Bir kullanımlık terörist bu kez bir Büyükelçi’yi hedef aldı. Ülkenin namusuna, şerefine ve haysiyetine emanet edilmiş yabancı bir devlet görevlisi bir alçak mahlûk tarafından eşinin yanında katledildi.
Bunun milletler ve devletlerarası ilişkiler bir yana hiçbir ahlaki, insani, dini ve medeni karşılığı yoktur. Türkler bütün dünyada misafirperverliğiyle anılan bir millettir. Bu cinayetin adı Türk olan bir yaratık tarafından hem de Türkiye’de gerçekleştirilmiş olması, olgunun vahametini daha da artırmaktadır.
Cumhuriyet tarihi boyunca yabancı Büyükelçilere yönelik üç büyük saldırı olmuştur. Bu dördüncüdür.
Franz Von Papen suikastı!
24 Şubat 1942’de Ankara’da Almanya Büyükelçisi Franz Von Papen’e yönelik bir saldırı gerçekleştirilmişti.
Mahkemede bu suikastın amacıyla ilgili olarak konuşan sanıklardan birisi “Türkiye ile Almanya arasındaki iyi ilişkileri bozmak ve Türkiye’nin, Ruslar lehine savaşa girmesini sağlamak için, suikastın Sovyet Hükümetince düzenlendiğini” itiraf etti. O zaman ki ABD ordu istihbaratı konuyla ilgili olarak Türklerin karakteri ile ilgili olarak düzenledikleri raporda şunları yazılıydı. “Türkler hiçbir şeye zorlanamaz. İnsanlık içinde, inatçılıklarıyla dikkati çekerler”.
Efraim Elrom’un Öldürülmesi!
Bundan tam 45 sene önce İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (THKP-C) üyeleri Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve Hüseyin Cevahir tarafından kaçırılıp birkaç gün sonra da Nişantaşı’nda bir evde sabaha karşı şakağından vurularak öldürülmüştü.
Mısır Büyükelçiliği baskını!
13 Temmuz 1979 günü 4 Filistinli eylemci otomatik silahlar ve bombalar kullanarak Ankara’daki Mısır elçiliğini basmış, elçilik personelini rehin almış, eylem 2 gün boyunca sürmüş, Ecevit hükümeti araya FKÖ’yü sokarak eylemi bitirtmiştir. Olayda bir polis, bir bekçi ile binadan kaçmaya çalışan bir Mısırlı elçilik personelini öldürmüşlerdir. Eylemciler baskının nedeninin zamanın Mısır Devlet Başkanı Sedat’ın İsrail yanlısı politikaları, Mısır’da tutuklu bir arkadaşları ve Filistin’in sesini dünyaya duyurmak olarak açıklamışlardır.
Rusya Büyükelçisinin Öldürülmesi!
Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleştirilen suikastlardan hiçbirisi 19.12.2016 tarihinde Rusya’nın Ankara büyükelçisi Karlov’a yapılan kadar adice, alçakça, korkakça ve namertçe olmamıştır.
Bu saldırı kamuoyu ve kameraların önünde, polis içine sızmış insan kılıklı adi bir mahlûk tarafından başkent Ankara’da gerçekleştirilmiştir.
Suikast Rus büyükelçisine değil onun nezdinde Türk-Rus ilişkilerine yapılmıştır. Türkiye’yi bir yerden koparıp bir başka yere bağlamayı hedef almış gibi görünmektedir.
Dış görünümü itibarıyla bu alçak suikast Türk-Rus ilişkilerinin kötüleştirmeyi, Türkiye’nin Suriye’deki operasyon alanını daraltmayı, Moskova’da Suriye ile ilgili olarak yapılacak olan İran-Türkiye-Rusya görüşmelerini akamete uğratmayı, Türkiye’nin Şanghay’a yakınlaşmasını sabote etmeye yöneliktir.
Bunun tam aksi sonuçları murat edenler de bu suikastı gerçekleştirmiş olabilir.
Beşiktaş ve Kayseri’de meydana gelen canlı bomba saldırılarının arkasından böyle bir suikastın yapılmış olması sonuç itibarıyla Türkiye’ye yönelik terörün bir bütünlük arz ettiğini gösterir.
Failin FETÖ’cü, DHKP-C’ci, DAEŞ’li, PKK’lı ya da PYD’li olması sonucu değiştirmiyor. Türkiye markaları farklı amaçları aynı olan saldırılarla karşı karşıyadır.
Dahası Türkiye’de ki terörü yönetenler kırsalda başaramadıklarını kentlere, kent hendeklerine gömülen amaçlarını kaos yaratacak şok suikastlarla başarmaya çalışacaklarını da gözden ırak tutmamak gerekir.
Aynı şekilde 15 Temmuz gibi bir halk düşmanı FETÖ’cü girişimle ele edilemeyen bir sonucu birileri kaos, kargaşa, birbirine düşürme ve şok suikastlarla gerçekleştirmeyi amaçlamış olabilirler.
Büyükelçi suikastı, Türkiye’ye yönelik hainane emeller peşinde olanlar amaçlarından vazgeçmedikleri ve bunun için her yolu deneyecekleri mesajını vermektedir.
Dahası bu saldırı Türkiye düşmanı örgütlerin yenilmişliğinin, çaresizliğinin ve alçaklığının hem itirafı hem de kanıtıdır.
