30 Ağustos zafer bayramı… “Dünyanın en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan birinin, emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış ilk kurtuluş savaşının, bir millileşme ihtilalının” zafer günü!..
93 Yıl sonra!..
“Yeni Türkiye” ikliminin yepyeni gündemiyle başbaşayız!.. 30 Ağustos 2015’te 1 Güne sığdırılan köksüzlükler zinciri…
*
Erzincan’dan Tunceli’ye giderken PKK yol kesince, aracıyla geri dönen Astsubaya ateş açılıyor. Patlayan tekerle bir müddet kaçan asker aracıyla birlikte eşini ve çocuğunu bırakmak zorunda kalıp, başka bir araçla kurtuluyor. Daha sonra aracı almak üzere kurtarıcı gönderildiğinde teröristler hala oradadır. Rahattırlar, yakarlar aracı…
*
Cizre’nin merkezinde askeri garnizona yemek ve malzemeler ulaştırılamıyor. Terör örgütü tarafından yollar kapatılmış. Askeri garnizonun kapısından çıkan kadın, çocuk, yaşlı herkes hedef…
Olaylarıyla ünlü Nur Mahallesi’nde bulunan keşif taburunun hemen 150 metre uzağında terör örgütünün kampı bulunduğunu, emniyet müdürlüğü binasının hemen yakınında da örgütün sözde karargâhı olduğu daha önce yazılmıştı.
*
Malazgirt yolunu kesen PKK’lılar ellerini kollarını sallaya AKP ilçe başkanını kaçırıyor.
Daha önce kaçırılan gümrük memurları ve güvenlik görevlilerinin ise bugün sayıları dahi hatırlanmıyor.
*
Şehit cenazesinde Anne Cennet Özata feryat ediyor! Elinden tutan kadın astsubay dayanamıyor "Teyzem bilmem mi? Zengin olan asker olur mu? Olmaz. Zengin olan; asker de olmaz, şehit de olmaz. Ne güzel evlatlar yetiştirmişsin"
*
Yandaş yazar Cemile Bayraktar’ın tezat mesajları süslüyor başlıkları… 2011’de, "Göndermeyin çocuklarınızı askere, sokağa çıkın, tutuklanın, tabut içinde geldiğinde yandığınız kadar yanmayacaksınız" diye yazmıştı. Ancak Bayraktar 4 yıl sonra tam tersi bir tweet paylaştı. "Çocuklar asker yolcusu, hepsi sana emanet Rabbim, hepsi… Kirpikleri yanaklarına düşmeden dönsünler kardeşlerim…" Bayraktar’ın bu sözleri arasında farklılık alay konusu olmaktan öte!..
*
Suriye Türkmenlerinden çığlık var yine…,
"Erdoğan’ı severdik, artık inkar ediyoruz. Artık bütün Türkiye’yi inkar ediyoruz."
"Sınırı açsınlar. Hiç olmazsa kadınlarla çocuklar girsinler." Şimdi mi sınırları kapadılar, seçim için mi kapadılar?”
“Biz Türküz ama ‘Türküz’ diye başımızı kaldıramaz hale geldik. Afrin ‘e Kobani’ye yardım edebiliyor, ama 100 metre ötemizdeki Türk bize yardım edemiyor"
"Sınırı açmazsanız su gönderin, su insanları kurtarır!..”
*
Şehit kardeşinin cenazesinde ülkeyi yöneten siyasi kadroya kimsenin dillendirmediği hançer soruları sorduğu için hedef olan Yarbay Mehmet Alkan; “Genelkurmay Başkanı’nın terörist ilan edildiği ülkede her şey olabilir” demişti.
İlker Başbuğ cevap veriyor.
"Sevgili Yarbayım” diye başladığı mektubunun bir bölümünde;
“Türkiye’de Türk Ordusu’na adeta bir linç kampanyası açılarak, toplumun terörle mücadeledeki kararlılığına darbe vurulmuşsa, o ülkede her şey olabilir…
Bir ülkede teröristlere ve faaliyetlerine seyirci kalınmışsa, o ülkede her şey olabilir…”
*
Yarbay Alkan’a soruşturulmalı diyen Saray danışmanı Kuzu’ nun yeğen skandalı yazıyor hemen yan sütunda…
Şoför olan ancak geçen yıl memur kadrosuyla Sivas Numune Hastanesinde çalışmaya başlayan Burhan Kuzu’nun yeğeni Ömer Faruk Kuzu, 2 büyük soruşturma geçirdi. Her 2 soruşturmada da ceza alan Kuzu’nun, memuriyetten atılması gündeme geldi. Ancak Burhan Kuzu devreye girince, terfi ettirilerek Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne transfer edildi. Burhan Kuzu olayı doğruladı ‘’Biraz gevşek davranmış’’ dedi.
*
Yandaş peşkeşler için yapılan kıyımlar düşmedi gündemden bugünde… Kırklareli’nin Vize ilçesinde ÇED raporu mahkemece iptal edilen çimento kili ocağı, maden sektörü temsilcilerinin Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nu ziyaret etmelerinin ardından değiştirilen genelgeyle yeniden açılmak isteniyor.
Madencilere yapılan bu kıyak, Bakan Eroğlu’nun iki yıl önce yaptığı “HES firmalarıyla ortak çalışıyoruz” açıklamasını akıllara getirdi. Madencilerin Bakandan talep ettiği istekler ise dudak uçuklatan türdenmiş…
Yine önce yakılıp sonra ağaçlandırılacak denilmesine rağmen imara açılıp 4 otel için izin verilen Bodrum’un Güvercinlik Koyu’nda otel dikene maliyeti kadar devletimizce teşvik veriliyor.
*
Bu arada uzaklardan dışarıdan bir haber var!
NASA’ya bağlı bir ekip, Cuma gününden itibaren bir yıl sürecek Mars’ta yaşam amacıyla izolasyon deneyine başladı. Uzayda hayat çalışmalarına geçilmiş!..
*
Bu arada unutmadan “bayram kutlama törenleri, konserler etkinlikler” iptal edilmişti 2 gün önce…
Tamda bu iklimin duygularında savrulurken günün anlam ve önemini idrak edeceğimiz açıklama çıktı ortaya; “İzmir’i kurtaranlardan kurtaracağız.”
….. Yunan ordusu topraklarımıza ayak bastığında, İzmir metropoliti Hrisostomos koşmuş, haçıyla takdis edip, “evlatlarım, ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız” diyerek Yunan albayının çizmelerini öpüyordu. Aniden, revolveriyle bir Türk delikanlısı fırladı ortaya… Bastı tetiğe! Efsun alayının sancaktarı karpuz gibi düştü atının sırtından… Kahkahaları suratlarında dondu. Baktılar ki, tek başına, sarıverdiler etrafını, ilk süngüyü iman tahtasına sapladılar, sonra neresine denk gelirse orasına…
Hasan Tahsin’di o.
İzmir’in kurtuluşunun, Türk Devletinin kurtuluşunun işaret fişeğiydi!..
***
30 Ağustos 1922 den 93 yıl sonra 30 Ağustos 2015 Yeni Türkiye’sindeyiz…
1 Kasım seçimlerine gidiyoruz.
Ya “İzmir’i kurtaranlardan kurtaracağız” diyenler ‘zafer’ kazanacak.
Hasan Tahsinlerin kemikleri sızlayacak!
Ya da İzmir kurtulacak… Türkiye Cumhuriyeti, Devleti ve Milletiyle kurtulacak!..