‘Çözüm süreci’ denen yeni durum, aklın alamayacağı bir karartma ile kafa karışıklığını beraberinde getirmekte. Kurum ve kuruluşların tek tip, medyanın tek ses hale getirilişi meçhule gidişi daha da hızlandırır ölçülere ulaşmıştır. Bu sayede on yıllardır bölgesel temsil ve muhatap alınma hedefi ile kan döken bölücü terör, bugün sürecin belirleyici parçası olarak sahne alır olmuştur.
“Çözüm, çözüyoruz, nihayet barış” diyenlerin kimler olduğuna bakıldığında, kimin neyi çözdüğü, gidişin nereye olduğu açık olarak anlaşılacaktır.
***
— Bölücü terör örgütünün İmralı’daki elebaşı ‘çözüm’ demektedir!
Beşikteki Kürt bebeklerini katlederek yola çıkan cani; “Hepimiz özgür olacağız. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak, ölen ölecek” diyerek tehdit edecek kadar pervasızlıkla ‘çözümü’ dayatabilmektedir.
— Bölgesel hedeflere sahip emperyalist devletler ‘çözüm’ demekte!
Bugüne kadar bölücü teröre her türlü desteği veren, korunaklı kılan tüm emperyalistler, bugün istisnasız olarak var güçleri ile çözümün arkasındadırlar.
Aslında yeni değildir bu çabaları;
ABD Başkanı Wilson’ın 1920 tarihli haritası, Türkiye’nin kuzeydoğusunu Ermenilere, bırakıp, güneydoğusunu da bölüyordu.
Yine 1920 de Fransa ve İtalya ile anlaşan İngiltere; Fırat’ın doğusunda, Ermenistan’ın güney sınırlarının güneyinde, Suriye ve Irak/Mezopotamya kuzey sınırlarının kuzeyinde, bir yerel özerklik planı hazırlamış ve bu Sevr anlaşmasının 64. maddesi olmuştu. (Atatürk’ün bozduğu plan)
— Amerika’nın bölgemiz gelişmelerindeki etkin isimleri ‘çözüm’ demektedir!
Son yıllarda kan gölüne dönüşen bölgemiz üzerine projelerin sahibi isimlerden öne çıkanlar; M. Abramowitz, H. Barkey, P. Gordon, D. Philips, çözümün sahibi olduklarını ve nerelere ulaşacağını ilan etmekten çekinmemektedirler. Barkey daha da ileri giderek ‘TSK’yı yendik açılımı başlattık’ diyebilmiştir.
— PKK’nın kandildeki eşkıya başları Karayılan ve Bayık ‘çözüm’ demektedir!
Murat Karayılan çözümün baş aktörlerinden biri olarak 8 Mayıs’ta şaşaalı bir törenle geri çekilmenin başlayacağını ilan ederken sonraki aşamaların yol haritasını da dayatıyor. Ardından, “bu süreçte tüm parçalar arasında dayanışma ve barış için platform oluşturma” çağrısını ihmal etmiyor. Cemil Bayık ise “Biz Barzani’den, Öcalan tarafından başlatılan bu sürece daha fazla destek vermesini istiyoruz. Barzani’nin 4 parçadan temsilcilerin olacağı ulusal kongrenin gerçekleşmesi için gerekli adımları atmasını bekliyoruz” diyor.
— BDP milletvekilleri zafer sarhoşluğunda çözüm demektedir!
Bugüne kadar varlık sebeplerini bölücü terörün hamiliğine dayandıran zevat, bugün savaş kazanmış komutanlar edası ile geleceğin şekillendirilmesi iddiasında naralar atar konum kazanmıştır.
— Peşmerge başı Barzani ‘çözüm’ demiştir!
ABD’nin desteği, ülkemizin imkânlarıyla Irak’ın kuzeyini ele geçiren Barzani, her gün çözümü alkışlarken, mesajında “Türkiye, İran ve Suriye” parçalarının temsilcilerinin de katılacağı kongre için “Birleşme için koşullar uygun” açıklaması yapabiliyor durumdadır.
Yine tohumları çok önceden atılan, süregelen bir niyettir bu;
Türkiye, Irak, İran ve Suriye’den koparılacak “Büyük Kürdistan” için işe Irak’tan başlanmış, Mesud Barzani’nin babası Mustafa Molla Barzani’nin açıklamaları, 1966’da Yeni hedefimiz Türkiye’dir demiştir. Peşinden oğul Barzani 3 devletten toprak alarak büyük Kürdistan’ı kuracaklarını açıklıyordu.
