0-3 Yaşta Bebekle Olan İletişim

 

 

Dün 5 aylık bir bebek ve onu kucağına alıp sallayarak uyutmak isteyen bir bayanı gözledim.. Bayanın çocukları en küçüğü14 yaşına gelmişti. Bayanın bebeği kucağına alır almaz söylediği şey; “Bir bebeği kucağıma alıp sallayarak uyutmayı çok istiyorum” demek olmuştu. Bebeğin ağzına emziğini verip sallamaya başladıktan sonra bebek önce kurtulmak istercesine kollarını bacaklarını dışarıya doğru salladı, başını hızla iki yana çevirdi ve ağzında emziği ile birlikte yaygarayı koparı. Tabii ki acilen bebek annesine ulaştırıldı!…

Neydi bu bebeciği rahatsız eden şey?

Geçen yazılarımda da belirttiğim gibi bebekler kendilerini çok güzel ifade ederler. Bir yetişkinin ihtiyaçlarının onun için hiçbir önemi yoktur. Zaten bu kadar karmaşıklığı kaldıracak yeterlilikleri de yoktur. Bir bebek bir yetişkinin, sevgi ihtiyacını gülümseyerek, sevimli hareketleri ve gelişmeye meyilli tavırları ile karşılar. Bu davranışı da ancak sen onu anlarsan gösterebilir…

Yani; bebeklerde iletişim kurarlar…  Peki, İletişim nedir? İletişim; bir organizmanın ürettiği, başka organizmalar için anlamlı olan ve böylelikle onların davranışlarını etkileyen sinyallerden oluşur. Kişiler arasında duygu, düşünce, bilgi, haber alış verişidir.  Bu alış verişte, kaynak durumunda olan kimsenin ortaya koyduğu ya da koymak istediği anlam ile bunu algılayanın buna verdiği anlam arasındaki özdeşlik, benzerlik ya da uyuşum ilişkisi olması gerekir. Ama bazen hiç bir şey yapmamak bile bir iletişimi yansıtır. Örneğin; bebeklerdeki sürekli donuk bakış ve bir hareketi sürekli tekrarlama (baş sallama, kendi bedenini öne, arkaya sallama gibi) olabilir…

Doğal olarak çocuğun doğumdan başlayarak içinde bulunduğu fiziki ve sosyal çevreye uyumu anne-baba aracılığı ile gerçekleşir. Özellikle ilk yıllarda anne-baba çocuğun kendi kendini kontrol eden bir birey olması, kişiliğinin gelişmesi ve çevreye iyi bir iletişim kurmasında önemli rol oynar. Bebeklikte öncelikle direk çocuğu besleyen ve bakan kişi olarak anne daha sonra da aile üyelerinin etkisi çok daha fazla etkili olmaktadır. Örneğin: Çocuklarını yönetmeleri gerektiğine inanan, bilgi ve faaliyetlerini çocuğa göre gerçekleştirmeye özen gösteren anne ve babaların bulunduğu ailelerde çocuk, ailenin en önemli bireyi olarak yetişir. Bunun tam tersi olarak, çocuklarını sadece gören, ancak onları dinlemeyen bazı ailelerde, ailenin en önemli bireyleri erişkinlerdir. Aile daha bebeklikten itibaren bebeği yönlendirmeye çalışır. Sonuç, huysuz, huzursuz, bezgin, kendi mutsuz, annesi ve ailenin diğer bireyler mutsuz ailelerdir…

Ailenin gerek çocuğun eğitimine, gerekse duygusal ve toplumsal gelişimine olan katkısı, farklı aile üyeleriyle çocuk arasındaki ilişkilerden kaynaklanmaktadır.  Aile bireylerinin tümü, çocuğu aynı derecede etkilemezler. Aile üyesinin etkin olabilmesi, çocukla arasındaki duygusal ilişkinin varlığına bağlıdır. Ailenin çocuğun davranışlarını etkileyişinde, çocuğun sahip olduğu kişilik özellikleriyle, yaşı büyük rol oynar. Bebeklikte ve ilk çocuklukta aile üyeleri daha etkili olmakla birlikte, yaş büyüdükçe aile dışı bireylerin ve arkadaşların etkisi giderek artmaktadır.

Ailenin önemli olduğu bu ilk yıllarda iletişim adına analar babalar ya da bebeğe, çocuğa bakmakla yükümlü olanlar neler yapabilirler?  

Bebeğinizin ya da çocuğunuzun hangi gelişim seviyesinde olduğunu bilin..40 günlük bebeğe tuvalet eğitimi vermeye kalkmanın ne kadar yanlış olduğunu, bu eğitim için bebeğin zihin, motor, beden, sosyal vs gibi tüm gelişim alanlarıyla tam bir olgunlaşma sürecine girmesi gerektiğini , 40 günlük bir bebeğin bunları yapmasının bir anlamının olmadığını ve diğer gelişim alanlarını baskıladığını algılayın..Bilmeniz gerekmez sadece algılayın. Çünkü bunun için size gerekli mesajları beden diliyle bebek verecektir..

Ebeveyn olarak duygularına her yaşta hakim olmak ve bebeğin gelişimine yardımcı olacak bir duygu duruşu sergilemektir. Bebeğin, çocuğun ihtiyaçlarından haberdar olmak bunun içinde çok gözlem yapmak gerektiğini bilin…

Yakın çevre, iş ilişkileri vs kriz anlarını onları örselemeyecek şekilde yansıtmak, sakin ve sabırlı olmaya çalışmak, öfke nöbetlerinden kaçınmak, öfke kontrolü sağlayabilmek.. Ama çocuğun bu zor durumu algıladığını da bilmek. Onun başlattığı, başlatmak istediği iletişime duyarlı olmak. Örneğin, “eline ceketini alıp tarafınızdan giydirildikten sonra baş baş işareti yapması…” gibi.

Düzenli bir hayat ve ortam onun gelişimine daha çok katkı sağlar. Dikkat eğitiminin bu ortamlarda başladığını ve arttığını bilmek…

Oyun en önemli iletişim araçlarından biridir. Bebekle hangi oyunlar oynana bilir.. Bebek jimlastikleri yaptırmak. Bunu yaparken tekerlemeler, şarkılar söylemek..Parmak oyunları oynatmak. Biraz büyüyünce sizin yaptığınız işi yapmak istemesini anlamak. Ona da küçük sorumluluklar vermek.. Çünkü taklit etmeye başlamak, model almayı da beraberinde getirir ve onun için iyi modeller olamaya çalışmak..

Sonuç olarak; Bu yollarla da çocuklarda uyandırdığınız sembol ve imajlarla gelecekte sizinle ilgili önyargılar oluşturmuş olursunuz. İyi bir iletişim, bir ebeveyn için çocuğuyla arasında oluşan en kuvvetli bağın, gönül bağının kurulmasını sağlamaktır

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!