TÜİK’in yayınladığı ve ağustos ayında yabancılara yapılan konut satışı verileriyle ilgili basın açıklamasında bulunan Zafer Partisi Milli Güvenlikten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Avukat Serdar ÖZTÜRK, Türk milleti için ağırlığı her geçen gün artan geçim sıkıntısı sorunu, sığınmacı istilasını da tetiklediği ve %40’Iara ulaşan konut fiyatlarındaki ve kiralardaki artışlar yüzünden katlanılamaz bir hal aldığını söyledi.
Zafer Partisi Milli Güvenlikten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Avukat Serdar ÖZTÜRK, konuyla ilgili açıklamasında:
“TÜİK’in yayınladığı ve Ağustos ayında yabancılara yapılan konut satışlarıyla ilgili rakamlar, Zafer Partisi’nin ülkemize yönelik örtülü istilaya karşı verdiği mücadelenin haklılığını bir kez daha ortaya koymuştur. Bu örtülü istilanın bir başka boyutu olan “yabancılara konut satışları ” geçim sıkıntısı içindeki millet im izin kira ve barınma giderlerin e de astronomik şekilde yansımıştır.
“Türk Vatandaşlığı Kanunu“
Saray rejimi 2018 yılında “Türk vatandaşlığı kanunu” üzerinde yaptığı bir düzenle meyle, 250.000 dolarlık gayrimenkul alan her yabancıya Türk vatandaşlığının verilmesi uygulamasını başlatmış ve 2021 yılına kadar bu yasa yüzünden 7.312 yabancı uyruklu kişi kolayca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı almıştır.
Geçen yıl Ağustos ayın da 3.893 adet olan yabancılara konut satışının bu yıl %50,7 arttığı tespit edilmiş ve ülkemize yönelik demografik saldırının kapsamının giderek daha da tehlikeli bir biçimde büyüdüğü gözler önüne serilmiştir.
“Uyrukları Belirtilmeyen Yabancılara Satılan Konutlar“
Bu yılki verilere göre Ağustos ayında 5.866 konut yabancılara satılmıştır. Bu satışların ön emli bir bölümü İran, Irak ve Afganistan uyruklu kişilere yapılmıştır. Ülkemizde bulunan Suriye uyruklu kişilere ne kadar konut satıldığı ve bu sayede kaç bin Suriyelinin aileleriyle birlikte vatandaşlık aldığıyla ilgili bir bilgi ise nedense TÜİK verileri içerisinde bulunmamaktadır!
Uyrukları belirtilmeyen yabancılara satılan konutlar ile ilgili veriler incelendiğinde, toplam satışın yaklaşık %18’inin ülkemizdeki sayıları milyonlarla ifade edilen Suriyelilere ait olabileceği akla gelmektedir.
20 21 yılı verilerin e göre ise Eylül ayına kadar yabancı uyruklu kişilere yapılan konut satışlarının toplamı 30.849 adettir. Bu rakam geçen yılın aynı dönemine ait olan 20.896 adet satış rakamının %47,6 üzerindedir.
“Gençlerimiz Maddi Ve Manevi Sıkıntılara Maruz Kalmışlardır”
Türk milleti için ağırlığı her geçen gün da ha da artan geçim sıkıntısı sorunu, sığınmacı istilasını da tetiklediği ve %40’Iara ulaşan konut fiyatlarındaki ve kiralardaki artışlar yüzünden daha da katlanılamaz bir hal almaktadır. Öyle ki, yoğun sığınmacı akınına maruz kalan bazı şehirlerimizde konut sıkıntıları yaşanmaya başlanmış, üniversite eğitim i için şehir değiştirmek zorunda kalan genç kardeşlerimiz ve aileleri barınma konusunda daha şimdiden büyük maddi ve manevi sıkıntılara maruz kalmışlardır.
Kanada gibi dünyanın en müreffeh ülkeleri bile kendi vatandaşlarını korumak ve konut fiyatlarını dengeleyebilmek için yabancılara mülk sat ışına kısıtlamalar getirmeyi planlarken , saray rejiminin ve siyasi destekçilerinin Türk milletine ait vatan topraklarını yabancılara pazarlamak için gösterdikleri utanç verici çaba millet imiz tarafından asla affedilmeyecektir.
“İç Savaş Ve Terör Koşulları İçindeki Ülkelerden Ellerini Kollarını Sallayarak Ülkemize Geliyorlar”
Açıkça görülmektedir ki, israf ve yandaş müteahhitleri kayırma ekonomisi ile ülke kaynaklarını çarçur eden saray rejimi, para karşılığı vatandaşlık verme siyaset inin bedelini her geçen gün daha da fakirleşen milletimize ödetmektedir.
Suriye, Afganistan, Irak, Somali ve hatta Yemen gibi iç savaş ve terör koşulları içindeki ülkelerden ellerini kollarını sallayarak gelen yabancıların, refah içinde olduğu iddia edilen milletimizin bir ömür boyu çalışıp da sahip olamadığı konutları yüz binlerce dolar ödeyerek satın alabilmeleri gözlerden kaçmamaktadır. Asla unutulmamalıdır ki, Türk milleti bu ülkenin kiracısı değil, asıl ve asil sahibidir.
Zafer Partisi, her karışı şehit kanlarıyla kazanılmış vatan topraklarının ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının para karşılığı satılan bir meta olmadığını bu vesileyle saray rejim ine bir kez daha hatırlatmayı görev bilmektedir” ifadelerini kullandı.
