Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Lütfü Şahsuvaroğlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanlığı tarafından Ümit Özdağ hakkında suç duyurusunda bulunacağı iddialarına karşı kendilerinin de suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Suç duyurusunda bulunulacak maddeleri tek tek sıraladı.

Şahsuvaroğlu Zafer Partisi’nin madencilerin, yöre halkının, milli kaynaklarımızın yanında olmasını pkk ile işbirliği olarak gösteren işletmecilerin troll ordusuna sert çıktı. Şahsuvaroğlu işletme sahipleri ve troll ordusuna “Güya pkk ile beraber ülkemizin altınlarının değerlenmesine karışıymışız. Hadi oradan ahmak.. Toprak ve su kaynaklarımızı mahveden, madenlerimizi sömürerek çalıp götüren emperyalizme karşı olmak ne zaman pkk ile işbirliği oldu? Alçak!” dedi.

Zafer Partisi’nin suç duyurusunda bulunacağı maddeler:

1. Muhsin Yazıcıoğlu davası,
2. Anıt ağaçların kesilmesi,
3. Yabancı maden işletmelerinden kaynaklanan zehirlenmeler,
4. Sadat konusu,
5. Konya’da üretilen silahlar,
6. Andımızın kaldırılması,
7. Ziraat Bankası’ndan Demirören’e verilen kredi,
8. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımları,
9. Cemal Kaşıkçı davası,
10. Kripto fetöcülerin kim oldukları.

Lütfü Şahsuvaroğlu’nun konuşması:

“Siyaset kurumu sorunları çözme, ülkeyi bu kötücü gidişattan azami ölçüde koruma, insanlara ümit verme, kötücül senaryoları devre dışına çıkarma sanatı olmak gerekirken ne yazık ki gerginlikten nemalanan mütegallibe siyasetçiler ve düzenin partileri yüzünden rantiye kapısı olmanın ötesinde Türk siyasasına hiçbir şey vaat edemez hale gelmiştir.”

“Bu gidişat, alıştırılmış çaresizlikle beslenince de topluma, bilhassa milletimizin ümitvar olmasına yardımcı olamadığı için başta gençlik olmak üzere milletin kahır ekseriyetinin sosyal psikolojik dengesini bozmaktadır.”

“İşte Zafer Partisinin varlık nedeni bu sosyal psikolojik yıkıntıyı ortadan kaldırarak Türk milletini yeniden yarınından ümitvar kılma amacına matuftur.”

“Çok kısa zamanda da her türlü baskıya, basının her türlü ambargosuna, iktidardaki ve muhalefetteki derin ittifakların tuzaklarına rağmen başta Türk  gençliği olmak üzere milletimizin hasbi desteğini alıp iktidar olarak devleti ve milleti düzenin partilerinden kurtarma yolunda olağanüstü bir yükseliş göstermektedir.”

“O yüzden Zafer Partisi milletimizle doğrudan ittifak yapma ve programını hayata geçirecek kadroları teşkil etme dışında hiçbir gizli ajandaya sahip değildir ve asla olmayacaktır.”

“Bu Kurban Bayramı vesilesiyle milletimize ahdimizi hatırlatmayı gündemin birinci maddesi olarak arz ediyoruz. Elbette ki Partimiz bu ahdi ortaya koyarken büyük bir insan potansiyelimizin de varlığına inanıyor, güveniyor.”

“Canını, malını, hayatını, emeğini, mesaisini velhasıl her şeyini iyilik yolunda harcayan samimi insanların zaten Türk milletine ihanet içinde olmaları mümkün değildir.”

“Ne yazık ki son çeyrek asırlık siyaset sahnemiz hep dinin siyasete malzeme yapılması ile geçmesine rağmen ne yazık ki siyaset kurumunu ele geçiren mütegallibe yaptığı işi hiç ama hiçbir zaman güzel yapamadı. Oysa Bakara Suresinde asıl meselenin ne idüğü ortada: “Mallarınızı Allah yolunda harcayın ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. Bir de iyilik edin ve yaptığınızı güzel yapın. Doğrusu Allah iyilik eden ve işini güzel yapanları sever.”

“Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: Neden bu kadar dini söylem ve din üzerinden siyaset yapma etkin iken inanç temellerimizdeki bütün iyilikler iğdiş edilip değersizleştirildi?

Neden yaptığını bir türlü güzel yapamayan düzenin partileri üstüne üstlük bir de bu milletin iyilik damarlarını istismar ederek sürekli kötülük yapıyorlar?

“Kur garantili döviz hesapları ile, betona yatırılan lüzumsuz yatırımlarla, dış borç yükünü giderek artıran israf ekonomisi ile, küresel emperyalizmin BOP projesine teşne oluşlarla, devleti tamamen cemaat yapılanmalarına peşkeş çekerek ülkemizi dış istihbarat örgütlerinin oyun alanı haline getirmelerle, tarımı çökerterek çiftçiyi topraktan soğutmalarla, dahası ülkemizi Avrupa rahat uyusun diye üç kuruşa uluslar arası göçmen kampı yapmalarla, dünyanın hiçbir yerinde olmayan düşük bir devlet hakkı oranıyla madenlerimizin sömürülmesi yetmezmiş gibi bir de insan hayatını, toprak ve su kaynaklarını hiçe sayan uygulamalarla halkımız sürekli kötülüğe ve işini iyi yapmayanların gadrine uğramıştır.”

Tahkime gideceğini söyleyen ve yapıp ettiği kötü şeyler için yabancı dayanaklar arayan haksız edinimlerin mimarları öyle bir adalet dışı hukuksal çerçeve de bırakmışlar ki, ‘benden sonra tufan’ anlayışıyla kendi iktidarları dışındaki geleceği de tamamen karartmışlardır.

“Fakat hiçbir tahkim, hiçbir mahkeme haksız bir edinimi meşrulaştıramaz. 152 milyar doları aşan ve 2040 yılına kadar uzanan garanti ödemeleri bu iktidarın millete ve devlete attığı en büyük kazıktır.”

152 milyar doları aşan ipotek yanında 100 milyar doları aşan sığınmacılara yapılan harcamalar işini güzel yapmamaya örnektir.”

“Dolayısıyla Zafer Partisi olarak diyoruz ki, Türk milletinin kursağından alınan tek kuruşun bile hesabını soracağız ve haksız edinimleri kesinlikle milletimize iade edeceğiz. Sığınmacıları da bir yıl içinde ülkelerine döndüreceğiz.”

“Bu da ikinci gündem maddesi ile ilgili taahhüdümüzdür.”

“Gündemdeki üçüncü konu Genel Başkanımız Prof Dr Ümit Özdağ hakkında yapılan su duyurusudur.”

“İstanbul’da önünde sonunda deprem olacaktır.” demek nasıl depremi yapma konusunda bir sorumluluk yüklemeyeceğine göre “iç savaşın çıkabileceği” konusunda açık bir uyarıcılık da asla iç savaş kışkırtıcılığı sayılamaz.”

“Sayın Özdağ: özetle şunu söylüyor. Ülkemizi sağ sol diye, alevi Sünni diye, Kürt Türk diye bölemediler. Ama iç savaştan çıkmış milyonlarca asker çağındaki nüfus, küresel emperyalizmin sahneye koyacağı bir senaryo ile pekâlâ ülkemizi iç savaşa sürükleyebilecektir. Nitekim Suriye’de yaşananlar bunun açık bir kanıtıdır.”

“Gerçekte suç duyurusu yapılması gereken birçok konu var.”

“Bunları şeyle sıralayabiliriz: Şehit Muhsin Yazıcıoğlu davası niçin karartıldı? Neden Özel Yetkili Mahkeme kaldırıldı, Muhsin Başkanı hangi derin ittifak katletti? Bu suikastın yerli ve dış ortakları kimler? Yaşasaydı neye engel teşkil edecekti?”

“Orman idaresi neden anıt ağaçları katletti? AKP vekillerinden Nevzat Ceylan’ın bilfiil katledilen ağaçların başında çektirdiği fotoğraflar ve isyanı bu katliamın açık bir kanıtıdır. Asıl bu konuda suç duyurusunda bulunmak icap etmektedir.”

