Kendisiyle 1999 yılında tanışmıştım. Etibank’ta müfettiş olduğunu söylemişlerdi. Milletvekili olmak için yanıp-tutuşuyordu. Olmadı/olamadı.
Kaderinde Ereğli’ye belediye başkanı olmak varmış.
Son ana kadar beklemişti. Başkan olmayacağını da söylemişti. Ne olduysa oldu, müracaatların son günü beşe beş kala adaylığı kesinleşti.
Dava arkadaşlarının kimisi sevinirken kimileri de kızmışlardı.
Ereğli Belediyesi AKP’nin elindeydi.
Nasıl olacak, nasıl alınacak kaygıları ile sandığa gidildi.
Nasibinde varmış, açık ara rakiplerine fark atarak Ereğli’nin belediye başkanlık koltuğuna oturdu.
. AKP ve AKP hükümeti, bu kaybedişi hazmedememişti. Ereğli’nin hâkim nüfusu Bekdiklerdi. Buna rağmen kazanması sürpriz olmuştu. AKP’li mevcut başkan da bir Bekdik olmasına rağmen.
Çünkü Bekdikler, o seçimde AKP’ye hatırı sayılır bir oy vermişlerdi.
Koltuğa oturmuştu. Ama huzursuzdu huzur vermiyorlardı. İçişleri müfettişleri, teftiş üzerine teftişte idiler.
Bütün harcamaları, bütün ihaleleri, bütün eleman alımları gözetim ve denetim altında idi.
Hesaplarına tedbir konmuştu, eşyalarına da haciz kondu. Eskiden gelen yüklü bir de borcu vardı. Yetmedi, bir sabah ansızın gözaltına alıverdiler.
Çıkar çıkmaz yeniden koltuğa oturdu.
Ereğli pek çok ilden nüfus olarak, ekonomi olarak, coğrafi olarak büyüktü.
Kendine göre sorunları vardı.
Bu sorunların çözümü cesaret istiyordu.
Sorunlar yıllar içinde dert olmuş, yumak olmuş, O’nu bekliyordu.
Kısa sürede Ereğli’nin sokaklarını asfaltla buluşturdu.
Ana caddede, yıkılması gereken ama bir türlü cesaret edilemeyen kamulaştırmalar vardı.
Cesaretle yaptı, caddeyi genişletti, trafik rahatladı.
Tarihi Ulu Cami’nin önü bir hilkat garibesi gibiydi. B uraya da el attı, gözükara bir tutumla yıkımı yaptı ve Ulu Cami’nin önü muhteşem bir meydana kavuştu.
Halkapınar-İvriz yolundaki ne olduğu belirsiz üst geçidi yıkarak bu ayıptan da Ereğli’yi kurtardı.
En önemli sorun, Ereğli’nin göbeğindeki gazino ve meyhaneler sorunuydu. Hatta Ereğli’ye bir gidişimde, “Başkan bu gazino ve meyhaneleri taşısın. Bu hizmet bile tek başına kazanmasına yeter” demişlerdi.
Başkan cesaretle bu işi de yapmıştı. Daha önce AKP’li başkanın yapamadığını AKP’ye rağmen yapmayı başarmıştı.
Ereğli’nin sazlıkları (duyduğuma göre) İsrailli bir şirkete verilecek deniliyordu. Başkan buna bile engel olmuştu.
Son gidişimde de Ereğli’deki bu büyük gelişim ve değişime hayran kalmıştım.
Ereğlililer merkezde “EVET” demelerine karşın, (söylentiye göre) Aziziye, Çayhan, Çakmak ve Belkaya’nın baskın oyları ile kaybetmiş. Oysa başkan buralara da hatırı sayılır hizmet götürmüş olmasına rağmen.
Evet! Bir Ereğli delisinden bahsediyorum: Hüseyin OPRUKÇU’dan. Ereğli için ailesini ikamet ettiği Ankara’da bırakıp beş yıl boyunca Ereğli’de bekâr yaşayan, yalnız kalan ve bu güzel şehre geceli-gündüzlü hizmet eden Sayın OPRUKÇU’dan.
Şimdi makamı bir Bekdik olan hemşehrim Özkan ÖZGÜVEN aldı. Oprukçu’ya teşekkür edip “Geçmiş olsun başkan!” derken Sayın Ö. ÖZGÜVEN’e de “Hayırlı olsun başkan” diyorum.
Umarım kazanan kirli siyaset değil, Ereğli olur.
Esen kalınız.