Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Ümit Özdağ, İçişler Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sürerken düzenlenen toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Özdağ, kendisine yönelik suikast girişiminin devlet protokolleri çiğnenerek yapıldığını belirterek, “Çünkü devletteki bütün protokoller çiğnenerek, yazışma kuralları çiğnenerek bu mektup Hakan Fidan tarafından Süleyman Soylu’ya yollanmış. Bu inanılır gibi bir şey değil. Devletin ayağa düşmesi demek” dedi.
Ümit Özdağ, basın toplantısında kendisine yönelik suikast girişimi iddialarının dışında da iki önemli konuyu değerlendirdi. Ceylanpınar’da evlerinde şehit edilen polislerimiz hakkında yapılan davada tutuklu kimsenin kalmadığını söyleyerek, “Bu polisleri kim şehit etti?” diye sordu.
Ümit Özdağ’ın dikkat çektiği bir diğer konu ise, Şırnak’ta arabasında bombalar bulunan polis memuruydu. Özdağ konu ile ilgili olarak şu soruyu sordu: “Polis memuru tek başına mı hareket ediyordu. Yoksa yanında başkaları var mıydı? Neden aracında bombalar taşıyordu? Bu konudaki soruşturma hangi aşamada?”
Mehmet Harun Yüksel / Ankara
Ümit Özdağ:
“Siyasetin devletimiz açısından ne kadar vahim bir süreci yaşadığımızın göstergelerinden bir tanesi. Bir süre önce 12.092022 tarihinde üst düzey bir bürokrat benim teması kurarak Süleyman Soylu’nun bana ve Sedat Peker’e yönelik suikast girişiminde bulunmak amacıyla 2 eylem grubu oluşturduğu bilgisini verdi. Ne kadar üst düzey bir bürokrat olursa olsun bu tür bilgilere şüphe ile bakarım. Gerekçelerini sordum. Bazı gerekçeler paylaştı benimle. Herhangi bir girişimde bulunmadım. Sadece kayda aldım, değerlendirdim. Ancak 16.09.2022 tarihinde bir başka zat Manisa’dan Ankara’ya düğüne gelen bir emniyet müdürünün, Ankara Gölbaşı’nda yapılan nikah ve düğün sırasında Mustafa Türk adı bir grup emniyet müdürünün kendi aralarında sohbet ederken Ümit Özdağ’a yönelik suikasttan bahsettiklerini duyduğunu ifade ederek beni telefonla aradı.”
Ben de bunun üzerine Zafer Partisi Genel Sekreteri ve Erzurum eski milletvekili Cezmi Polat’a durumu bildirilerek MİT Başkanı Hakan Fidan’a resmi bir evrakla durumu bilgi için yollamasını istedim. Bu mektup resmi evrak olarak 21.09.2022’de MİT’e resmi evrak olarak imza karşılığı verildi. Konu bizim açımızdan bu şekilde kapandı.
Devlete bilgi verdik. Doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Soruşturulması artık devletin istihbarat birimlerinin yetkisindeydi. Bunu da kamuoyuyla paylaşmayı hiç düşünmedik. Ta ki Ankara emniyet müdürlüğünden sayın Cezmi Polat’a bir telefon gelene ve kendisi ifadeye davet edilene kadar.
Çünkü devletteki bütün protokoller çiğnenerek yazışma kuralları çiğnenerek bu mektup Hakan Fidan tarafından Süleyman Soylu’ya yollanmış. Bu inanılır gibi bir şey değil. Devletin ayağa düşmesi demek.
Devlette protokoller vardır. Bunu ortaya dökemezsiniz. Eğer Süleyman Soylu ile aranızda bir ihtilaf varsa bir siyasi hesaplaşma yapıyorsanız yapın. Bu bir devlet meselesidir. Ahbap sonuç ilişkisi ile bizim size bildirdiğimiz ve soruşturmasını yapmasını gereken şeyi ya da yapmamanız gereken şeyi o size kalmış bir şey. Burada şüpheli durumda olan bakana bildiremezsiniz.
Şimdi bir başka bilgi daha yollayacaktım Hakan Fidan’a “doğru mu?” diye ama artık yolladıklarımın Soylu’ya doğrudan gittiğini örendiğim için kamuoyunda soruyorum.
Bu mektubun tarihi 21.09.2022.
24.10.2022’de Ankara’da terör örgütü El-Nusra Heyet Tahrir Şam Cephesi’ne yönelik bir soruşturmada 11 kişiden 9 tanesi yakalanıyor.
Gelen not şu: Bana yine Ankara merkezli El Nusra’ya yönelik operasyon yapıldı. 11 gözaltı oldu. Elebaşı, ismini paylaşmıyorum, size daha önce yazmıştım, malum şahıs Ankara’da bunlara ev ayarlamıştı. Sizin için özel getirilen 2 militan vardı. Bizzat size yönelik eylem için İstanbul’da bunlara yardım eden Suriye El Bap’ta 6 ay emniyet müdürlüğü yapmış olan … Suriyeli, Beylikdüzü’nde bir ev aldı. Lokanta açtı. İstanbul’da sizin faaliyetlerinizi bu şahıs aracılığıyla takip ettirdiler.
Önce eylem için karar alındı sonra vazgeçtiler. Bunlar da 24 Ekim’de terörist diye toplandı. İstanbul’da … dahil 3 kişi alınmadı. Asıl 2 elemana yol verildi. 9 kişi yakalandı. Basına fazla bilgi verilmedi. Kaç kişi tutuklandı bilgi yok.
Şimdi, bu konunu cevabını Türk kamuoyu önünde emniyet genel müdürlüğünden ve MİT’ten bekliyorum.
Bu bilgi doğru mu?
- Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a yönelik böyle bir suikast girişimi oldu mu?
- MİT’e bununla ilgili duyum bildirince bu operasyon durduruldu mu?
Bu konuda en kısa zamanda bir bilgi paylaşımının bizimle yapılmasını istiyoruz.
Öte yandan içişleri bakanlığı MİT’in bu belgeyi kendileri ile paylaşması üzerine benimle ilgili olarak, sayın Cemi Polat’la ilgili olarak, burada ismi geçen Mustafa Türk ile ilgili olarak İçişleri bakanlığına yönelik hakaretten, iftiradan suç duyurusunda bulunmuş.
Bizim içişleri bakanlığı ile ilgili bir iftiramız söz konusu değil. Muhatabımız bakanlık da değil.
Ceylanpınar’da iki polis kardeşimiz evlerinde şehit edilerek öldürülmüşlerdi. Bu konu ile ilgili tutuklamalar yapıldı, yargılamalar yapıldı. Tutuklananlar ve yargılananlar beraat ettiler. Daha sonra istinafa gittiler. Orada da beraatları onaylandı. Şu anda Yargıtay aşamasında olması gerekiyor.
- Bu polisleri kim şehit etti?
- Dava dosyası üzerinde neden gizlilik var hala. Bu soruyu soruyoruz.
Bir süre önce narkotik şubenin yapmış olduğu bir operasyonda Şırnak’ta arabasında bombalar bulunan polis memuru tek başına mı hareket ediyordu.
- Yoksa yanında başkaları var mıydı?
- Neden aracında bombalar taşıyordu?
- Bu konudaki soruşturma hangi aşamada?
Zafer Partisi olarak önümüzdeki süreçte Avrupa Birliği’ndeki değişik siyasi partiler ile temaslarımız başlayacak. Bu temaslarda muhataplarımıza zafer partisinin 13 milyon sığınmacı ve kaçağı ülkelerine nasıl ve neden geri yollayacağı konusundaki görüşlerimi aktaracağız.