine bağlamak gerekiyor.
Sayın Erdoğan’ın ilk yıllarıydı. ”Demokrasinin teminatı benim, AKP ve onun inanmış kadroları bu işin güvencesidir.” diye meydanları inletiyor ve bizim asla vaz geçmeyeceğimiz “3Y’ miz var” diyordu. Yolsuzlukla, yoklukla ve yasaklarla mücadele.
3 Y’lerin akibeti tartışılır oldu. O ayrı bir yazı konusu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 ay süreyle ilan edilen OHAL için:” Olağanüstü hal, sıkıyönetim değildir.” Dedi.
Galiba halkı teselli etmek istedi. Umutsuz ve korkan halka birazcık da olsa güvence verdi ve rahatlattı.
Acaba halk rahatladı mı?
Madem OHAL, sıkıyönetim değil öyleyse neden ilan ettiniz? Maksadınız ne?
Ülke genelinde, sorgulanmadan ve hukuka taşınmadan kapatılan onlarca vakıf, özel eğitim kurumları, sağlık kurumları, üniversiteleri kim nasıl ve neye dayanarak kapattı?
O tutuklanan ve açığa alınan binlerce insanı, hukuk önüne çıkararak mı açığa aldınız ya da tutukladınız?
Kaldı ki bu kurumların ekseriyeti de Sayın Erdoğan ve AKP döneminde şaşa ile açılmışlardı.
Şimdi millet; OHAL, asla sıkıyönetim değildir teminatından rahatladı mı?
Burada çalışan onlarca insan ve çocukları neyle geçinecekler? Bu insanlarda bir kin ve nefret uyanmayacak mı? Aferin iyi ettiler mi denilecek?
Oralarda okumalarına senelerce izin verilen öğrencilerin mağduriyeti nasıl giderilecek?
Onun için OHAL ile sıkıyönetim arasında pek bir fark yoktur. Kendimizi kandırmayalım!
OHAL ile SIKIYÖNETİM arasındaki ince ayrıntı nedir biliyor musunuz?
SIKIYÖNETİM de yetki, askeri makamlara verilir. (Sanırım hükümet bu yetkiden endişeliydi?
OHAL de ise yetki, mülki amirlere verilir. (Hükümet valilere daha çok güvenmekte?
Her ikisinde de demokrasi, insan hakları, hukuk ve özgürlükler ya tam ya da kısmen askıya alınır. OHAL süresince hükümet TBMM’ni by-pass ederek kanun hükmünde kararnamelerle ülkeyi yönetir. Bu sürede yapılanların Anayasa Mahkemesi’ne taşınması da olası değildir. Yapılan da budur. Bu sürecin az zararla geçiştirilmesini, öfke ve endişe ile kalkıp zararla oturmamamızı çok değerli mülkü amirlerimizden bekliyoruz. Fetö örgütüne karşı başlatılan uygulamaların ayrım yapılmaksızın PKK ve onun türevlerine karşıda yapılmasını bir Türk vatandaşı olarak istiyoruz.
Şartlar insanları nerelere taşıyor. Benim yadırgamam bunadır.
Esen kalınız.