Birleşmiş Milletler, 2021 İklim Değişikliği Konferansına (COP26) altı hafta kala yayımladığı raporda yine alarma zillerini çalıyor.
BM, iklim konusundaki son raporunda, Paris anlaşmasına imza koyan ülkelerin üstlendiği yükümlülüklerin küresel ısınmadan kaynaklanan yıkıcı etkileri sınırlamayı umduğu +1,5° C hedefinden çok uzak kaldığına ve dünyanın +2,7° C’lik “felaket” bir ısınmaya sürüklediğine dikkat çekiyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünyanın 191 ülkesinin ulusal yükümlülüklerini değerlendiren raporun, “dünyanın +2,7° C’lik felâket derecesinde bir ısınma yolunda olduğunu gösterdiğini” belirtiyor.
Paris anlaşması, küresel ısınmayı +2, eğer mümkün olursa +1,5°C’de sınırlandırmayı hedefliyor. Guterres, “Bu hedefe ulaşılamaması, ölümlerin sayısı ve yok olan geçim kaynaklarıyla ölçülecek” diyerek, tüm hükümetleri daha iddialı yükümlülükler üstlenmeye çağırıyor.
Paris anlaşması uyarınca her ülke, 2020 sonuna kadar “ulusal düzeyde belirlenmiş katkısını” (NDC) gözden geçirecekti. Ancak 30 Temmuz itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının yarısından daha azını (yüzde 49) temsil eden yalnızca 113 ülke, gözden geçirilmiş taahhütlerini fiilen sunmuştu.
Bu yeni vaatlerle, ABD ve Avrupa Birliği de dahil 113 ülkeden oluşan bu grubun emisyonları, 2030’da 2010’a kıyasla yüzde 12 oranında azaltılacak. BM iklim yöneticisi Patricia Espinosa, bu durumun “bir umut ışığı” olduğunu, ancak “tablonun karanlık tarafını” yine de aydınlatmadığını belirtiyor.
Espinosa, “Bütüne bakıldığında sera etkisi yaratan gaz yayılımının kötü yönde ilerlediğini” söylüyor.
Düşüş yerine artış
İmzacı 191 ülkenin (gözden geçirilmiş ya da geçirilmemiş) bütün NDC verileri hesaba katıldığında sera etkisi yapan gaz yayılımının 2010’a göre 2030’da yüzde 16 oranında artması bekleniyor. Oysa, küresel ısınmayı +1,5°C’de tutmak için gaz yayılımının yüzde 40, +2 C’de tutmak içinse yüzde 25 oranında azaltılması gerekiyor.
Bu yüzyılın sonuna kadar küresel ısınmanın yaklaşık +2,7 °C’lik yükselmesine yol açabilecek bir artış meydana gelirse her bir derecenin kesirlerinin bile ortaya çıkan sonuçları ağırlaştıracağı düşünülüyor.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli bilim adamlarının ağustos ayında yayımlanan son raporunda, 2030 civarında, yani öngörülenden 10 yıl önce, +1,5° C’lik ısınmaya ulaşılması halinde bunun insanlığı eşi görülmemiş yeni felâketlerle karşı karşıya bırakacağı uyarısı yapılmıştı.
Patricia Espinosa, bu bağlamda “COP26’nın başarılı olması” gerektiğini söylüyor ve devletleri “yalnızca ulusal çıkarlarını korumaya yönelik meşru arzuyla değil, aynı zamanda insanlığın esenliğine katkıda bulunma hedefiyle de” müzakerelerde bulunmaya çağırıyor.
Espinoza, ekim ayı sonuna kadar son bir değerlendirme daha yapılacağını belirterek, iklim konusunda yeni yükümlülüklerin olmasını umduğunu dile getiriyor.
Bütün ülkelerin katkısı gerekli
Öte yandan, COP26 Başkanı Alok Shorma da “Bütün ülkelerin katkısı olmazsa, özellikle büyük ekonomiler yükümlülük almazsa çabaların boşa gidebileceği” uyarısında bulunuyor.
Bütün dikkatler, Dünya CO2 yayılımının dörtte birinden fazlasını atmosfere bırakan Çin’e çevrilmiş durumda. Aslında sadece Çin değil, G20’ye dahil bütün ülkeler iklim savunucularının ilgi odağında bulunuyor.
En Az İlerlemiş Ülkeler Grubu Başkanı Sonam P. Wangdi, “Artık ellerini taşın altına sokma ve bu krizi gerçek bir kriz olarak görmelerinin zamanı geldi” diyor.
Power Shift Africa adlı düşünce kuruluşundan Muhammed Adow da “Bu ülkeler, hem bu krize yol açıyor hem de bizi bu karmaşadan çıkaracak liderliği gösteremiyorlar” diye yakınıyor.
Malî yardım konusunda olduğu gibi büyük ekonomilerin sorumluluk üstlenmesi meselesi de diplomatik ve iklimsel alanda mevcut gerilimin parçası olmaya devam ediyor.
Kuzey yarımküresi ülkeleri, 2009 yılında, 2020 yılına kadar Güney ülkelerine iklim yardımını 100 milyar dolara çıkarmayı taahhüt etmişti. OECD’nin cuma günü yayınlanan verilerine göre, bu yardım 2019’da 79,6 milyar dolar olmuştu.
BM Genel Sekterini de kaygılandıran bir başka konu daha var. Guterres, “Herkes daha fazla hevesli olursa, daha fazla işbirliği yaparsa ve daha fazla birbirine güvenirse iklim değişikliğine karşı mücadele ancak o zaman başarı sağlanır” diyor.
Guterres, “Yöneticilerin tavır takınmasının ve sözlerini tutmasının tam zamanıdır yoksa bütün ülkelerde bunun bedelini halk ödeyecek” diye ekliyor.
2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, 31 Ekim – 12 Kasım 2021 tarihleri arasında İskoçya’nın Glasgow şehrinde Büyük Britanya’nın başkanlığında yapılacak.