Ercan Çalışkan
Ercan Çalışkan

Ay’a seyahat

Ay'a seyahat

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, “Bu akşam ülkemiz adına tarihi bir güne şahitlik etmek için bir araya gelmiş bulunuyoruz.” cümlesiyle başlayan bir müjde verdi: “2023 yılında Ay’a gideceğiz.”

16 Temmuz 1969’u hatırladım bir an. Orta okul öğrencisiydim. Radyonun başında heyecanla beklemiştim. Spikerin “Aydayız sayın dinleyiciler aydayız!” diye çığlıklar atışını hiç unutmuyorum.

Yukarıdaki müjdeyi duyunca işte öyle heyecanlandım. Ne mutlu bize dedim. Bu coşkumu paylaşmalıydım dostlarımla. Hemen bilgisayarın başına oturdum. 

Ama yine o! Yani iç sesim kulağıma fısıldadı:

“Seni mutlu görünce ne kadar sevindim anlatamam ama…” dedi ve devam etti:

İlk yerli ve millî uçağı hatırlıyor musun? Hani 2007’den beri her seçimde Türkiye’nin her yerine “yerli uçağımız göklerde” afişleri asılmıştı. Önce 2011’de göklerde olacağı söylenmişti; onun uyduruktan bir seçime yönelik proje olduğu baştan belliydi ama 2015’te bu konuda müthiş bir gelişme yaşanmıştı. Senin de çok heyecanlandığın ve mutlu olduğun bir toplantıydı o.

7 Haziran 2015’teki milletvekili seçimlerinden sadece 10 gün önce. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından “Göklerde bir Türk” sloganıyla TRJet Projesi açıklanmıştı. Bu yeni ve modern Türk yolcu uçağının bir tanıtım töreniydi. Pek çok kişi ve otorite tarafından “Göklere vurulacak Türk damgası” denilen projenin detayları Başbakan Davutoğlu ve Millî Savunma Bakanı Yılmaz tarafından açıklanmıştı. Uçağın cumhuriyetimizin 96. yıldönümü olan 29 Ekim 2019 tarihinde ilk yolculu seferine çıkacağı söylenmişti. Hatta Davutoğlu’nun memleketi olan Konya’dan o dönem yeni açılmış olan Hakkari-Yüksekova Havalimanı’na temsili bir bilet bile kesilmişti. 27 Mayıs 2018’de 2007’den bugüne kadar her seçimde kullanılan “yerli uçağımız göklerde” vaadi çok kuvvetli bir biçimde tekrar gündeme gelmişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Vakit kendi arabamızı, kendi uçağımızı yapma vaktidir.” demişti.

Nasıl da sevinmiş ve gurur duymuştun. Ne yazık ki sonuçta göklerde olan sadece afişler oldu. 2019 geldi geçti, göklerde uçakları arayan gözlerimiz sadece boşlukları gördü.

Çok geçmeden yabancı ajanslar, TRJ-328, TRJ-628 adı verilen ilk yerli ve millî uçak projesi için Sivil Savunma Müsteşarlığından (SSM) bir yetkiliyi kaynak göstererek projenin “yerlilik oranının düşük olmasına nazaran yüksek üretim ve işletme maliyetinedeniyle iptal edildiğini, projede yer alan mühendis ve çalışanların işine son verildiğini açıklamıştı. SSM ise bu iddialara cevap vermek yerine “Yerlilik oranı yüksek olan projelere yönelecekleri” gibi muğlak bir açıklama ile geçiştirmişti. O gün bugün kimse kesin olarak projenin sürdürüldüğünü ya da sonlandığını açıklayamadı.

Sonra ne oldu?

Gökyüzüne bakıyoruz, yerli ve millî uçağımız hâlâ yok!

Peki yerli tankımızı hatırlıyor musun? Altay’ı…

Hani 14 Mart 2019’da Cumhurbaşkanlığı kararıyla “fabrikanın mülkiyeti MSB’de kalmak üzere işletmesinin ASFAT’a devredilmesine karar verilmiştir.” açıklamasıyla son tahlilde 25 yıl süreyle BMC’ye verilen tank palet fabrikamızda üretilecek tanktan söz ediyorum. BMC şirketini hatırlıyor musun peki? Hani %49,9’u Katarlılara satılmayan(!) ama 25 yıllığına kiralanan şirket…

Neyse konuyu dağıtmayayım. 2018’de Millî Savunma Bakanımız Sayın Canikli, “Millî Tank Altay’ın motorunun da yerli olmasını planladık. Tank seri üretimine 2019 sonu 2020 başında başlayacağız” demişti ve Savunma Sanayi Başkanı(SSB) İsmail Demir de projeye ilişkin sosyal medya hesabından “SSB ile BMC arasında ALTAY Seri Üretim Projesi Sözleşmesi imzalandı. Proje, 250 adet ALTAY ana muharebe tankının seri üretimi ile birlikte ömür devri lojistik desteği ile TSTM kurulumu ve işletilmesini kapsıyor. İlk ALTAY tankı 18 ay sonra KKK’ya teslim edilecek. Hayırlı olsun.” diye yazmıştı. Sen yine çok heyecanlanmıştın.

Sonra ne oldu?

Altay tankı hâlâ piyasada yok!

Şimdi sen sosyal medyada hesaptan hesaba paylaşılan, “Aselsan’ın uygarlığı 200 yıl geriye götüren silahı hazır! İlk yerli EMP sonunda üretildi!” haberinden de mutlu olmuşsundur. Hani bu silah atıldığında insanları öldürmüyormuş da bütün elektrik sistemini, dolayısıyla elektrikle çalışan bütün aygıtları yok ediyormuş.

Hatta “Allah, Allah! Bu kadar önemli bir silahımız var da dünya silah pazarında ilk 10’a bile girememişiz. Bu silaha hiçbir ülkeden talep de gelmemiş.” bile dememişsindir.

“Bu kadar yeter!” dedim iç sesime. Bizim konumuz “Ay’a seyahat”; ne alakamız var uçakla, tankla!

İç sesim “O alakayı da sen kur, ben karışmam!” dedi.

Kaynak: Günboyu

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!