Zafer Partili Özcan Büyükşen, Türkiye’nin güney doğusunda çoğunluk durumunda bulunan sığınmacıların, ülkenin geleceği için tehdit oluşturduğunu belirterek, “Bahsettiğimiz tehdit ve tehlikeler göz önündeyken Türkiye’nin ayağındaki pranga olan 8 milyon sığınmacı ile gelişmesi, çağı yakalaması beklenemez” dedi.
Zafer Partisi Kastamonu İl Başkanı Özcan Büyükşen, partisinin hedeflerine ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından 26 Ağustos 2021 tarihinde kurulan Zafer Partisi’nde Kastamonu Kurucu İl Başkanı olarak görevlendirildiğini hatırlatan Büyükşen, pek çok alanda Türkiye’nin büyük krizler yaşadığını savundu. Milletin derinden yaşadığı bu krizleri, çözme sorumluluğunu taşıyan siyaset kurumunun ise mevcut sistem içinde iki kutup haline gelerek yangına körükle gittiğini söyleyen İl Başkanı Büyükşen, ülkemizin hızla ve el birliği ile bir felakete doğru sürüklendiğini belirtti.
“BU TOPRAKLAR TÜRK ÇOCUKLARININ MİRASIDIR”
Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi bir parti olduklarını ve ülkenin bütün kurumlarıyla çağı yakalaması için çalışacaklarının sözünü verdiklerini belirten Özcan Büyükşen; “Zafer Partisi olarak 4 büyük kriz tanımlıyoruz; sığınmacılar krizi, devlet krizi, milli birlik krizi ve ekonomik kriz. Üniter devletler, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında parçalanması ve sınırlarının değiştirilmesi için saldırı altında kalmışlar ve bugün bunun sonucu olarak Irak’ta Barzani yönetiminde bir Kürdistan yapısı oluşturulmuştur. Aynı projenin diğer ayağı olan Suriye’nin kuzeyi bombalanmış ve burada yaşayan halk, savaş bölgesinden kaçmaya zorlanmıştır. Sonuç olarak, Suriye’den gelen 5.3 milyon sığınmacı; 3 milyonu Hatay, Şanlıurfa, Kilis, Gaziantep ve Mersin’e olmak üzere ülkemizin değişik illerine dağılmıştır. Bugün ülkemizde 5.3 milyonu Suriyeli olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden iç karışıklıklar veya yoksulluk sebebiyle ülkemize gelen 8 milyon kayıtlı veya kaçak sığınmacı yaşamaktadır. Türk Milletinin vergileriyle bu insanların ihtiyaçları karşılanmakta ve bu da milletimizin omzuna büyük bir yük bindirmektedir. Türkiye’nin bugüne kadar sığınmacılara harcadığı para 80 milyar dolardır. Ancak daha da vahimi, sığınmacılar konusunun ülkemizin demografik yapısının değiştirilmesi için büyük bir tehdit oluşturmasıdır. Bir Türk kadını, 1.6 çocuk doğururken, Suriyeli bir kadın 5.2 çocuk doğurmaktadır. Aynı oranda doğum hızıyla çok değil, 2040’ta birçok ilimizde nüfus çoğunluğu elde edeceklerdir. Dedelerimizin kanlarını dökerek bize yuva olarak bıraktığı vatanımızı, bizim başka toplumlara peşkeş çekme hakkımız yoktur. Bu topraklar Türk çocuklarının mirasıdır” dedi.
“SIĞINMACILAR, VATANIMIZDAN TOPRAK KOPARMA PLANINDA KULLANILACAK”
Sığınmacılar konusunda en önemli tehdidin ise ülkemize kaçak giren terör örgütü üyeleri olduğunu kaydeden İl Başkanı Büyükşen; “Bunlar, kutuplaştırılmış, kurumlarının içi boşaltılmış, adaletin kişiye göre işlediği ve her gün fakirleşen ve geleceği için endişe duyan toplumumuzu galeyana getirebilecek ve ülkemizi bir kaos ortamına sürükleyebileceklerdir. Bu noktada ülkemizin güney doğusunda çoğunluk durumunda bulunan sığınmacılar, vatanımızdan toprak koparma ve İsrail’in sıcak denizlere inme planının bir parçası olarak kullanılacaktır. Bahsettiğimiz tehdit ve tehlikeler göz önündeyken Türkiye’nin ayağındaki pranga olan 8 milyon sığınmacı ile gelişmesi, çağı yakalaması beklenemez. Zafer Partisi, yüce milletimizin teveccühü ile göreve geldiği bir yıl içinde Suriyeli sığınmacıları ülkelerine göndermeye söz veriyor” diye konuştu.
