Ey Türk evlâdı!
Daha fazla vakit geçmeden,
Düşmanın hançeri böğrünü delmeden,
Bacın Ayşe, hanımın Fatma, komşun Havva Teyze ve dahası topyekun milletinin namusu, iffeti ve şerefi, sureti haktan gözüken şer güçlerin ayakları altında kalmadan bir an evvel genlerinde mevcut olup, ilâhi şifrelerle ta ezelden kodlanmış olan Türklük mağmasını harekete geçir!
Harekete geçen genlerindeki o muhteşem ”Türklük mağması” volkanik patlamalarla lav olup, Vezüv yanardağından püsküren kızgın lavlar gibi hainlerin üzerilerine akarak onları Pompei şehrinin sapıkları misâli ibretlik birer taş eylesin!
Taşlaşsınlar ki;
Gelecekte ortaya çıkacak yeni yeni hainler, Türk’e kefen biçmek isteyenlerin acı akıbetlerini görüp ibret alsınlar!
Anadolu’nun tapusu Türklere;
İlki 1071 Alparslan’la Malâzgirt’te olmak üzere,
İkincisi, Atatürk’ün zaferi olan İstiklâl savaşının nihai noktası 9 Eylül 1922 de bizzat Allah tarafından kesilmiştir ki bu tapuyu bozmak hangi soysuzun haddine?
Atatürk’e saldıran soysuzların asıl niyetleri;
9 Eylül 1922 de Türk milletine bizzat Allah tarafından kesilmiş olan bu son tapuyu bozmaktır!
GÜN NAMUS GÜNÜDÜR!
Gün, Türk’ün haremi ismetine göz dikildiği,
Gün, Türk’ün Anadolu’dan kovulmak istendiği,
Gün, kin nifak ekilerek milletimizin kamplaştırıldığı,
Gün, Türk kimliğinin yok sayılıp mevzuattan silindiği,
Gün, milli varlıklarımızın yağmalanarak el değiştirdiği,
Gün, adalarımızın silâhsız savaşsız Yunan’a teslim edildiği,
Gün, Cumhuriyetin tasfiye edilerek devletin dönüştürüldüğü,
Gün, Türk’ün dehası Atatürk’e müstevli kalıntısı veletlerin sövdüğü,
Gün, dinimiz İslâm’ın AKP- Cemaat birlikteliği ile tahrip edildiği,
Gün, kalleş, kancık ve kahpe itlerin Türk’e nanik yaptığı gündür!
Gün imanı gönle, aklını başına kuşanıp namus için cenk günüdür!
Ve gün;
19 Mayıs 1919 un aynısıdır!
Tehlike aynı,
Soysuz aynı,
Sütsüz aynı,
Düşman içeride ve dünkülerin torunlarıdır.
”Toprak- Su ve Türk, bu üçünden ürk!”
Bu söz, bugünkü Türk düşmanı hainlerin dedelerinin geçmişte söyledikleri bir sözdür. Dünkü hainlerin bugünkü torunlarına hatırlatılır.
Bir zamanlar TÜRKEŞ diye bir koca yürek,
Bir O’nun başında bulunduğu MHP vardı.
Türk için Hz. Nuh’un gemisinden farksızdı.
Dosta güven veren, düşmana korku salandı.
Türkeş gitti,
MHP de bitti (bitirildi)
Ortada aşkla vatanına bağlı bir mübarek ülkücü gençlik kaldı, imamesi kopuk tespih taneleri gibi dağınıklar, lâkin yumrukları sıkılı vaziyette KÜRŞAT bekleyen birer aslan yürekli ÇERİLER.