— İtaatkâr oluşları yönüyle “gazeteci” olanlar çözüm demektedir!
Terörü meşrulaştırma gayretiyle çırpınan zevatın, Kandil’deki açıklamada özerkliğin ve eyaletleşmenin ilanı olan “Kürt statüsünün kazanılmasına kadar silah bırakılmayacak” tehdidini yazmayıp, görmeyip, sorulduğunda da, “duymadık” diyecek kadar alçaklığı meslek edinenler de ‘çözüme’ sutaşıma telaşındadırlar.
— Bugüne kadar Türk düşmanlığıyla kimlik bulabilenler çözüm demektedir!
Her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletini hedef alan, sözde ermeni soykırım ihanetini savunmaktan, bölücülerin akıttığı kanın hamiliğine kadar, her hezeyanın sahibi güruh bugün çözümün en büyük savunucularıdır.
PKK’lılar için şehit diyenler, PKK Kürtlerin özgürlük savaşçısıdır diyenler, askerimiz için alçakça pişkinlikle “şehit değildir” diyenler, devletten ordudan yana değil, dağdakinden yanayım diyenler, ulus devlet, Allahın belasıdır diyenler, Türk Bayrağının ismi değişmeli, devlet teröriste tazminat ödesin, Ermeni anıtı açılsın diyenler yine çözümün parçasıdır.
— Bölgemizde haçlı projelerinin hayata geçirilişine alkış tutan veya tepkisiz kalarak destekleyen, “İslamcı” kisvesindekiler çözüm demektedir!
Bölgemizde tüm sınırların kan ile yeniden şekillendiği, aktörlerin haçlı olup, kurbanların Müslüman olduğu bir zeminde, “konjonktür böyle” demenin aşağılık girdabında, Türk düşmanlığını ümmetçiliğe bağlama alçaklığına soyunan zavallılar çözüm diye kapı, kapı gezmektedir.
— Seçilmiş artistler çözüm demektedir!
Devlet ve millet düşmanlığı tescilli akillerin arasına serpiştirilmiş, görüntü kurtaran bihaber artist ve şarkıcılarda çözüm aşığı oluvermişlerdir birdenbire…
— “Biz terör örgütü ile pazarlık yapacak kadar şerefsiz değiliz” diyen, iktidarın muktedir kişiliği de çözüm demiştir!
Yapılan pazarlıklara duygu yüklü kazanımlar katıp, tüm hümanistliğini sergileyerek…
— Zenginler kulübü ‘çözüm’ demektedir!
Yıllar öncesinden hazırlattığı raporlarla uluslar arası bölge projelerinin meşrulaştırılıp, parçalanmışlığa gidişi, dünya gerçeği görenlerde çözüm safında yerlerini almışlardır.
— Alternatif zenginler kulübü de, ‘çözüm’ demiştir!
Son zamanların önlenemez yükselişle çoğalan yeni zenginlerinin toplantısında, çözüm üzerine kurulan cümleleri çılgınca alkışlayarak verdikleri destek görülmeye değerdir.
……………………….
— En dikkate değer olanı ise, yürütmenin sahibi siyasi irade ‘çözüm’ demiştir!
Daha kısa bir süre önce teröristlerce kucaklaşanlar vatan haini ilan edilirken, ne olduysa bugün teröristlere karşı olmak hainlikle suçlanır olmuştur.
— Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başı ‘çözüm’ demektedir!
“Biz çözmezsek başkaları gelir çözer” diyerek devlet ve milletimizin güç ve onurunu, dışarıdan güdülür zaviyeye indirgeyen yapıda, durduğu yeri belirlemiştir.
***
Bugün süreci başlatan siyasi erk, alkışlar arasında şöyle sesleniyor; “çözüme karşı çıkanlar sorunun parçasıdır ve akan kandan beslenmektedir.”
Asıl olan, apaçık gerçek ise; akan kan ile başlatılan sorunun sahipleri eli kanlı cani ve hamileri, bugün “çözümünde” sahipleri olduklarıdır.
Hal böyle iken, kandan beslenerek gelen ‘çözüm’ olmuşken; kimler neyi çözmektedir!….