Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, “Öğretim elemanlarımızın aşılanması yüzde 90’lara varmış vaziyette. Öğrencilerimizde ise şu anda aşılanma oranları yüzde 70’lere varmaktadır” bilgisini verdi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Yükseköğretim Meclisi Toplantısı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın katılımıyla, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında gerçekleştirildi.
Meclis Toplantısına TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri, TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri, TOBB Türkiye Yükseköğretim Meclis Başkanı Bekir Okan ve vakıf üniversitelerinin yöneticileri katıldı.
Toplantıda meclis üyesi olan vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileriyle yükseköğretimin çeşitli yönleri üzerine istişarelerde bulunularak vakıf üniversitelerinin mevcut durumu görüşüldü.
YÖK Başkanı Erol Özvar meclis toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, üniversitelerin bugün ekonomik ve sosyal gelişmenin vazgeçilmez bir bileşeni olduğunun daha iyi anlaşıldığını belirtti.
Özvar, üniversitelerin iktisadi büyüme ve kalkınmada üzerine düşen misyonların “ülkenin beşeri sermayesi ve genç nüfusun istihdam edilme kapasitesinin nitelikli hale getirilmesi ile küresel ekonomik rekabette üstünlük sağlayacak yolları, usulleri ve kapasiteleri göstermesi” olduğunu bildirerek, “Üniversitelerin bu fonksiyonları icra edebilmesi için bilimsel bilginin artırılması, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini genişletmesi gerekiyor” dedi.
Üniversitelerin üzerine düşen misyonları yerine getirebilmesi için eğitim öğretimde kalite güvencesini sağlamaları gerektiğini ifade eden Özvar, ayrıca üniversiteler tarafından bilimsel üretkenliğin artırılması, yükseköğretim elemanlarının istihdamı ve teşvik edilmesi ile üniversite-sanayi iş birliğini geliştirecek yatırımlara öncelik verilmesi veya bunlara öncelik veren üniversitelere pozitif ayrımcılık verilmesinin önemine işaret etti.
“Devlet ve vakıf üniversitesi ayrımı yapmıyoruz”
Bu süreçlerin gerçekleşmesinde devlet ve vakıf üniversitesi ayrımı yapmadıklarını vurgulayan Özvar, “Eğitim-öğretim, üniversite-sanayi iş birliği, Ar-Ge ve inovasyon konusunda devlet ve vakıf üniversiteleri bakımından bir ayrım gözetmiyoruz. Bu konuda da bir iş bölümünün doğru olduğunu düşünmüyoruz” diye konuştu.
Özvar, vakıf üniversitelerinde 2020-2021 eğitim yılı itibarıyla 700 bine yakın öğrencinin bulunduğunu ve bu sayının yeni eğitim öğretim yılındaki kayıtlarla artacağını düşündüğünü bildirerek, “Vakıf yükseköğretim kurumlarının sadece lisans veya ön lisans düzeyinde öğrenci yetiştirmekle değil, aynı zamanda Türkiye’nin bilimsel kapasitesini artırma noktasında da önemli misyonlar üstlendiğini duymak ve takip etmek istiyoruz” dedi.
Toplantıda, vakıf yükseköğretim kurumlarının beklentileri, sorunları ve içinde bulunduğu genel şartların değerlendirileceğini açıklayan Özvar, “Öğretim elemanlarımızın aşılanması yüzde 90’lara varmış vaziyette. Öğrencilerimizde ise şu anda aşılanma oranları yüzde 70’lere varmaktadır” bilgisini paylaştı.
“Başarılı üniversite sayısında, vakıf üniversitelerinin çokluğu çarpıcı bir gerçek”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da konuşmasında, pandemiyle birlikte teknoloji, inovasyon ve dijitalleşmenin büyük hız kazandığı bir dönemi yaşadıklarını belirterek, “Bunların hepsinin temelinde de teknolojik gelişmelerdeki hıza ayak uydurabilecek, yeni bilgileri hızla edinip, bu bilgiyi katma değere dönüştürebilecek yeteneklere sahip donanımlı insan yatıyor. Bu kulvarda yarışacaksak, rekabette biz de varız diyorsak, bunu ancak; donanımlı insan gücüyle ve bu insanları yetiştirecek kurumsal ve kaliteli hizmet verebilecek yükseköğretim sektörüyle yapabiliriz” dedi.
Yükseköğretim sisteminin, ‘eğitimli insan gücü-iş piyasası-toplum’ zincirinin en önemli halkası olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, bu bilinçle çalışan vakıf üniversitelerinin, fiziki şartları, modern kampüsleri, vizyonları, güçlü kadroları ile yükseköğretim sisteminin önemli bir parçası haline geldiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, yükseköğretimin yaygınlaştırılması açısından devletin taşıdığı sorumluluğun, vakıf üniversitelerince paylaşıldığını da hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Bu alanda ortaya çıkan kamu maliyetinin önemli bir kısmı, vakıf üniversitelerce üstlenilmiştir. Kamu kurumu statüsündeki vakıf üniversitelerimiz, bu hizmetleri kendi kaynaklarıyla gerçekleştirmekte, böylece ülke ekonomisine, devletten hiçbir kaynak almadan çok büyük katkı sağlamaktadır. Ülkemizin yükseköğretim açısından, birçok Avrupa ülkesinden çok daha iyi durumda olduğunu da unutmayalım. Türkiye’de uluslararası standartlarda eğitim hizmeti sunan başarılı üniversite sayısında, vakıf üniversitelerinin çokluğu da bir diğer çarpıcı gerçektir.”
Burada büyük bir potansiyel olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Dolaysıyla bu potansiyelin daha iyi tanıtılmaya ihtiyacı var. Ülkemiz üniversitelerinin yurt dışı öğrenciler tarafından talep edilmesinin sağlanması, ülkemizin uzun vadeli çıkarları açısından da büyük önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.
Daha sonra basına kapalı devam eden toplantıda, vakıf üniversitelerinin temsilcileri YÖK Başkanı Özvar’a görüş ve temennilerini ileterek, yükseköğretim sistemiyle ilgili değerlendirmelerini sundu.
Kaynak: AjansBizim