Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Maruz kaldığımız asimetrik tehdidin en sinsi, en alçak, en hain tezahürü olan FETÖ’nün önce emniyet, yargı teşkilatları ardından ordu içindeki mensupları vasıtasıyla başlattığı, darbe girişimlerine verilen gizli açık desteklerdir. Şimdi ben FETÖ’ye de sesleniyorum. Çarşamba günü inşallah muhteşem bir yargı binasını da hemen buraya yakın bir merkezde açıyoruz. Artık merdiven altı çalışan yargı mensupları olmayacak. Her şeyiyle muhteşem Yargıtay binasında, Yargıtay mensuplarımız bu çalışmalarını çok daha huzurlu bir ortamda yapacaklar” dedi.
Erdoğan, “Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dışarıdan aldığı destek ne olursa olsun, kıytırık bir terör örgütü karşısında adeta eli kolu bağlı hale düşürülmesine yol açanlar, tarih önünde mutlaka hesap vereceklerdir. Telsiz, telsiz. Telsizimiz yoktu. Amerika tesislerimize el koydu, vermedi. Askerimiz maalesef tesis bulamadığı için susturma tekniğini kullanarak savaştı. Artık bunları kendimiz yapar hale geldik, bunların ötesine geçtik. Bunlarla birlikte bundan sonraki süreç, savunma sanayisinde ihraca başladık. ‘Ne verirsin’ demeyeceğiz, artık ‘ne alırsın’ diyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Bakanlığı’nın Ay Yıldız Projesi Temel Atma Töreni’ne katıldı. Törende, Ay Yıldız Projesi’nin tanıtımı yapıldı. Sırasıyla Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşma yaptı. Konuşmaların ardından temel atma töreni yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
30 AĞUSTOS RUHUNU NESİLLERDEN NESİLE AKTARARAK KARARLILIĞIMIZI TÜM DÜNYAYA GÖSTERMEYE DEVAM EDECEĞİZ: 26 Ağustos 1922’de başlayan ve 9 Eylül’de sonuçlanan Büyük Taarruz’un en önemli safhası olan Dumlupınar Zaferi’nin 99. yıl dönümünü tebrik ediyorum. Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere kahramanlarımızın her birini rahmetle şükranla yad ediyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Kahraman ordumuz, tarihte eşine ender rastlanacak bir başarıya imza atmıştır. Bu başarının tesadüf olmadığını, son yıllarda sınır ötesinde ardı ardına yaptığımız harekatlarda bir kez daha gösteren kahraman ordumuz, milletimizi Anadolu’dan söküp atma heveslerini kursaklarda bırakmayı sürdürmüştür. İnşallah bundan sonra da 30 Ağustos ruhunu nesillerden nesillere aktararak, istiklal ve istikbalimize sahip çıkmaktaki kararlılığımızı dünyaya göstermeye devam edeceğiz. Milletimin ve kahraman ordumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik ediyorum.
KIZILAY İÇİNDE DAĞINIK, SAĞDA SOLDA FİLAN, OLMAYACAK: Türkiye’nin gelişen ve değişen savunma ihtiyaçları, tüm birimlerin ortak bir çatı altında güçlü bir alt yapıyla yakın koordinasyon içinde faaliyet göstermesini mecburi hale getirmiştir. Bunu enine boyuna değerlendirdik, dedik ‘artık bize müşterek merkez gerekiyor.’ Bu müşterek merkezde hem yatırım hem harcamalar hem her yönüyle savunma noktasında bize öyle bir merkez gerekiyor ki, biz daha bulunduğumuz yerden dünyaya farklı bir sinyal verelim. Hele hele siber güvenliğin, siber savunmanın konuşulduğu böyle bir dönemde, bize işte şu anda temelini atacağımız böyle bir Ay Yıldız Projesi yakışır dedik. Rabbim yar, yardımcımız olsun. Amacımız 29 Ekim 2023 tarihinde bu projeyi tamamlayarak, hizmete açmaktır. Burada inşa edilecek binalar, en son teknolojiyle donatılmanın yanında, çevreye duyarlılığı ile de öne çıkacaktır. Yaklaşık 12,6 milyon metrekarelik bir arazi üzerinde konumlandıran Ay Yıldız Projesi, 15 bin kişiye hizmet verecektir. Artık Kızılay içinde dağınık, sağda solda filan, böyle bir Millî Savunma Bakanlığı, TSK olmayacak. Her şeyiyle, duruşuyla; düşmana korku, dosta güven veren bir yapıyı meydana getirmiş olacağız. Projeye adını veren hilal şeklindeki yapıda, farklı kapasitelerde konferans salonları bunulacak, 23 metrekarelik bir tören alanı yer alacaktır. Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarına cevap verecek, bu güzel projenin ülkemize, milletimize ve ordumuza hayırlı olmasını diliyorum.
