AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Birileri Türkiye’yi bir göçmen kampı, bir mülteci ambarı ve bir yol geçen hanı gibi görmek istiyorsa buna da asla müsaade etmeyeceğimizi ifade ettik. Türkiye bütün dünyanın insanlık vicdanı adına ölümden kaçanları kucaklamak konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. O sebeple diyoruz ki Türkiye’nin daha fazla mülteci alacak kapasitesi kalmamıştır” dedi.
Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, milletvekilleri ve diğer ilgililerin katılımıyla partisinin Adana İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MKYK toplantısında hafta sonu afet bölgelerinde vatandaşlara ziyarette bulunulmasını, çalışmaların ne aşamaya geldiğinin takip edilmesini istediğini söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) kafilesinin Afganistan’dan yurda döndüğünü anımsatan Çelik, “Afganistan’dan dönen kahraman askerlerimize hoş geldiniz diyoruz.” ifadesini kullandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin, NATO misyonu, Birleşmiş Milletler (BM) anlaşmaları ve ikili anlaşmalar çerçevesinde 20 yıldır Afganistan’da görev yaptığını belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kahraman askerimiz NATO misyonu, BM anlaşmaları ve ikili anlaşmalar çerçevesinde tam 20 yıldır orada görev icra ediyor. Oradaki halkın huzurunu, güvenliğini korumak için, kardeş halkların herhangi bir terör ya da iç savaşın kurbanı olmaması için ellerinden geleni yaptılar. Çok iyi hatırlıyorum; Cumhurbaşkanı’mızla birlikte Afganistan’a gittiğimizde oradaki Türk birliklerinin komutanı, Kabil sokaklarında gezebilen tek askerin Türk askeri olduğunu, askerimizin göğsündeki yıldızı görenlerin ona kardeş gibi sarıldığını anlatmıştı. Türkiye Cumhuriyeti mazlum milletlerin kardeşi olarak çeşitli zor coğrafyalarda kahraman askerleriyle bu coğrafyaların acılarının dindirilmesi, huzura, refaha ve istikrara kavuşması için elinden gelen gayreti gösteriyor.”
Çelik, 15 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeyi terk etmesiyle fiilen Afganistan hükümetinin çökmüş olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
“Orada Taliban fiili olarak yönetimi ele geçirmiş oldu. Kurumlarımız dikkatli bir şekilde tüm bu süreci takip ediyorlar. Diplomatlarımız orada. Afganistan’da kapsayıcı bir hükümetin kurulması, Afganistan’da kadın haklarını koruyan, temel hak ve hürriyetlere saygılı bir düzen ortaya çıkması için sürekli olarak Cumhurbaşkanı’mızın mesajları ve kurumlarımızın telkinleri devam ediyor. Tabii ki arzumuz geçmişte yaşanan acıların yaşanmaması. Afganistan’da bu acıların son bulması için kapsayıcı bir hükümet modelinin güçlü bir şekilde ortaya çıkması gereklidir. Kapsayıcı bir hükümet modeli çıkmazsa Afganistan geçmişte yaşadığı acıları maalesef tekrar yaşayacaktır.”
Çelik, CHP sözcülerinin çeşitli mahfillerde AK Parti, hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili tamamen istismara ve yalana dayalı beyanlarda bulunduğunu anlattı.
Türkiye’nin Afganistan’daki varlığının BM, NATO ve Afgan halkıyla kardeşlik çerçevesinde ikili anlaşmalar neticesinde olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
“Gelinen aşamada ortaya çıkan tablo içerisinde Afganistan dünyadan izole olmasın, Afganistan dünya ile kopmasın, çağdaş ve medeni dünyayla bağı devam etsin, ticari açıdan, siyasi açıdan bu kanallar açık olsun diye Türkiye kardeş Afgan halkına yardımcı olmak için Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın işletme konusundaki süreci ciddi bir şekilde takip etti. Eğer Afganistan’da resmi makamlar ve fiili güçler buna rıza gösteriyorsa bu çerçevede bu misyonu yerine getirebileceğini Türkiye açık bir şekilde söyledi.”
