Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un imzasıyla Meclis Başkanlığına sunuldu.
Paris Anlaşması, beyan ile onaylanmasının uygun bulunması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla, genel gerekçesiyle birlikte Meclis Başkanlığına gönderildi.
Cumhurbaşkanlığınca sunulan tezkerede, “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin 21. Taraflar Konferansı’nda kabul edilen ve Türkiye Cumhuriyeti adına 22 Nisan 2016’da imzalanan Paris Anlaşması’nı, Anayasanın 90. maddesi gereğince beyan ile onaylanması uygun bulunmak üzere bilgilerinize sunarım.” ifadesine yer verildi.
Anlaşmanın, beyan ile onaylanmasının uygun bulunmasına dair kanun teklifi, TBMM Başkanı Şentop’un imzasıyla hazırlanarak Meclis Başkanlığına sunuldu.
Kanun teklifi, TBMM Başkanlığınca işleme alındıktan sonra Dışişleri Komisyonu’na havale edildi. Kanun teklifinin, gelecek hafta komisyon ve Genel Kurul süreçlerinin tamamlanarak yasalaşması bekleniyor.
Paris Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi ile Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne dayanan ve Kyoto Protokolü’nün sona erme tarihi olan 2020 sonrası iklim değişikliği rejimini düzenlemeyi amaçlayan Paris Anlaşması’nın beyan ile birlikte onaylanmasının uygun bulunması öngörülüyor.
Gerekçede küresel iş birliği vurgusu
Paris Anlaşması’nın gerekçesinde, küresel ısınmanın iklim üzerindeki olumsuz etkilerine karşı uluslararası alandaki ilk ve en önemli adım olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin, 16 Ekim 2003 tarihli ve 4990 sayılı Kanun ile uygun bulunarak 11 Kasım 2003 tarihli ve 2003/6458 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylandığı hatırlatıldı.
Gerekçede, Sözleşmenin 21. Taraflar Konferansı’nda 12 Aralık 2015’te kabul edilen Paris Anlaşması’nın, Türkiye adına 22 Nisan 2016’de imzalandığı aktarıldı.
Paris Anlaşması’nın, temel olarak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne dayandığı ve Kyoto Protokolü’nün sona erme tarihi olan 2020 sonrası iklim değişikliği rejimini düzenlemeyi amaçladığı belirtilen gerekçede, Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefinin, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasla küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin olabildiğince altında (mümkünse 1,5 santigrat derece seviyesinde) tutulması olduğu belirtildi.
Anlaşmanın diğer bir önemli özelliğinin ise Kyoto Protokolü’nden farklı olarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, Ulusal Katkı Beyanları ile azaltım eylemine katılması olduğu vurgulanan gerekçede, şunlar kaydedildi:
“Ulusal Katkı Beyanları, taraf ülkelerin ulusal şartları çerçevesinde kendi belirledikleri ve bağlayıcı olmayan gönüllü hedeflerden oluşan katkılardır. Bu kapsamda ülkemiz, Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanını, sera gazı emisyonlarının referans senaryoya (BAU) göre, 2030’da yüzde 21 oranına kadar azaltılması hedefiyle 30 Eylül 2015’te Sözleşme Sekreteryası’na sunmuştur. Ülkemiz, coğrafi konum olarak iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından en fazla etkilenecek bölgelerden biri olan Akdeniz makro-iklim kuşağında yer almaktadır. Türkiye tarafından Paris Anlaşması’nın onaylanması, Anlaşma’nın hedeflerine ulaşılması ve bu hususta küresel iş birliğine dahil olunması bakımından önem arz etmektedir.”