ÇAMLARI DA UNUTMAYACAĞIZ AMA ÇINARLAR SAVUNMA SİSTEMİMİZİN NE DENLİ GÜÇLÜ OLDUĞUNUN EN GÜZEL İŞARETLERİ OLACAK: Esasen milletimiz kadim çağlardan beri Anadolu’da mevcudiyet göstermiştir. Ancak bu coğrafyanın kalıcı yurdumuz hale gelmesinin dönüm noktası Malazgirt Zaferi olmuştur. Kimi takvimlerde, ağustos ayı ‘Alparslan ayı’ olarak geçmektedir. Bu büyük zaferden birkaç yıl sonra, Anadolu Selçuklu Devleti kuruldu. Anadolu Selçuklu Devleti, büyümüş özellikle Haçlı Seferleri’nde çok büyük mücadeleler vermiş, misyonunu Osmanlı’ya devrederek tarih sahnesinden çekilmiştir. Osmanlı yaklaşık 600 yıl yaşamış ve 34 milyon kilometrekareye varan bir etki alanına ulaşmıştır. Erman Bey, burada çınarları unutmayalım. Tabi ki çamları da unutmayacağız ama çınarlar burada inşallah savunma sistemimizin ne denli güçlü olduğunun en güzel işaretleri olacak. Sonbaharda yaprakları dökülüyor ama biz bunu cumhurbaşkanlığında olduğu gibi takviyelerle çok daha farklı hale getirebiliriz. Osmanlı, silinmez izler bırakarak, tarihteki yerini cumhuriyetimize devretmiştir.
GEZİ OLAYLARINDA DUVARLARA YAZILAN İFADE DE BUNLARDAN BİRİ: Bu kadim şehir, bugün de dünyanın gözbebeği olmayı sürdürmektedir. İstanbul ve Anadolu’nun vatanımız olmasını kabullenemeyenler, iç dünyadaki özlemini hala dışa vurmaktadırlar. Gezi olaylarında duvarlara yazılan ‘zulüm 1453’te başladı’ ifadesi de işte bunlardan biridir. Osmanlı’nın son döneminde kazanılan Çanakkale Zaferi. Onlar şehadete yürüdüler ama o kınalılar bize bu vatanı bıraktılar. Yedi düvelin yüklendiği Çanakkale’de en az Malazgirt kadar en az İstanbul’un fethi kadar önemli bir dönüm noktasıdır. Sevr’i bir paçavra gibi yırtıp atacak gücü ve kararlığı, Çanakkale’deki mücadelenin başarısına borçluyuz. Elde kalan vatan toprakları üzerinde inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu, milletimizin bin yıllık en önemli olan başarılardan biridir.
TELSİZİMİZ YOKTU: İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan dönemin bedeli çok ağır olmuştur. Rahmetli Menderes ve Özal’ın büyüklüğünü, bugün çok daha iyi anladığımız vizyonlarıyla verdikleri mücadeleler maalesef ülkemizi bir yere kadar getirmiştir. Bizim son 19 yılda Türkiye’yi demokrasi ve kalkınmada geliştirmek için gösterdiğimiz gayretlerin bu derece meşakkatli, maliyetli, dirençli olmasının gerisinde işte bu uzun gecikme vardır. Bu geri kalmışlığın en tehlikeli sonuçlar verme potansiyeli olan kısmı da savunma sanayi tarafındaki zafiyetimizdi. Askerimiz, yüreğimiz, bileğimiz vardı ama tabiri caizse yeterli silahımız, gerektiği kadar cephanemiz yoktu, ihtiyacı karşılayacak araç gerecimiz yoktu. Kıbrıs Barış Harekâtı, bu gerçeği görmemize vesile olması bakımından da hayırlı bir adım olmuştur. 40 yıla yaklaşan terörle mücadele sürecimizin ilk döneminde, aynı sıkıntılar yüzünden ülkemizin ne kadar ağır kayıplara uğradığını en iyi buradaki heyet biliyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dışarıdan aldığı destek ne olursa olsun, kıytırık bir terör örgütü karşısında adeta eli kolu bağlı hale düşürülmesine yol açanlar, tarih önünde mutlaka hesap vereceklerdir. Telsiz telsiz. Telsizimiz yoktu. Amerika tesislerimize el koydu, vermedi. Askerimiz maalesef tesis bulamadığı için susturma tekniğini kullanarak savaştı. Artık bunları kendimiz yapar hale geldik, bunların ötesine geçtik. Bunlarla birlikte bundan sonraki süreç, savunma sanayisinde ihraca başladık. ‘Ne verirsin’ demeyeceğiz, artık ‘ne alırsın’ diyeceğiz.
