Adı protokol camiine çıktı. Asıl adı Hamdi Aksekili Camii.. Adını eski diyanet işleri başkanından alıyor. Elmalılı Hamdi Akseki’nin Kur’an tefsiri de bulunuyor. Büyük bir alim…
Cami yeri yanlış ama.. Yola sıfır…
Yola sıfır camiler günümüzde çoğaldı. Abidinpaşa öyle, Cumhurbaşkanlığı karşısındaki modern camii öyle…
Şimdi Ulus’ta yapılıyor o da öyle…
O kadar çok ki… Halbuki cami biraz yoldan uzak olur. Yeşil alan kuşatır biraz etrafını. Sonra insanların rahat girip çıkabileceği, mabedin Allah’ın kulunu karşılama şerefine ereceği o avlular, bahçeler… Nerede? Kuruluş yeri yanlış… Başka…. Son zamanlarda yapılmış en güzel cami aslında Diyanet Eşleri Başkanlığının yanındaki cami. Lego gibi.
Hiçbir taşın fazlalığı yok. Kubbe yerinde. Minareler de ölçülü…
Haddini biliyor tevazu sahibi, ama kuşatıcı. Fakat bu modern mimaride bir şey eksik… Sayın Başkana zamanında söyledim, yapmadı. Belki de anlamadı. Dört bir tarafı yarım ay biçiminde içeriyi olabildiğince aydınlatan nurlu bir cami olabilirdi.
Mavi cami. Nurlu cami. O yarım aylar olduğu gibi kalsaydı eğer. Yani camdan ibaret. Üstü de vitray işlemeli… Türkiye’nin büyük vitray ustaları var. Bunlardan biri de Prof. Rauf Tuncer… Söyledim başkana…
Onlar ne yaptılar. Ellişer santimlik sütunlar ve aralarında cam…
Hiç güzel olmadı…
Başkan beni anlamadı.
Oysa tebrik etmiştim bu modern mimarisi için. Dalokay’ın Kocatepe projesini anlatmıştım. Kaçırdığımızı söylemiştim. Maazallah büyük bir afet gelse, arkeologlar ve sanat tarihçileri Kocatepe kalıntıları arasında tarihe şu hükmü verirlerdi: Türkler mimaride hele cami mimarisinde beş yüz yıldır bir adım ileri gidememişler… Bir de arsa sorunu varmış, sonradan duydum.
Bağış sorunu da… Niçin sözlerinde durmaz insanlar. Hele hele din adamları?… Bugün yaşananlar yoksa o gönül kırıcılığının yansıması mı acaba?
Cami yeri için bir Yahudi’nin bile icazetini alan dinden ne kaldı?
