İktidar sahipleri, her türlü suçtan münezzeh ve yasalardan muaf olduklarını düşüneceksiniz. Hindu inancına sahip insanlar, Ganj nehrine girdiklerinde nasıl ki pir ü pak olduğuna inanıyorlarsa siz de seçim sandığının yolsuzlukları sıfırdan temizlendiğine inanacaksınız. Yolsuzluk iddiası mı var? Sandığına bakacaksınız. Rüşvet iddiası mı var? Sonuçlara bakacaksınız. Yerde kutu kutu dolarlar, odalarda sıra sıra kasalar, kollarda milyon/milyar saatler mi var? O zamana ipte yürüyen cambaza bakacaksınız.
Çünkü onların lügatinde sandık; karayı aka, haramı helale, eğriyi doğruya, adiyi soyluya, rüşvetçiyi kahramana çevirir. Yargı iktidarın öngördüğü adaleti dağıtan kurumdur. Varsın olsun, hâkimi “emmioğlu”, savcısı “yeğen” olan mahkemelerden çıkacak kararlar adaletin kendisi olacaktır!
İktidar ortaklarının karıştığı suçlar, suçtan sayılmaz. Yüzde ellilik oy oranına sahip iktidar “suçu suç olmaktan çıkaran yasa”ları çıkarır olur biter. Böylece sizin yasal demedikleriniz bir hamlede yasal hale gelmiş olur. Yargı iktidar dışı paryalar, güçsüzler ve düşkünler için anlamlıdır.
Deniz Feneri davası mı dediniz? Alırsınız savcıları görevden, sanıkları yargılamayı bırakır, yargıçları yargılarsınız olur, biter. Adli Kolluk Yönetmeliği mi dediniz! Değiştirirsiniz sonuç değişir. Değişmenin kendisini değiştirirsiniz!
Başbakan Erdoğan’ın müsteşarı hakkında savcılık soruşturma mı başlatmış. Onun için TBMM’den 72 saatte yasa çıkarır, Müsteşarının yargılanmasını Başbakanın iznine bağlarsınız sorunu kökten halletmiş olursunuz. Tam da öyle yapılıyor.
Rüşvet Yolsuzluktan mı söz edildi? Rüşvet ve yolsuzluğun tanımını değiştirirsiniz, işler kitabına uymuş olur! Olmazsa mahkemeyi değiştirirsiniz yine olmadığında mahkemenin hakim ve savcısını görevden alırsınız.
İnternette “sıfırlama” tapeleri yayınlanınca İnternet Yasası çıkararak bunu engellersiniz.
Terör örgütünün ele başısına kuryelik yapan, terör örgütü mensuplarıyla devlet ve anayasa tartışmaları yapan, terör örgütüne özgürlük alanı açan, bölgeye teröristlerin isteklerine uygun bürokratlar (vali ve emniyet müdürleri dahil) atanmasını sağlayan MİT mensuplarının yaptıklarının yasal hale getirilmesi zorunluluktu!
Bunun için yeni MİT yasası çıkartılarak yasalardan alınmayan yetkiyi kullananların durumu bir çırpıda yasallaştırılıyor.
HSYK yasası çıkararak mahkemeleri, Facebook/Youtup/Twitter yasaklarıyla sosyal medyayı AKP’nin ihtiyaçlarına uygun hale getirirsiniz!
AKP’nin kadroları yasalara uymuyorsa, yasaları AKP kadrolarının ihtiyaçlarına uygun hale getirirsiniz, sorun ortadan kalkmış olur.
Vatandaş yol kapatan, kimlik soran, vergi toplayan, yargı yapan terör örgütü mensuplarına karşı güvenlik kuvvetlerine, “neden müdahale edip, düzeni sağlamıyorsunuz, Devletin yolları kapalı olur mu?” sorusunu yöneltiyor.
Güvenlik güçlerinin yol kesen, suç işleyen teröristlere karşı yasa ve anayasadan kaynaklanan görevlerini yerine getirmelerini engelleyerek hem suç işliyorlar hem de güvenlik güçlerine suç işletiyorlar. Asker duruma müdahale etmek istiyor, Erdoğan’ın valileri izin vermiyor.
Asker bu izin vermeme yazılarını alıyor, arşivliyor. ‘Asker yirmi yıl sonra bana niye gereğini yapmadın diye sorulduğunda ben bu belgeleri göstereceğim’ diyor.
Bu nedenle Erdoğan iktidarı, yasa tasarısı hazırlıyor “terörle mücadele sürecinde –terörle mücadele edilmemesine- karar veren siyasi ve askerlerin” durumları yasal koruma altına alan yasa çıkartıyor.
Asker ve polisin terör örgütü karşısında fiilen yetkisiz bırakıldığı, kamu otoritesinin bölgede kaybedildiği, güvenlik güçlerinin yapacağı her müdahalenin sonrasında çözüm süreci zarar göreceğini Erdoğan İktidarı düşünüyor. Çözüm süreci zarar görmesin! Zararı varsın devlet ve vatan görsün!
AKP, teröristlerin devletin yasalarına uymadığını ve uymayacaklarını görünce, devleti teröristlerin ihtiyaçlarına uydurmak zorunda kalmıştır.
AKP iktidarı devlet ve yasaların maymunlaştırıldığı bir dönem olarak tarihteki yerini alacaktır. AKP halen yasaları eylemlerine uydurarak saltanat sürüyor. Yarın ne olacakları ya da nerede olacaklarına ise millet karar verecektir.
