Evliliğin her iki bireyin ortak bir yaşam kurma motivasyonu ile çıktığı uzun ve her günü özenle yaşaması gereken bir yolculuk olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, evlilikte en büyük sorunların, kişiler arasındaki özenin kaybedilmesi ile başladığını vurguladı.
Demir, evlilikte sıradanlaşmaya izin verilmemesi ve duygusal yatırımlardan vazgeçilmemesi gerektiğinin altını çizerek, aile içi ilişkilerde açık iletişimin önemine işaret ederek sorunların ihmal edilmeden açıklıkla konuşulması ve çözüm üretilmesi gerektiğini kaydetti.
“Ailemizle paylaşmayı öğrenmeliyiz”
Aile içi iletişimde açık iletişimin çok önemli olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Duygularımızı, düşüncelerimizi, hissettiklerimizi ailemizle paylaşmayı, paylaşımın kalitesini arttırmayı öğrenmeliyiz ve en önemlisi aile üyelerimizi de bu yönde teşvik etmeliyiz. Bu yüzden herhangi bir sorun ayırt etmeden rahatsız olduğumuz bir durumu, davranışı gecikmeden, sorunun büyümesine izin vermeden sağlıklı paylaşımda bulunarak ifade etmekte fayda var.” dedi.
“Geçimsizlik ve anlaşmazlıklar mutlaka ciddiye alınmalı”
Demir, şiddetli geçimsizlik ve anlaşmazlığın hangi basamakta olursa olsun ciddiye alınması gereken bir durum olduğunu dile getirerek, “Kişilerin farkında bile olmadan sağlıklı iletişimi engelleyen birikmişlikleri, getirileri olabilir. İletişimi ve duygu aktarımını engelleyen her paylaşım, sorunları çözümsüzleşmeye götürerek içinden çıkılmaz bir hale getirebilir.” ifadelerini kullandı.
“Yaşanan sorunlarla ilgili profesyonel destek alınmalıdır”
Soruna zamanında ve doğru müdahalenin önemli olduğunu vurgulayan Demir, “Sorunların çözümünde yetersiz kaldığınızı ya da yalnız kaldığınızı düşünüyorsanız profesyonel bir psikolojik desteğe başvurabilirsiniz. Eşler arasında yaşanılan birçok sorun çift terapistleriyle ya da eşlerin psikolojik destek almasıyla aşılabilir. Çok yakından bakınca göremediklerimizi bize anlamlandıracak, uzaktan bakan profesyonel bir bakışa hepimizin ihtiyacı var.” diye konuştu.
“Çocuk bakımında sorumluluk paylaşılmalıdır”
Demir, çocuk sahibi olmanın çiftlerin ortak sorumluluğunda olan bir konu olduğuna değinerek, şu tavsiyelerde bulundu:
“Her iki eşe aynı ya da benzer sorumluluklar düşer. Öncelikle eşlerin bu durumun farkında olması lazım. Anlaşmazlıkların önüne geçecek ilk kural bu olmalı. Çocuk gelişiminde her iki eşin de çocuk sorumluluğuna dair beklentilerini paylaşması ve bu yönde empati geliştirmesi anlaşmazlıkların önüne geçecektir. Ebeveynlerden birinin sosyal ve iş yaşamı çocuk bakımı ve gelişim sürecinde aksaklıklara neden oluyorsa eşler arasında bu konu şeffaflıkla paylaşılmalı ve telafi ya da alternatif üzerine çözüm yolları aranmalıdır.”
“Çocuğun gelişimi olumsuz etkilenebilir”
Çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesi için ebeveynleriyle etkin iletişime ihtiyacı olduğunu belirten Demir, “Çocuğun en temel ihtiyacı olan ‘bakım’ üzerine ebeveynlerin çatışma yaşaması psikolojik, akademik, sosyal birçok alanda olumsuz izler bırakabilir. Ebeveynlerin bunun farkında olup doğru davranış geliştirmesi, farkındalık kazanması gerekir. Bunun en kolay yolu eşlerin birbirini anlamak için çaba göstermesinden geçiyor.” dedi.
“Karşılıklı özen kaybedilmemeli, sıradanlaşmadan uzak durulmalı”
Demir, evliliğin her iki bireyin ortak bir yaşam kurma motivasyonu ile çıktığı uzun ve her günü özenle yaşaması gereken bir yolculuk olduğunu ifade ederek, “Evlilikte en büyük sorunlar, kişiler arasındaki özenin kaybedilmesi ile başlıyor. Sıradanlaşmasına izin verilen evliliklerde duygusal yatırımlardan vazgeçilmesi, eşler arasındaki empatinin kaybedilmesi, iş ve sosyal yaşamın eşin önüne geçmesine müsaade edilmesi gibi temel kırılmaya sebep olan duygu ve davranışlardan uzak durulması gerekiyor.” uyarısında bulundu.
“Evlilik birlikte kanat çırpmaktır”
Eşlerin birbirinin alanlarına saygı duymasının, kendi alanlarında nefes almasına olanak sağlamasının gerektiğini söyleyen Demir, “Evlilik bir tutsaklık ya da pranga değil, aksine birlikte olduğun insanla birlikte kanat çırpmak. Eşlerin bu döngünün farkında olması demek, sağlıklı bir aile yapısına sahip olmasını sağlıyor. Her ilişkide arzulanan saygı aslında evliliğin olmazsa olmazıdır.” şeklinde konuştu.