Halkların Demokratik Partisi olarak yola çıktılar. Türkiye’deki tüm halklara hitap edeceklerini söylediler.
Bu millet ise onları, Kürt partisi, Kürtlerin hakkını savunan parti olarak bildi. Sadece bugünkü iktidar onları; “Açılım Süreci” nin bir parçası olarak tanımış. Kürtleri temsil ettiğine inanmış. Barışın tarafı saymış; Kandil, İmralı ve Hükümet üçgeninde arabulucu olarak görmüştü.
Başta S. Erdoğan ve Davutoğlu olmak üzere Hükümet’te bugünlerde bunların böyle olmadığını en azından öğrenmiş gözükmekteler.
Selahattin Demirtaş, 7 Haziran öncesi söylemleriyle; kimi Türklerin bile gönlünü kazanmış gibiydi.
Söylemleri ılımlı, beyanatları birleştirici gibi gözükmekteydi.
Kimi yazar-çizer, kimi programcı kendisine değer verdi. Hatta ona saz bile çaldırdılar.
Böylece Selahattin Demirtaş eşbaşkanlığında ki HDP, Türkiye partisi olma yolunda gözükmeye başlamıştı.
Bütün bunlar olup biterken kimi siyasetçi, yazar ve akademisyenler HDP’nin bir Kürt partisi olmadığını. Kürt görünümlü Ermeni partisi olduğunu; HDP’li pek çok yöneticinin de Kürt değil kamufle olmuş ERMENİ oldukları savını ileri sürdüler.
7 Haziran seçimlerinde HDP, gördüğü teveccüh sonucu umulmadık bir başarı sağladı. Bu başarı, başta S. Erdoğan olmak üzere bazılarını şaşırttı. Şaşırtmakla da kalmadı korkuttu. Bu başarı, HDP’lileri de şaşırtmış olacak ki, şımardılar, hadlerini aşan beyanatlar vermeye, halkı isyana ve ayaklanmaya kışkırtan söylem ve demeçler vermeye başladılar.
Doğu ve Güneydoğu’da Kürtler, rahatsız edildiler. Evlerini, şehirlerini terke mecbur oldular.
Açılım Sürecini de fırsat bilerek 3 il ve 22 den fazla ilçede üstünlük kurmaya, şehirleri hendeklerle ayırmaya yeltendiler.
Bu durumdan en çok Kürtler rahatsız oldu. Onların huzuru kaçtı. Çocuklarını okula gönderemez, camilerde ibadet edemez hale geldiler.
Şimdi soralım: Kürtleri temsil ettiğini söyleyen bir siyasi oluşum; en çok Kürtlere zarar verir, onların huzurunu bozar mı?
Bunu yapan PKK terör örgütü HDP ile ne alakası var diyebilirsiniz. HDP, PKK’nın, Kandil’in, Apo’nun TBMM’indeki temsilcisi değil mi?
HDP, 7 Haziran sonrası eylem ve söylemleriyle bir Türkiye partisi olmadığı gibi Kürt partisi de olmadığını göstermiştir. Onun içindir ki, Kasım seçimlerinde umduğunu bulamamış oy ve sandalye kaybı yaşamıştır.
Bu da şunu gösterir. Bölge Kürtleri bile artık HDP’nin kendilerini temsil etmediğini anlamıştır.
Ama kime hizmet ettiği ve kimi temsil ettiği halen fludur.
Esen kalınız.