“Madenlerimizi işleten yabancılar ile işbirliği içinde insanımızı bile isteye zehirleyen alçaklar kimlerdir? Hem insanımızı, hem de toprak ve su kaynaklarımızı zehirleyen suçlular kimlerdir ve ne zaman kaçacaklardır? Bunlar ört bas edilsin diye kimlere ne verilmiştir?”

“Güya pkk ile beraber ülkemizin altınlarının değerlenmesine karışıymışız. Hadi oradan ahmak.. Toprak ve su kaynaklarımızı mahveden, madenlerimizi sömürerek çalıp götüren emperyalizme karşı olmak ne zaman pkk ile işbirliği oldu? Alçak!”

“İşte, Ümit Özdağ’ın dediği gibi mesele ırkçılıkta düğümlenmiyor. Mesele akıl meselesi.”

“Sadat diye bir ordudan bahsediliyor. İyi niyetle bakanlara bu ordunun milli menfaatler konusunda neler yaptığını bir anlatın bakalım. Gerçekten yapılanlar bazı ülkelerdeki askeri eğitimden mi ibaret? Yoksa bu paralel yapılanma milli orduya bir kumpas mıdır? Bu yapı kimin ya da hangi ülkenin girişimi ile kurulmuştur?”

“Zafer partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ Konya’da üretilen silahların kimlere dağıtıldığını soruyor. Bu silahlar kimlere dağıtıldı?”

“10 milyon kaçak ve sığınmacılar yüzünden kaç bin esnaf kepenk kapatmak zorunda kalmıştır? Kaç Türk genci iş bulamayıp intihar etmiştir? Ülke ne kadar kayıt dışılık ve vergi kaybından ötürü zarara uğratılmıştır?”

“Gerek İliç, gerek Develi Altın madenlerinde yaşananlar ortada iken ve devlet bu maden işletmecilerini soruştururken neden uzunca bir süre felaketlerin yaşandığı bu iki ilçemizde kamu yöneticileri soruşturmanın selameti açısından görevden alınmamış ve yeni kamu görevlileri tayin edilmemiştir. Bu arada delilleri karatma yoluna gidildiğine dair güçlü endişeler mevcuttur. Asıl suç duyurusu bu alanda yapılmalıdır.”

“Siyaset, iş dünyası, medya ve mafya arasında derin ilişkilerin yaşandığını bizzat Sedat Peker’in açıklamalarından öğreniyoruz. Sadece Akparti dönemi ile ilgili olmayan bu dördül yapının ülkeyi getirdiği süfli çark ortada. Hep Sedat Peker’in açıklamalarından mı ilişkilerinizi öğreneceğiz? Bir Kutlu Savaş çıkmayacak mı  içinizden? Bu tür şahıs ve yapılanmalar ile siyaset kurumunun neden kendiliğinden ve uzun süreli doğal bir bağlantısı var?”

“Muhalefetin de milletin reyi istikametinde çalışma yerine Democratic Progress Institute paralelinde deklarasyon metni hazırlamasının arkasındaki ilişkiler ağı nedir? Bir suç duyurusu da bu alanda yapılmalıdır.”

“Sadece şeker üretimi yapmayan ülke tarımına da çok önemli katkılar sunmuş bulunan, ayrıca tarım sanayi entegrasyonu bakımından adeta okul niteliğinde uygulamalara imza atan Şeker Şirketi neden etkisiz kılınmış, fabrikaları satılmış, ülke ithal şekere mahkum hale getirilmiştir?”

“İstiklal marşı ile birlikte andımızı okuyan çocuklarımızın duyguları neden köreltilmiştir? İstiklal Marşımız ve Andımızı okumak eğitime başlarken çocuklarımız için en önemli motivasyon aracıdır. Bu motivasyon yok edilerek Türk çocukları pasifize mi edilmek istenmiştir?”

