Uçağıyla, gemisiyle, füzesiyle Rusya bölgeye ciddi bir yığınak yapmıştır. Rusya bölgeye ciddi güç aktarımı yapmıştır. Uçağının düşürülmesinin ardından Rusya Türkiye’ye yapılmadık itham, atılmadık iftira kalmamıştır. Rusya bölgede Türkiye’nin nüfuzunu kazıtmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Dahası Rusya özellikle Bayır-Bucak Türkmenleri bombalıyor.
Moskova’da Türkiye’yi suçlamak!
Rusya lideri Putin’in Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için elinden gelen her şeyi yaptığı bir aşamada HDP’nin genel başkanı Demirtaş, Rusya Dış İşleri Bakanı Serge Lavrov’la Moskova’da görüşmesi yanlış ötesi yanlıştır.
Türkiye’den Rusya’ya giden iş adamlarına olmadık sorunlar çıkaran Rus yetkililerin Demirtaş’ı “Bakan gibi karşıladıkları” medyaya yansımış durumdadır. Demirtaş’a Rusların gösterdikleri ilginin nedeni onu istedikleri gibi kullanabileceklerini tespit etmelerindendir.
Nitekim Demirtaş Moskova’da Türkiye aleyhtarı bir tavır içine girmiştir. Demirtaş’a göre Türkiye, sınırlarının ihlal edilmesini sorun etmemesi gerekiyor! Bu yüzden Demirtaş, Moskova’da ‘Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi hataydı’ değerlendirmesi yapmıştır. Bu tam anlamıyla bir skandaldır. Bu görüşme ve açıklamalar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin elini zayıflatmaya Rusya’nın tezlerini ise güçlendirmeye yöneliktir.
Türkiye’nin terör örgütü olarak nitelendirdiği PYD’ye Demirtaş’ın ‘Rusya’nın yardım etmesini de talep etmesi de bir başka skandaldır. Moskova’da Türkiye ancak böyle suçlanır ve yargılanırdı. Demirtaş bunu yapmıştır.
Kandil’in hem gözüne hem de emrine girmek!
Kandil, HDP’nin TBMM’den çekilmesi yönündeki dayatmasını türlü çeşit yöntemlerle telafi etmeye çalıştığı anlaşılıyor. Demirtaş Kandil’in gözüne girmek için ne gerekiyorsa onu yapıyor.
Demirtaş, bölgeyi harabeye çeviren PKK saldırılarına ve onların açtığı hendeklere açıkça arka çıkmaktadır. O, bir taraftan “Tank ve topa direnenlerin yanındayım” derken diğer yandan asker ve polis şehit eden PKK’lıları “sadece hafif silahları var” diyerek savunmaktadır. HDP, doğrudan Mehmetçik katilleriyle el ele vermiş siyasi terör uyguluyor.
Hendekçileri, cami yakanları, okul kapatanları, polis şehit edenleri Demirtaş’ın HDP’si çeşitli eylemlerle desteklemeye çalışıyor. Diyarbakır’da sokağa çıkma yasağı uygulandığı Sur mahallesine HDP’li guruplar giderek hendekçi katillere destek vermeye çalışıyor. Bunu HDP-DBP’li belediyelerle birlikte yapıyor. Bölgede gerilim HDP’nin her fırsatta yaptığı kontak ve kepenk kapatma çağrısı nedeniyle daha da artıyor.
Sokağa çıkma yasaklarını protesto için Diyarbakır Belediyesi Otobüs İşletme Müdürlüğü’ne bağlı otobüsler kontak kapattığı için kentte ulaşım duruyor. Bir yanda PKK-YDG-H diğer yanda HDP ve KCK bölgede devleti köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.
HDP’nin üçüncü göz stratejisi!
Demirtaş’ın ve HDP’nin bu taktiklerini bölücülüğün şifrelerine okumasını bilenler için çok da yadırganacak bir yanı yoktur. Zira Demirtaş ve HDP sürekli olarak Türkiye’nin iç meselelerine “Üçüncü Göz” adı altında ABD, Rusya ve İngiltere gibi ülkeleri dahil etmeye çalışıyor. Demirtaş’ın Moskova’da Lavrov’la yaptığı ve Rusya’yı ziyadesiyle memnun eden görüşmeleri klasik ‘üçüncü göz’ stratejisinin uzantısıdır.
Bu durum Demirtaş ve HDP’nin bölge üzerinde hesabı olan emperyalist güçlerin elinde Türkiye’ye karşı önemli birer kart haline geldiğinin kanıtıdır.
Rusya bir yandan Ermenistan’a saldırı helikopterleri ve hava savunma sistemleri yerleştiriyor. Güney Kıbrıs Rum kesiminde üs kullanımı görüşmeleri yapıyor. Suriye ve Esat rejimini fiilen kontrol altına alıyor. Adeta Türkiye ve Azerbaycan’ı dört taraftan kuşatmaya almış durumdadır.
Bu durumda Demirtaş, Rusya’ya HDP’nin Türkiye’den çok farklı düşündüğü mesajını veriyor. Aynı zamanda HDP, Türkiye’den daha çok Rusya’ya yakın olduğunu bu tavrıyla ortaya koymuş oluyor.
Demirtaş’ın HDP’sine Türkiye partisi olacağı gerekçesiyle destek verenlerin bu tavır umarız gözlerini açar.
HDP halka söz verdiği gibi Türkiyelileşemedi ama Rusyalılaşmayı başardı.
