Ünal Atabay: Karadeniz’e girmek isteyen küresel aktörler Montrö’den rahatsız olacak

Ünal Atabay: Karadeniz’e girmek isteyen küresel aktörler Montrö’den rahatsız olacak

Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim ve Karadeniz’deki bu gerilimin Türkiye’ye etkisi, hem Türkiye hem de dünya gündeminde geniş yer buluyor.

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Terörizm ve Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi Başkanı Ünal Atabay, CRI Türk’te Tuğçe Akkaş’ın hazırlayıp sunduğu “Güne Başlarken” programına konuk oldu. Atabay, Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan gerilimi değerlendirdi.

Tansiyonun yükselmesinin Kırım meselesiyle başladığını hatırlatan Ünal Atabay, Donbass’ta imzalanan ateşkes anlaşmasının kalıcı olamadığını bildirdi.

“UKRAYNA, BATI’YA GÜVENEN BİR TUTUMDA”

Donbass’taki Rusya yanlılarının güvenliklerini Rusya’nın üstlendiğini ifade eden Atabay’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bu çatışmalar 2014 yılından beri sürüyordu. 2020 yılında bir ateşkes yapıldı. Şimdi tekrar fitilin ateşlenmesi şeklinde bir gerilim olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki süreçte bunun bir çatışmaya evirilmesi riski var.

Ukrayna’nın Batı ile Doğu arasında sıkışmışlığı var. Bir mücadele alanı burası ve geçmişte de böyleydi. Batı, Rusya’yı sıkıştırmak istiyor, Rusya da yakın kuşakta kendi güvenliğini sağlayarak NATO’nun daha fazla kendi ana karasına yönelmesini engellemek istiyor. Aslında Ukrayna ile Rusya arasında gelişen bir kriz değil bu daha çok Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Rusya arasında bir kriz bu.

Önümüzdeki günlerde Rusya’nın daha da tazyik etmeye devam edeceğini düşünüyorum. Çok büyük bir yığınak var. Rusya’da Ukrayna meselesini çözmek için bir kararlılık var. ABD’nin de Ukrayna’yı Rusya üzerine kışkırtan bir tavrı da söz konusu. Ukrayna Batı’ya güvenen bir tutumda. Arkasına Batı’yı aldığı için Rusya’ya karşı kararlı bir tutum izliyor. Hem Rusya’nın hem Ukrayna’nın kararlı tutumları çatışmaya doğru bölgeyi götürüyor.

BOĞAZLAR VE MONTRÖ YENİDEN GÜNDEME GELEBİLİR

Karadeniz’in karşısında olan olaylar Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Karadeniz uzun yıllardır bir barış denizi. Burada huzur ve istikrarın sağlanması kıyıdaş ülkeler tarafından bugünlere kadar getirildi. Ama bu iki ülke arasındaki gerilim başta Türkiye olmak üzere Karadeniz’deki ülkeleri de etkileyecektir.

İstanbul ile Çanakkale Boğazlarının jeopolitik ve stratejik mücadele anlamında öne çıkacak. Burada Montrö Sözleşmesi’nin kıymetini de göreceğiz. Buradan geçmek isteyen küresel aktörler de bundan rahatsız olacaklar. Türkiye kendi bekası ve güvenliğine tesir etmeyecek şekilde gelişmeleri değerlendirecektir.

ABD savaş gemilerinin Karadeniz’e gelmesinin amacı Rusya’yı kuşatmak. Rusya’nın hem Akdeniz’e erişimini engellemek, Orta Doğu’da Libya dâhil Suriye’de Rusya’nın etkinliğini sınırlandırmak… ABD’nin böyle bir niyeti var. Onun için Karadeniz’e donanma unsurlarını gönderiyor. Tabii Montrö Sözleşmesi bunu tonaj ve kalacakları gün bakımından kısıtlıyor. Burası ABD’nin istediği zaman girebileceği bir bölge değil, ABD de bundan rahatsız. Ukrayna gerilimi üzerinden Rusya’nın bir inisiyatif kazanması söz konusu olursa ABD bunu Montrö’ye fatura edecektir.

UKRAYNA’NIN NATO’YA ALINMASI

Gerilim devam ederken Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği biraz sıkıntılı. Böyle gerilimin devam ettiği bir ülkenin NATO’ya alınmasını bazı ülkeler istemeyecektir. Başta Türkiye her ne kadar desteklese de… ABD, NATO’nun dışında bir inisiyatif geliştirmeye çalışıyor. Ukrayna’nın NATO’ya alınmasını Rusya da istemiyor ve bu bir çatışma sebebi olabilir.

Bu nedenle Donbass-Kırım hattındaki güvenlik kuşağını Rusya yenilemek istiyor. Ukrayna da belki sırtını Batı’ya dayadı ama sahada bir çatışma çıkarsa ABD, Ukrayna’nın yanında olur mu? Açıkçası onu bilemiyorum.

Türkiye açısından iki ülke arasında denge politikası kurmak çok kolay değil. Ama Türkiye’nin, Ukrayna ile olan ilişkileri ve Rusya ile olan ilişkilerini ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Ukrayna ile siyasi ve ekonomik anlamda iş birliğimiz var. Rusya ile de olan ilişkilerimiz var, S400 alımı gibi. Türkiye, Ukrayna’ya verdiği desteği Rusya’ya bir kart olarak kullanmayacaktır. Ama sahada bir çatışma çıkarsa o zaman Türkiye’nin pozisyonu biraz daha zorlaşacaktır. Taraflar arasındaki barışın sağlanması için bir arabulucu rolüne evirilecektir.

Rusya’nın geri adım atması isteniyor ABD tarafından. Bunun bir diğer amacı; Çin-İran eksenini hatırlayalım, Çin’in İran ile 400 milyar dolarlık bir ticaret hamlesi oldu. Batı, Rusya’yı geriletmeyi sağlarsa Çin-İran eksenini de yarmak istiyorlar. Bu sadece kuzeydeki bir mücadele alanı değil, aynı zamanda Asya-Pasifik’i de domine etmek üzerine kurulu bir saha burası.”

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!