FETÖ’YE SESLENİYORUM, MUHTEŞEM YARGI BİNASINI AÇIYORUZ: Vesayet dediğimiz bu çarpık zihniyet, sadece güvenliğimize değil, demokrasimize ve kalkınmamıza adeta takoz olmuş her fırsatta takvimi geriye sarmaya çalışmıştır. Daha kötüsü, maruz kaldığımız asimetrik tehdidin en sinsi, en alçak, en hain tezahürü olan FETÖ’nün önce emniyet, yargı teşkilatları ardından ordu içindeki mensupları vasıtasıyla başlattığı, darbe girişimlerine verilen gizli açık desteklerdir. Şimdi ben FETÖ’ye de sesleniyorum. Çarşamba günü inşallah muhteşem bir yargı binasını da hemen buraya yakın bir merkezde açıyoruz. Artık merdiven altı çalışan yargı mensupları olmayacak. Her şeyiyle muhteşem Yargıtay binasında, Yargıtay mensuplarımız bu çalışmalarını çok daha huzurlu bir ortamda yapacaklar. Örtülü işgal projesi olan 15 Temmuz darbe girişimini, milletimiz geri püskürtmüştür. Milletimiz bir kere daha derslerini vermiştir.
GENÇLERİMİZE EN YÜKSEK EKONOMİK ÜLKESİNİ BIRAKMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ: Gençlerimize, cumhuriyet tarihinin en yüksek siyasi, ekonomik ülkesini bırakmak için çalışıyoruz. Küresel, siyasi ve ekonomik düzenin yeniden yapılanma sürecinde olduğu gibi bir döneme ülkemizin böylesine sağlam bir alt yapıyla giriyor olması en büyük avantajımızdır.”
“HUDUT NAMUSTUR BİLİNCİYLE SINIR GÜVENLİĞİMİZİ EN ÜST DÜZEYE ÇIKARMA GAYRETİMİZ SÜRÜYOR”
Bakan Hulusi Akar ise törende şunları söyledi:
“Ağustos ayı müstesna bir yere sahiptir. Bugün 30 Ağustos Zaferi’mizin kutlamanın gururunu yaşarken diğer taraftan da Ay Yıldız Karargahı’mızın temellerini atarak bu zafer ayının ruhuna yaraşır bir projeyi daha hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Bölgemizde ve dünyada önemli ve kritik gelişmeler meydana gelmektedir. TSK’da ülkemizin ve 84 milyon vatandaşımızın güvenliği için her türlü risk ve tehlikeye karşı mücadelesini sürdürmektedir. Mehmetçik Afganistan’da da görevlerini başarıyla icra ederek, çok şükür ülkesine dönmüştür. TSK’nın personel temin ve eğitiminden, teşkilat ve lojistik yapısına kadar birçok yenilik ve uygulama da hayata geçirmiş bulunmaktadır. ‘Hudut namustur’ bilinciyle sınır güvenliğimizi en üst düzeye çıkarma gayretlerimizi sürdürürken, ileri teknolojili tesislerimizi de tamamlamış bulunmaktayız. TSK’yı daha ileri seviyeye taşımak için çalışmalarımız devam etmektedir.”
“2023’TE HİZMETE GİRECEK, YENİ KARARGAH”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ise şunları söyledi:
“Bu kapsamda Müşterek Karargâh Projesi’nin tamamlanmasıyla TSK, 21. yüz yılın talep ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek modern ve akıllı bina konseptiyle tasarlanmış çevre dostu yeni karargâh binalarına kavuşacaktır. Cumhuriyetimizin 100. yılının kutlanacağı 2023’te hizmete girecek olan yeni karargâh binalarımızla kahraman ordumuz, bayraklaşmış vatan topraklarımızla mavi vatan ve hava sahamızın güvenliğinin sarsılmaz bekçisi olarak ‘ölürsek şehit, kalırsak gazi anlayışı’ ile görevinin başında asil milletimizin emrinde olmaya devam edecektir.”
ANKA