Koronavirüs Avukatları da vurdu

Korona virüsü tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de birçok meslek grubunu olumsuz anlamda etkiledi. Olumsuz yönde etkilenen ve acil düzenlemeler yapılmazsa daha uzun bir süre olumsuz anlamda etkilenecek bir meslek grubumuzda avukatlık. Bu süreçte avukatların yaşadıkları zorlukları öğrenmek için Avukat Uğur İBİLİ ile söyleşi yaptık.

Uğur Bey bu süreç siz avukatlar için nasıl başladı anlatır mısınız ?

Korona virüsünün ülkemizde kırmızı alarm vermeye başladığı 1 Mart tarihinden itibaren avukat meslektaşlarımız bu süreçten etkilenmeye başladı. Daha sonra alınan tedbirler kapsamında adliyelerdeki tüm iş ve davaların 30 Mart’a kadar ertelendiği duyuruldu. Bir sonraki aşamada ise bu ertelemelerin 30 Nisan’a kadar uzatıldığından haberdar olduk.

Peki bu durumun avukatlara ne gibi zararları oldu ?

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Türkiye’deki tüm avukatların gelir düzeyi yüksek değil. Her ne kadar böyle bir algı olsa da özellikle son yıllarda hukuk fakültelerinin aşırı derecede mezun vermesiyle beraber genç avukat sayısında hızlı bir yükseliş olmuştur. Dolayısıyla mesleğe yeni başlayan avukatların kendilerini toparlayıp mesleğe adapte olmaları uzun bir zaman almaya başlamıştır.

Bu sürecin etkilerinden bahsedecek olursak ; yapılan açıklamada bu tarihlerde icra dairelerinin kapanacağı, tutuklu dosyalar hariç tüm mahkeme duruşmalarının erteleneceği ve diğer iş ve işlemlerinde bu sürelerde yapılmayacağı söylendi. Hal böyle olunca icra işlerinde yoğunluğu olan meslektaşlarımızın tüm işleri bir anda durdu. Ne para tahsil edebildiler ne de yeni icra takipleri açabildiler. Diğer yönden tutuklu dosyaların dışında kalan tüm duruşmaların ertelenmesiyle beraber elimizdeki işleri tamamlayamadık. Yani ne dosya sonuçlandırıp karşı vekalet ücretine hak kazanabiliyoruz ne de müvekkilin işini sonuçlandıramadığımız için müvekkilden ücret talep edebiliyoruz. Bu durumda avukatlık mesleğindeki tüm para sirkülasyonu durmuş oldu.

Böyle bir ortamda tutuklu dosyaların duruşmaları sağlıklı bir şekilde yapılabiliyor mu ?

Maalesef hayır. HSK tarafından çıkarılan genelge de bu süreçte tanıkların mahkemeye getirilmemesi, tutuklu olmayan sanıkların mahkemeye getirilmemesi, tutuklu sanığın SEGBİS yoluyla mahkeme salonuna cezaevinden görüntülü olarak bağlanması, mahkeme salonunda sadece mahkeme heyeti ve avukatların olması kararlaştırılmıştı. Ancak bu seferde SEGBİS sisteminde yaşanan yoğunluktan dolayı çoğu zaman cezaeviyle bağlantı kurulamadığını ve tutuklu sanıkların duruşmaya çıkamadıklarını gördük.

Bu süreç hakim savcı ve avukatların çalışma şeklini nasıl etkiledi ?

İlk erteleme kararının alınmasının ardından HSK tarafından bir genelge daha yayınlandı ve hakim-savcılara adliyeye gelmeden evlerinden çalışabilme imkanı tanındı. Bunun üzerine adliye personellerinin neredeyse yüzde doksana yakını da izne ayrılınca adliyeler hayalet binalara dönüştü. Bu durumda biz avukatlar soruşturma aşamasındaki bir dosyayı incelemeye gittiğimizde karşımızda ne muhattap bulabiliyoruz ne de incelememiz gereken dosyaya ulaşabiliyoruz. Dosyayla ilgili bilgi sahibi olamadığımız için yeni gelen bir işi de kabul edememiş oluyoruz. Veya herhangi bir mahkemedeki dosyamızla ilgili işlem yapmak istediğimizde ne hakimlere ulaşabiliyoruz ne de mahkeme personeline. Böyle olunca hali hazırdaki işlerimizi sonuçlandıramazken yeni işleri de alamamış oluyoruz.