“Ziraat Bankası çiftçinin bankası olmak gerekirken neden bir kısım medya kuruluşuna kredi vermiş ve geri alamamıştır? Neden çiftçinin traktörü, tarlası yani olmazsa olmazları yani üretim faktörleri haczedilmiştir? Banka çiftçi ile kredi verirken bir ortaklık akti yapmış olmuyor mu? Çiftçinin üretim faktörü ortadan kaldırılırsa bu yapılan onu ölüme mahkum etmek değil midir?”

“Köyleri mahalle yaparak köylüyü topraktan soğuttunuz, onu ekimden uzaklaştırdınız. Girdi tedarik edemeyip üretimi engellediniz. Köylüyü ithalat ile terbiye etmeye kalktınız. Gıda sıkıntısına sebep oldunuz. Bu sürecin mimarları kimlerdir? Asıl bu konuda suç duyurusunda bulunmak icap eder.”

“Kur garantili döviz hesabı ile zengin daha zengin fakir daha fakir olmaktadır. Hazineyi keyfi olarak har vurup harman savurmak suç değil midir? Burada yetim malına kul hakkına gasp yok mudur? Burada iyilik yerine kötülük yok mudur? Burada işini güzel yapmama ısrarı yok mudur?”

“Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı suç olmasına rağmen ne kadar arazi tarım dışına çıkarılmıştır?”

“Türkiye’nin altın madenleri bütün dünyadaki gibi kümülatif etki değerlendirmesine tabi olması gerekirken neden sadece ÇED raporları ile yetinilmiştir? Biyolojik çeşitlilik korunmuş mudur? Su ve toprak kaynakları, 6 insan sağlığı gözetilmiş midir? Bölge halkının yeterince istihdamı sağlanmış, can ve mal güvenliği, iş ve işçi sağlığı garanti altına alınmış mıdır? Niçin raporlar bağımsız bilim kurulları tarafından yapılmamıştır? Firmalar, herhangi risk anında herhangi bir zehirlenmede iş sağlığı ve güvenliğini esas almış mıdır? Yoksa olayları örtbas etmeye mi çalışmışlardır?”

“Brüksel’deki toplantılara NATO nezdinde Türkiye’yi kim temsil etmiştir? Devlet NATO’nun genişlemesi noktasında endişelerini açıkça bildirmiş ve İsveç ile Finlandiya’nın NATO’ya alınmaması noktasında görüş bildirmiş iken neden bir anda görüş değiştirilip dış politikamızda bir tutarsızlığa neden olunmuştur?”

“15 Temmuz hain girişiminin arkasında olduğu sürekli devletin en üst makamlarınca ileri sürülmesine rağmen BAE ile anlaşma cihetine gidilmiştir? Cemal Kaşıkçı davasında ne olmuştur da Türkiye ısrarından vazgeçmiş, savunduğu değerleri alaşağı etmiştir? Ve şerh düşen hâkim neden tayin edilmiştir?”

“Ve son olarak neden FETÖ terör örgütü ile mücadele başarıya ulaşamamış; kripto fetöcülerin önemli makamları işgal ettiğine dair halkımızdaki inanç giderilmemiştir?”

“Özetle, suç duyurusunda bulunulması gereken birçok konu vardır.”

“Sayın Özdağ uçurumdan önceki son çıkışı işaret etmektedir.”

“Evet, nasıl ki depremin olacağını söyleyenin depremin sorumlusu olarak ilan edilmesi akıl dışılık ise ülkenin iç savaşa sürüklenmemesi için çırpınan ve uyarıda bulunan Sayın Özdağ’ın da iç savaş kışkırtıcılığı ile suçlanması akıl dışılıktır.”

“İşinizi güzel yapmaya çalışın, yeter her işi kötü yaptığınız… Kurban Bayramı öncesinde bir kez daha uyarıyorum. Halkımızın değerlerini alaşağı ederek, onu Türk milleti değil de yerel halk diye tanımlayarak her projede yerel halkın ikna edilmesi saçmalığına başvurarak Avrupa rahat uyusun diye ülkemizi uluslar arası göçmen kampı yapmaktan artık vazgeçin.”

“Ottowa Sözleşmesinden, Geri Kabul Anlaşmasından, Gümrük Birliği Anlaşmasından ve benzeri sömürge yönetimlerine yakışan anlaşmalardan çıkın.”