Tunç Eli’ne Devlet Harcı!

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Tunceli ziyareti gündemi belirleyen tarihi bir öneme sahip. Türk Milliyetçiliğinin Liderizaman ve mekâna’ vuracağı mührün önsözünü şöyle ifade etmişti.

"Tunceli’ye, ecdat  yadigarı kardeşlik mirasını güçlendirmek,kucaklaşmak,özlem gidermek, fitne ve  fesat tohumlarını çürütmeye gidiyorum.."

*

Zaman ve mekan!..

Yüzyıllık ihanet projesinin bölgemizde kademe, kademe şekillendirildiği zaman diliminde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurum ve kuruluşlarının çoğunlukla bu bölünme projesine göre dizayn edildiği dönemdeyiz.

Türk Milleti olarak en zor dönemlerimizden birinde bağrımıza saplanan hançer, Dersim isyanının bugün Dersim katliamı (Devlet tarfından)  olarak tescillenmesi gayretlerinin bizzat siyasi iktidar ve taşeronlarınca ısrarla sürdürülmesi bu sebepledir.

Dersim kalkışmasının ‘ak’lanıp, mazlumların katledilmesine, daha da ileri gidilip, Kerbela benzetmesine cesaret edilebilmesi manidardır. Bu durumun on binlerce insanımızın katili bölücü terör örgütü PKK’nın da ‘ak’lanıp, mazlum statüsüne sokulabilmesi için bir ön hazırlık olduğunu görmemek imkânsızdır.

Gelişmeler vahimdir. Cani başının itibarına meftun iktidar yetkilileri çıkabilmiş, kundaktaki bebelerden vatan isteyen canilerden halk önderi çıkarılmış, temsil yeteneği verilmiştir. Güneydoğumuz terör örgütüne bırakılmış, haraç, yol kesme, çocuk kaçırma, bayrak indirme, bölücü mahkemeler sıradanlaşmıştır.

Çözülmenin adı çözüm olarak konmuş, teslimiyetin adı barış, devlet ceberut, cani mazlum ilan edilmiştir.

Tüm bu sapkınlıkları meşru kılabilmek için ise, etnik ve mezhep üzerinden ayrıştırıcılık ve kışkırtmalar en tepe noktalarda her fırsatta tekrarlanıp algı bombardımanından kaçınılmamıştır.

*

İşte Türkiye Cumhuriyeti Devletinin suskun, sinmiş, hapsedilmiş olduğu bir dönemde terk edilmiş güneydoğumuzun, Tunç Elin’den Devlet’in gür sesi yankılandı.

Dersim isyanına karışanların o devrin bölücü teröristleri olduğu gerçeğini vurdu zilletin sahibi yüzlere…

Neredeyse resmi politika haline getirilmek istenen devlet ve millet düşmanlığına karşı mili şuurun, kan dökenlere cani olduklarını haykırıp, vicdanın sesi oldu.

“Devlet diz çökecek” diye meydan okuyan müflis zihniyet sahiplerine diz çöktürdü.

Devletin özür dilemesi çığırtkanlığına karşı, asaletin yegâne, aynı zamanda gür sedasını gösterdi dosta düşmana…

Tarihe yön veren Türk Milletinin hafızası olup ezelden ebede; “inşamıza devam edeceğiz, iradesini hatırlattı.

Bölücü teröristlerin acımasızlığına bırakılan bölge insanı için bir nefes, soluklanacağı bir vaha olup konuştu; “Biz, ne insanımızdan cayarız ne vatanımızdan vazgeçeriz. Biz, ne devletimize yüz çeviririz, ne milletimizden koparız.”

Bu aziz vatanda yaşamanın gereği, Devlet kademelerindeki sorumluluk sahipleri için görev tanımı yaptı, yeniden; “Türk milleti hükmü şahsiyetine devlet olmaktan kaynaklanan hak ve yetkilerine el ve dil uzatan kanlı emellere geçmişin her döneminde haddini bildirmiştir. Bu dün olmuştur, bugün olmalıdır gelecekte de olmalıdır”

Saygıdeğer Murat İde’nin ifadesiyle “Horasan Harcı yeniden karıldı.”

Tunç Eli’ndeki Devlet harcı, unutturulan birlik ve kardeşliğin erdemini, devlet ve milletin kutsaliyetini zamana ve mekâna mühür olarak bir kez daha vurdu.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!