Peki hükümet tarafından açıklanan ekonomik destek paketlerinde avukatlar için bir destek yok mu ?

Avukatlık mesleği serbest meslektir. Esnaf veya tacir olmadığımız için açıklanan paketlerin çoğundan faydalanamıyoruz. Bugüne kadar açıklanan desteklerden bizi ilgilendiren sadece yıllık gelir vergisi ödemelerinin 30 Nisan’a kadar ertelenmesi olmuştu. Ancak 2 aydır aktif olarak çalışamayan ve bundan sonra da yaklaşık 2 ay daha aktif olarak çalışamayacak avukatların vergi ödemelerini dahi düzenli olarak ödeyemeyecekleri açıktır.

Peki avukatların başka ne gibi giderleri var ve bunları nasıl karşılıyorlar ?

Avukatlarda birçok esnaf ve tacir gibi personel çalıştırıyor. Öncelikle bu personelin maaşı ve sigorta primlerinin ödenmesi lazım. Eğer ofis kira ise bu kiranın ödenmesi lazım. Avukatın kendi Bağ-Kur priminin ödemesi, KDV ödemesi, stopaj ödemesi, baro aidatı ve bunun gibi bazı ödemeler… Ve şuan bazı meslektaşlarımız yanlarında çalıştırdıkları personelleri işten çıkarmak zorunda kalıyor. Kiralarını ödeyememeye başlıyor. Bu durumlara acilen çözüm üretilmeli.

Adalet bakanlığı tarafından avukatlara yapılması gereken ödemelerin bu süreçte daha hızlı bir şekilde yapılacağı duyurulmuştu. Bununla ilgili neler söylemek isterseniz ?

Avukatlık mesleği bir kamu hizmetidir. Ve kamu adına yapılan bazı hizmetlerden dolayı avukatların hak etmiş oldukları ücretler vardır. Bunlar CMK ödemeleri, adli yardım ödemeleri, karşı vekalet ücretleri, arabuluculuk ücretleri gibi ödemelerdir. Ve bu ödemelerin avukatlara yapılması genelde en erken 3 ay sürerken, bazı meslektaşlarımızın karşı vekalet ücretlerini 2 seneyi aşkın sürelerde dahi alamadıklarını duyardık. Adalet Bakanlığı ise salgının henüz başlarında yapmış olduğu açıklama da avukatlara destek olmak amacıyla tüm bu ödemelerin kısa bir süre içerisinde yapılacağını duyurmuştu. Ancak yapılan açıklamanın üzerinden neredeyse 2 ay geçmesine rağmen henüz CMK ödemeleri yeni yeni ödenmeye başlamış, diğer ödemelerin ise bir kısmı yapılmışken geriye kalan kısımlarının hala ödenmesi beklenmektedir.

Peki önümüzdeki süreci nasıl görüyorsunuz ?

Dün sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklama ile adliyelerdeki tüm iş ve davaların ertelenmelerinin 15 Haziran’a kadar uzatıldığını öğrendik. Yani daha önümüzde yaklaşık 50 günlük bir süreç var. Ve bunun akabinde de tabi ki hemen toparlanmak mümkün değil. En azından minimum 3 ay da toparlanma sürecinin olduğunu farz edersek toplamda 7 aylık bir kayıptan söz ediyoruz. Böyle bir durumda da özellikle mesleğin henüz başında olan genç meslektaşlarımız ve yukarıda saymış olduğum sıkıntılara sahip olan meslektaşlarımız çok zorluk yaşayacaklar.

Son olarak tüm bu anlattıklarınızın çözümü olarak nereyi görüyorsunuz ?

Tabi ki devletimizi. Bizler avukatlık mesleğini bir kamu hizmeti olarak yürütüyoruz. Devletimiz nasıl hakim ve savcılara sosyal güvence verip bu dönemde dahi destek oluyorsa, aynısını avukatlar içinde yapmalı. Sosyal devlet olmanın gereklerini hem Adalet Bakanlığı hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı yerine getirmeli ve yukarıda sıraladığım zorlukları yaşayan tüm avukatlara gerek ekonomik destek paketleri gerekse de uygulama da kolaylıklar sunmalılar. Sonuçta hepimiz aynı gemideyiz ve tüm bu zorlukları hep birlikte atlatmalıyız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!