Defalarca yazdık ama sanırım daha çok yazacağız…
Türk milliyetçiliği akımı siyasal hayatta MHP ile ve merhum BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ ‘ in büyük gayretleri ile vücut bulmuştur. Buna kimsenin herhangi bir itirazı yok zaten. Lakin her canlı gibi BAŞBUĞ da bir gün bu beşeri hayata veda edecekti. Nitekim 4 nisan 1997 yılında emri ilahi ile bu gerçek ile karşı karşıya kaldık. Çok üzüldük , ağıtlar yaktık , dualar ve tekbirler ile BAŞBUĞ umuzu ebedi mekanına uğurladık.
Bütün Türk dünyasına miras bırakıp , emanet ettiği MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ve ÜLKÜCÜ HAREKET, son dönemlerde artarak devam eden bir saldırıya maruz kalmaktadır. Bu saldırıya maalesef kendilerini bir şekilde ülkücü olarak tanımlayanlar da katılmaktadır. Bunlar bilerek ya da bilmeyerek bu saldırının merkez üssüne hizmet etmektedirler. Bilmeyerek hizmet edenler , üzülerek ifade edeyim ki , ülkücü adaba uygun olmayan tavır sergileyerek bilerek hizmet edenlerin ekmeğine yağ sürmektedirler.
Öte taraftan , özellikle eleştirilerin merkezindeki genel merkez , kulaklarını tamamen kapayarak , olanları münferit olaylar olarak düşününce , bazı hatalar meydana gelmektedir. Bu bize 1984 yılında pkk terör örgütünün ilk silahlı eylemleri sonucunda siyasi iradenin olayı hafife alarak önemsememesi ve yılanın başını daha küçükken ezmemesi hatasını hatırlatmaktadır.
Merhum BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ beyin , söylemiş olduğu sözleri birileri çıkıp genel merkez karşıtlığında kullanıyor , başka birileri de onlara karşı kullanıyor. Biri diyor ki BAŞBUĞ o sözleri şu sebepten söylemiştir. Diğerleri çıkıp aslında oradaki konjonktürü düşünürsek şu amaçla söylemiştir. ‘’Tencere dibin kara senin ki benden kara ‘’ durumları görünüyor yani.
Ya da hala , apo yu neden asamadınız sorusuna cevap vermeye çalışıyoruz.
Veya kim ahlaklı kim ahlaksız çatışmasındayız… tavandaki bazı isimlerin kasetlerinin internet ortamında yayılması sonucu o kasetlerin başrollerindekiler mi hatalı o kasetleri yayınlayanlar mı hatalı tartışmasının içindeyiz. Vs. vs vs…..
Kimileri , bazı yazar çizer takımı gibi , ne olduğunu kendinden ve bir avuç insandan başka kimsenin anlamadığı (bazen de kendinin bile anlamadığı) cümleler kurarak kendisine entel süsü verip tabanı , bir şeyden anlamayan ve genel merkeze körü körüne tabi kuklalar gibi düşünüp ona göre davranırken , kimileri de ; yaşadığı yörede hissettiklerini , gördüklerini , geçmişte gördüğü bazı hataların tekrarını dile getirdiğinde hemen hain , ajan ve provokatör muamelesi görmektedir.
Peki ne yapacağız o zaman ?
İlk yapmamız gereken şey , M.H.P yi bölüp parçalamak isteyen zümreye , bilerek ya da bilmeyerek hizmet edenlerin kimler olduğunu tespit etmektir…
Bilerek hizmet edenler zaten kendilerini o zümrenin televizyonlarında belli ediyorlar. Bunların kim oldukları konusunda sanırım ayrıntılı açıklamaya gerek yoktur… malum televizyonları izleyen her Türk milliyetçisi bunu açıkça görebilir…
Kimileri de o zümrenin bir şekilde başarılı olacağını düşünerek , durumdan vazife çıkarmak amacıyla, "nasılsa bu iş olacak bari biz işin içinde olalım" düşüncesiyle genel merkeze ve genel başkana yüklenmektedir. Bunları da tespit etmek için , bütün mesailerini bu durum üzerine harcayan , internet ortamında bir birliktelik oluşturmaya çalışan ekipleri izlemek yeterlidir. Bunlar gerek ellerine geçirmiş oldukları internet haber sitelerinde gerekse çıkarmış oldukları dergiler nezdinde kendilerini ele vermektedirler.
Bir de bunların yapmış oldukları yayınlardan etkilenen kesim var. Bilmeyerek hizmet noktasında olanlar asıl bu kesimlerdir. Bunların da , yapılan bu yayınlardan etkilenmemesi için , gelişen olaylara objektif bakmalarını sağlamak adına bir şeylerin yapılması gerekiyor. Bunu yapacak olan ise genel merkezdir.
Ne yapacak peki genel merkez ?
İletişim noktasında maalesef ciddiye almadığı televizyon , internet ve yazılı basın aracılığı ile güncel olaylar karşısında ülkücü tavrını net ortaya koymalıdır. Bir kişinin ekranlara çıkıp şov yapar gibi tavırlar sergilemesi yeterli değildir. Gerekirse genel başkan düzeyinde , ülkücü tabanın hoşuna gidecek , onur duyacağı , net tavırlar koyarak tavanı ile tabanını buluşturması gerekecektir.
Ancak ; en önemli nokta şudur ki , ortada bir Türk milliyetçilerini bölme operasyonu vardır. Bu operasyon dış kaynaklı olmakla beraber ülke içinde yerli işbirlikçileri de vardır. Bunları kabaca söyleyecek olursak , İslamiyet’i referans gösteren ama İslam dışı davranışları aşikar olan bir takım cemaat uzantıları , yine muhafazakar demokrat olduklarını söyleyen ama ülkede sivil bir darbe gerçekleştiren kimsenin hesap soramadığı iktidar . Bunlara etnik ayrımcılığın , terörün sözcülerini de eklediğiniz de o meşhur üçgen tekrar karşımıza çıkıyor.
Bu üçgene bilerek ya da bilmeyerek hizmet eden birkaç da ekip vardır. Türk milliyetçileri ve onların siyaset hayatındaki yegane temsilcileri olan MHP de uyanık olmalı ve oynanan oyunu bozmalıdır. Türk milliyetçilerini bunlarla oyalarlarken , ülkede yaşanan , Türk milliyetçilerinin tavrının ne olduğu merakla beklenen olaylar karşısında sessiz kalıyoruz…
Kalın sağlıcakla…