Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) eylül ayına ilişkin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özeti geçen günlerde yayınlandı.
PPK metninde “enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmayı sürdürdüğü” tespiti dikkat çekti.
Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, bozuk fiyatlama davranışına yol açan iki temel nedeni yüksek enflasyon beklentileri ile belirsizlik olarak sıraladı.
Üretici gelecek enflasyona göre fiyat belirliyor
Ekotürk’e konuşan Prof. Dr. Demiralp, üreticinin karamsar bir beklentiyle hareket ettiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu:
* 2021 sonrasında enflasyonun beklentilerin çok üzerinde hızla artması, üreticilerin maliyet artışlarını öngörememesine ve bu yüzden gelecekteki şokları öngörerek önceden yüksek fiyat belirleme yoluna gitmesine neden oldu. Üreticiler, fiyatlarını belirlerken gelecekteki enflasyon oranlarını dikkate almak zorunda kalıyorlar.
Fiyatlama davranışlarındaki bozulmalarda beklentilerin büyük bir rolü olduğunu vurgulayan Demiralp, “Şirketlerin ve hanehalkının geleceğe yönelik belirsizlikleri, fiyatlama stratejilerini önemli ölçüde etkiliyor” dedi.
‘Merkez ciddi çaba harcıyor’
Prof. Dr. Demiralp, TCMB’nin enflasyon beklentilerini düşürerek piyasadaki güveni tesis etmek için ciddi çaba harcadığını belirterek, “Enflasyon hedeflerine büyük ölçüde yaklaşıyor ve bu da gelecekteki enflasyon beklentilerinin daha gerçekçi olmasını sağlıyor” diye konuştu.
Fiyatlama davranışlarındaki bozukluğunu düzenlenmesi için sadece Merkez Bankası politikalarının yeterli olmayacağını aktaran Selva Demiralp, şöyle devam etti:
* Devletin regülasyonlarla devreye girmesi, piyasalardaki aşırı fiyat artışlarına karşı önemli bir rol oynayabilir. Ancak bu noktada ince bir denge kurulması gerekir. Serbest piyasa dinamiklerini zedelemeden fırsatçı fiyat artışlarının tespit edilmesi ve gerektiğinde müdahale edilir.