Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Taliban Kafasıyla Yolculuk

Taliban Kafasıyla Yolculuk

T.C. şu yıllarda “Taliban” kafasıyla yönetiliyor. Bunu, yöneticilerin inançlarına karışmak, birilerini aşağılamak için söylemiyorum. Düşünce hürriyetimi ve eleştiri hakkımı kullanıyorum.

Bir gemi düşünün ki, kaptanı seyrettiği denizin özelliklerini bilmiyor, denizciliğin kurallarına uymuyor. Bir pilot düşünün ki, havacılığı ciddiye almıyor. Bir şoför düşünün ki, trafik kurallarını hiçe sayıyor, kendime göre yolculuk yaparımdiyor.

Böylesi kişilerin kullandığı gemi kayalıklara çarpar ve parçalanır. Böyle pilotların kullandığı uçaklar düşer. Kural tanımayan şoförler trafik kazası yapar.

Türkiye şimdi bunu yaşıyor. Millet ve devlet olarak alabora oluyor, düşüyor, savruluyoruz. “Usta” denilen kişiler kalfaları bile aratıyor. Bunları anlamayan Asya kafalılar bunu hala görmüş değiller.

Günümüzün birinci konusu Afganistan üzerinden yürüyerek bu düşüncelerimi açıklayayım.

AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı (CB) Recep Tayip Erdoğan (RTE) bir ay kadar önce dedi ki: “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum.”

RTE bir süre sonra da şunu dedi: “Taliban’la bazı görüşmelere varıncaya kadar şu anda ilgili kurumlarımız çalışıyor. Hatta belki benim bile onların lideri durumunda olacak olanı kabul etme durumum olabilir.” (12 Ağustos 2021 tarihli basın yayın organları)

NATO Genel Sekreteri J. Stoltenberg: “Taliban ülkeyi zorla ele geçirirse uluslararası toplum tarafından tanınmayacağını anlamalıdır. Siyasi çözümü desteklemeye kararlıyız.” (14 Ağustos 2021 tarihli basın yayın organları)

Taliban, 1994’te, medrese öğrencileri tarafından kurulmuş akıl, bilim ve uygarlıktan uzak (mağara ve Ortaçağ kafalı), zamanla militanlaşan ilkel düşünceli bir oluşumdur.

Bugün Afganistan’ı işgal eden Taliban’ın ne olduğunu anlamak için düşünce ve uygulamalarından örnekler vereyim.

Afganistan’da erkeklerin okur-yazar oranı yüzde üç civarındadır. Kadın ve kız çocukları okutulmaz. Taliban kadınlara peçe, erkeklere takke  ve sakalı mecbur eder. Sakalını kesenler en az 6 ay hapsedilir. Yüzü görünen kadınlar kırbaçlanır. Erkekler namazlarını camide kılmak zorundalar, namaz kılmayanlar cezalandırılırlar. Namaz Surelerini bilmeyenler dayak yerler. Medrese öğrencileri üç, yetişkinler altı metre uzunluğunda sarık bağlamak zorundalar. Bilgisayarlar TV kabul edildiği için kırılırlar. Cuma namazlarından sonra el kesme ve idam cezaları uygulanır, halka izlettirilir…

Recep Erdoğan işte bu Taliban için, “Türkiye’nin Taliban inancıyla ters bir yanı yok” diyor. Bu nasıl anlayış böyle? Sayın RTE siz bu içtihadı neye göre yaptınız. Taliban’ın bu inancı bizim inancımız mı” İslamiyet’te bunlar var mı? Siz bu açıklamanızla bizi Kerbela’ya götürüyor, bizi Ortaçağ’a taşıyorsunuz. Yapmayın. İslam Dini’ni M. 610’lu yılların gerisine, Arap kafasına monte etmeyin. Sizin inanç adına böylesi fetvaları verecek dini bilginiz yok! Siz böylesi açıklamalar yaparsanız, masum ve bilgisiz Türk halkı yine Alevi-Sünni Savaşı’na Köle-Cariye seferberliğine çıkar. Bunlar İslam’da yok!

Birkaç gündür TV kanallarında Taliban tartışmaları yapılıyor. Kafası boş ve siyasal ümmetçi “Prof., araştırmacı” adındaki serseriler Taliban güzellemeleri ve mezhepçilik yapıyorlar. Yani Türk milleti şu günlerde Talibanlaştırılıyor.

Bu açıklama ve çalışmaların hepsi bir CIA projesidir. Bu ihanet projesi anlaşılmaz ve anında reddedilmezse Türkiye cehennem olur. Bu yüzden Türk halkı cehennemin yoluna gitmemelidir, aklını başına toplamalıdır.

“Akar akıllı” ve “Arka odalı” siyasal ümmetçiler Türkiye’nin yönünü hep fakir Doğu’ya, tembel Doğu’ya, ilkel Doğu’ya, mezhepçi Doğu’ya, akılsız ve fikirsiz Doğu’ya, sürü ve ahmak Doğu’ya döndürmek için uğraşıyorlar. Türk halkı uyanmalı, “Kırık kafalı”lara malzeme olmamalıdır.

Dün İslam dünyasını İbn-i Sina, Memun, Matüridi’nin yolundan ayırıp miskinlik ve uşaklığına teslim eden zihniyet bugün Türkiye’de aynısını yapıyor, bizi aydınlanma dönemimiz olan Meşrutiyet ve Cumhuriyet’in yolundan koparıp Ortadoğu ve daha ilerisindeki Afgan Bataklığı’nda boğmak istiyor.

Amerikan uçaklarının dört tarafını sarıp koşan şu zavallı ilkel Afganlılara bakınız. Türkiye böylelerini mi koruyacak Afganistan’ın başkentinde? Bugünkü şartlarda Afganistan’ın mültecilerine kapı açmak Amerikan bekçiliği yapmaktır.

“Kardeşlik, dindaşlık, mezhepçilik, …”

Geçelim bunları. Her sakallıdan, her sarıklıdan ve her cübbeliden bize yarar gelmez. Biz de insanız. Yaratan bize de akıl fikir vermiş. Böylelerinin önünde ezilip büzülmek, dizlerinin dibine çökmek ne İslam’a ne de Türkiye Cumhuriyeti’ne hiçbir şey kazandırmaz.

RTE’nin Taliban ile inanç ve siyaset yaklaşımı bir alışkanlık halini almış gibi. RTE geçmişte DEAŞ ve EL KAİDE bağlantılı, BM’in “Terör-Teröristler” listesinde bulunan Gulbeddin HİKMETYAR denen kişinin dizinin dibine çömelip poz vermişti. İmanı sağlam bir mümin Allah’ın dışındaki hiçbir kişinin ön yahut yanında ezilip büzülmez. İyi bir devlet adamı düzeyli düşünür, düzeyli konuşur, düzeyli yaşar. Uygar insan bağımsız ve minnetsiz olur.

“Gayr ı meşru” katillerle görüşme arayışına girmek büyük hatadır. BM Genel Sekreteri’nin açıklaması bizi akıllandırmalıdır. Türkiye’de hiç kimse dört günlük saltanatı, “gizli” taahhütleri, zafiyetleri ve açıkları adına Türkiye’yi cehennem yapmamalıdır. Türk milleti böylesi tehlikeleri sezmelidir. Bilmeliyiz ki, Türkiye herkesin makamından, aldığı maaşından, hayati tehlikelerimizden, tüm aile fertlerimizden daha önemli ve daha önceliklidir.

Türkiye’nin yolu bellidir: “Çağdaş uygarlık yolu!…”

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!