Türk; Doğru, Adil İnsan Demektir!

  O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez. (Bakara Suresi, 205)  Tarihte on altısı büyük olmak üzere sayısız devletler kuran atalarımızın başarıları sadece kahramanlık ve teşkilatçılık özellikleriyle açıklanamaz. Atalarımız; kahramanlık, teşkilatçılık gibi özelliklerin yanında çok güçlü bir kanun-töre anlayışına ve bütün insanlığa hizmeti esas alan bir “Hayat Felsefesine-Dünya Görüşü” ne sahiptiler. “İyilik-faydalılık, Könilik (adalet), Tüzlük (eşitlik),Kişilik (İnsânilik)“ gibi dört değişmez temel esası olan Türk töresi’ne göre; “Bütün İnsanlık Türklere Yüce Tanrının bir emaneti”ydi. Yüce Tanrı, Türk Töresine göre hareket eden, halka ve insanlığa hizmeti ilke edinen kişilere kut (şans, talih, bağış) verir ve onu hakanlık görevine getirirdi. Bu görevlerini yerine getirmeyen veya getiremeyen idarecilerden Yüce Tanrı kutunu geri alır ve onları hakanlık makamından düşürürdü. Türklere göre devlet “Baba“ idi. Devlet, halk içindi. Esas görevi, “Halka ve insanlığa hizmet” ti.
Türk töresine göre Yüce Tanrı insanı "adalet" için, "törenin tatbiki" için hakanlık makamına getirir. "Beylik" yani idarecilik törenin (adaletin ve hukukun) uygulanması için konmuştur. Bu düşünceler Kutadgu Bilig’ de şöyle anlatılır:  "Bu beylik mesnedine sen isteyerek gelmedin; onu Tanrı kendi fazlı ile sana ihsan etti."(beyit 5469)
"Lütuf ederek, sana bu beyliği verdi; ey bilgisi geniş olan insan, buna şükret." (b. 5470)
"Tanrı seni doğruluk-adalet için bu mevkie getirdi. haydi doğru-adil ol ve doğruluk-adalet ile yaşat." (b.5195)
"Bütün halka karşı merhametli ol, büyüğe küçüğe doğruluk, adalet ile hükmet." (b. 5197)
Beylerin-hakanların adil, doğru olmaları, kanunları doğru uygulamaları konusunda Kutadgu Bilig’de şöyle dinilir: Ey hakim, memlekette uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın." (b. 2033)
"Kanun ile ülke genişler ve dünya düzene girer; zulüm ile ülke eksilir ve dünya bozulur."(b. 2034)
"Beyler gönüllerini temiz tutar ve kanunu tatbik ederlerse, beylik bozulmaz ve uzun müddet ayakta durur." (b. 2036)
"Halka kanunu, töreyi doğru ve adil tatbik eden bey kıyamet gününde bahtiyar olur." (b.1374)
"Bak benim tabiatım yana yatmaz, adildir; doğru-adalet eğrilirse kıyamet kopar." (b. 808)
 
Türk Töresi’ne göre iyilik insana ananın ak sütü ile girmelidir. Yani çocuk, anne rahminde iken ve doğduktan sonra helal lokma ile beslenmelidir. İslâmi devirlerle birlikte Türkler çocuğun besmele ile anne rahmine düşmesine büyük bir önem vermişlerdir. Hatta tabiatı, huyu bozuk çocuklara "besmelesiz", ve yaratılışı bozuk manasında “Hılkı buzuk, hılıksız-kılıksız” denilmiştir. Nitekim bu deyim günümüzde de kullanılmaktadır. Demek ki çocuk, anne rahmine besmele ile düşmeli ve helal lokma ve helal rızık ile beslenmelidir. "Eğer iyilik, ananın ak sütü ile insanın ruhuna girerse, o ölünceye kadar doğru yoldan çıkmaz." (881.b.) Demek ki Türk Töresi, adaleti, doğruluğu, iyiliği, eşitliği ve insaniliği esas alan kurallar-normlar bütünüydü. Bu kurallara sıkı sıkıya bağlı olan eski Türk ilinde; insan hak ve hürriyetlerine değer veren, halkçı, toplumcu, hürriyetçi, şahsiyetçi ve milliyetçi bir sosyal yapı mevcuttu.
Tarihte bütün milletlerin Türk deyince aklına; “Doğru insan, sözüne güvenilen insan” gelmiştir. Tarihi kaynaklara “Türk demek doğru insan demektir” sözü bir şeref nişanesi olarak kayıt edilmiştir. Dilimizdeki : “Türk’ün sözü senettir. İnsanlar sözünden, hayvanlar yularından bağlanır” atasözleri Türk’ün doğruluğuna işaret eden belgelerdir.
 
Ben şimdi yitirdiğimiz bu değerlerin aranmasından ve yeniden kazanılmasından yanayım, çünkü : "Yiğit düştüğü yerden kalkarmış…
Aynaya bakan kendini görür." demiş Türk’ün aksakalları. Bu; benliğin, egonun, nefsin müthîş bir târifi. Nefs yapana, bencillik yapana yaptığı direk söylense incineceği düşünülerek Türk nezâket ve nezâheti ile ikazın şekli bu…
 
Bazı arkadaşlarınız sıkıntınız sorununuz olmadığında yanınızdadır. Bazı arkadaşlarınız sıkıntılarınızı paylaşmaya koşar.


  Bazı arkadaşlarınızla sofrayı paylaşa bilirsiniz.. Bazı arkadaşlarınızla kavgayı..Birinciler arkadaştır, ikinciler ise dost..
 
  Bazı arkadaşlarınız zayıflıklarınızı görür basınıza vurur… Bazı arkadaşlarınız
zayıflıklarınızı bilir, örtmeye çalışır..
 
  Bazı arkadaşlarınız zaaflarınızı öğrenmeye çalışır, bulur ve kullanır..


  Bazı arkadaşlarınız da zevklerinizi tespit eder, onlara hitap etmeye uğraşır.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!