“ZAFER PARTİSİ, PARLEMENTER SİSTEME GEÇİŞİ SAVUNUYOR”
Türkiye’nin ‘büyük bir devlet krizi’ yaşadığını söyleyen Özcan Büyükşen, şunları ifade etti; “Ülkede gerçekleşen bütün icraatlarda bir tek kişi söz sahibidir. Liyakatin ortadan kalktığı, adam kayırmacı zihniyetin tavan yaptığı böyle bir yönetim anlayışı kurumların işleyişini bozan, kabul edilemez ve sürdürülemez bir durumdur. Zafer Partisi, 2023 seçimlerinden sonra parlamenter sisteme geçişi savunmakta, egemenliğin tekrar, kayıtsız şartsız Türk Milletinin olmasını istemektedir. İçinde bulunduğumuz bir diğer önemli kriz ise milli birlik konusundadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle seçmen iki kutup arasında bırakılmış, iktidar ve muhalefet liderlerinin karşılıklı saldırgan tutumlarıyla toplum gerilmiştir. Biz, bu gerginliğin Türk Devletinin ve Milletinin enerjisini tüketen, millet olduğumuz gerçeğini unutturan bir kutuplaştırma olduğunu ve buradan siyasi rant elde etme stratejisine dönüştüğünü görüyor ve halkımız için ‘milli bir seçenek’, kurtuluş yolu olmak istiyoruz. Yaşadığı ekonomik krizin halkımızı nasıl bir endişeye sürüklediğini ve gelecek kaygısının az sayıdaki zengin ve mutlu bir azınlık dışında tüm vatandaşlarımızda umutsuzluk duygusu yarattığını görüyoruz. Biz, partimizde konuya hakim bilim adamlarımız tarafından çalışılarak ortaya konulmuş, net çözüm önerilerimizi sunuyoruz. Öncelikle nüfusu 20 milyona yaklaşan, sadece nüfusuyla değil, sanayi yükü, deprem tehdidi ile de ülkemiz için bir milli güvenlik sorunu haline gelen İstanbul’a yığılmış sanayiyi ‘4 deniz, 4 bölge’ projemiz kapsamında Anadolu’ya dağıtacağız.”
“GELİŞMİŞ BİR TÜRKİYE’Yİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ”
Partisinin; Zonguldak, Trabzon, Mersin ve İzmir limanları çevresinde ağır ve orta ölçekli sanayinin yeniden şekillendireceği vaadi olduğunu söyleyen Zafer Partisi İl Başkanı Büyükşen; “Bu sayede hem İstanbul’un sırtına binmiş büyük yükü kaldıracak, hem de Anadolu’ da yayılan sanayi hamlesiyle üreten ve gelişmiş bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Köy okullarımızı yeniden açacağız. Oralarda İstiklal Marşımızı ve Andımızı çocuklarımızın tertemiz ruhlarına yeniden nakşedeceğiz. Uygulanan politikalarla geçinemeyip toprağını terk etmek zorunda bırakılan çiftçilerimizin tekrar köylerine dönüp üretime katılmalarını sağlayacak projelerimizle Türk tarımını ve hayvancılığını canlandıracağız. Zafer Partisi olarak; Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti için milli ve dik bir duruşla devlet yöneteceğimizin sözünü veriyoruz. Rehberimiz, Büyük Önderimiz Mustafa Kemâl Atatürk, icazet aldığımız makam Hoca Ahmet Yesevi’dir. Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ, onlarca yıldır kendi alanında kamuoyunu bilim adamı olarak aydınlatmış, siyasi yaşamında ise Türk Milliyetçiliğine bağlılıkta ve Türkiye Cumhuriyetine sadakatte asla taviz vermemiş, siyasi çıkar hesaplarıyla değil, ilkeleriyle yol yürümeyi tercih eden, bizim de ayak izlerini takip ettiğimiz bir Türk aydınıdır. Aynı idealler etrafında birleşen kadrosuna dahil olmak bizim için onurdur. Çıktığımız bu kutlu yolda siz değerli hemşehrilerimizin yanımızda olması dileklerimizle saygı ve selâmlarımızı sunuyoruz” ifadelerini kullandı.