Çelik, CHP sözcülerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile anlaşma yaptığını, bu çerçevede mültecileri kabul edeceğini ve bu misyona soyunduğunu söylediğini aktararak “Bu tamamen baştan aşağı yalan bir açıklamadır. Fakat öteden beri gördüğümüz şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin makamlarının, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın, Türkiye Dışişleri Bakanlığının beyanları bunları hiç ilgilendirmiyor, bunun yerine ABD’nin ya da İngiltere’deki bir gazetenin beyanını esas kabul ediyorlar.” diye konuştu.
Bütün diplomatik ve askeri seçenekler değerlendirildikten sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afganistan’da kalmasına ihtiyaç olmadığının takdir edildiğini aktaran Çelik, “Yok işte Türkiye Cumhurbaşkanı başka devletlerle anlaştığı için bunu istiyor.” şeklindeki tezin bu şekilde çöktüğünü kaydetti. Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Burada problem şudur; Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı sürekli bir yalan söylemek, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye arasındaki ihtilafta Esed rejiminden yana olmak, Doğu Akdeniz’de hak ve menfaatlerimizi gözetmek için Libya ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde BM’nin seçtiği hükümetten yana değil, Türkiye düşmanı Hafter’den yana olmak, aynı şekilde Karabağ’da Azeri kardeşlerimizin yanında güçlü bir mücadele verirken (Türkiye Karabağ’a cihatçı gönderiyor) diyerek Türkiye’ye karşı yalan propaganda üretmek, en son Afganistan’da ‘ABD ile Türkiye Cumhurbaşkanı böyle bir anlaşma yaptı’ diyerek artık yalanın zirvesine varmak gibi bir süreci maalesef üzüntüyle izliyoruz.”
Çelik, Türkiye’nin güçlü ve kapsamlı bir şekilde mülteci politikası yürütürken, muhalefetin ölümden kaçan insanlara kucak açılmasını istismar etmeye çalıştığını anlattı. “Kendi belediye başkanlarının ırkçılığına lafı geçmeyenler, kendi beyanlarıyla bizim fikir değiştirdiğimizi iddia ediyorlar.” diyen Çelik, şöyle konuştu:
“Bizim fikrimizde, zikrimizde hiçbir değişiklik yok. Tarih boyunca olduğu gibi ölümden kaçan tüm mazlumlara Türkiye Cumhuriyeti kapısını açmıştır. Tarih boyunca bu böyle oldu, ecdadımız da böyle yaptı, biz de böyle yaptık. Ama bunun ötesinde birileri Türkiye’yi bir göçmen kampı, bir mülteci ambarı ve bir yol geçen hanı gibi görmek istiyorsa buna da asla müsaade etmeyeceğimizi ifade ettik. Türkiye bütün dünyanın insanlık vicdanı adına ölümden kaçanları kucaklamak konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. O sebeple diyoruz ki Türkiye’nin daha fazla mülteci alacak kapasitesi kalmamıştır.”
Çelik, muhalefetin “Siz bunu para karşılığında yapıyorsunuz.” söyleminde olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:
“Bu kadar mazlumun, ölümden kaçanın korunmasının para karşılığı yapıldığını söylemek insanlık dışı bir yaklaşımdır ki Cumhurbaşkanı’mızın AB’nin mülteci anlaşması konusunda verdiği sözleri hiçbir şekilde tutmadığını defalarca beyan ettiğini de biliyoruz. İki şeyi birbirine karıştırmamak gerekiyor. Ölümden kaçan insanlara kucak açmak bu milletin asil değerleri çerçevesinde, ölümden kaçanları ölümden kurtarmak başka şeydir ama Türkiye’yi bir mülteci kampı gibi düşünenlerin, mülteci ambarı gibi görenlerin politikalarına karşı çıkmak da başka bir şeydir. ‘Ben bunlara su vermem, ekmek vermem’ diyen CHP’li belediye başkanlarına söz geçiremeyenlerin AK Parti’ye vereceği herhangi bir ders, herhangi bir söz yoktur. Cumhurbaşkanı’mız, dünyada mazlum milletlerin lehine Türkiye’nin gür sesini BM platformlarında da başka platformlarda da yükseltiyor.”