Mersin’in Tarsus ilçesinde 6 yıl önce bindiği minibüsün şoförü Ahmet Suphi Altındöken (26) tarafından tecavüz edilmek istenen, direnince de bıçaklanarak öldürülen ve cesedi yakılan Özgecan Aslan (20), ölümünün 6’nci yıl dönümünde mezarı başında anılıyor.
11 Şubat 2015 tarihinde Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Özgecan Aslan’a ulaşamayan ailesi, polise kayıp ihbarı yaptı. Üniversiteli Özgecan, ailesi, arkadaşları ve polis tarafından her yerde aranırken, Tarsus- Mersin- Adana arasında yolcu taşımacılığı yapan 33 B 8756 plakalı minibüsün sürücüsü Ahmet Suphi Altındöken jandarma noktasında durarak otoyola nasıl çıkacağını sordu. Jandarma, minibüsün tarif ettikleri yol yerine ormanlık alana doğru gittiğini fark edince şüphelenip takibe aldı. Jandarma ekibi, izini sürdüğü minibüsü yol kenarında durdurup arama yaptı. Ahmet Suphi Altındöken ile yanındaki babası Necmettin Altındöken (50) ve Fatih Gökçe’nin (20) bulunduğu minibüste kan izleri tespit edildi. Ahmet Suphi Altındöken, müşteri olarak minibüse aldıkları 2 yolcunun kavga ettiğini o yüzden kan lekelerinin olduğunu iddia etti. Gözaltına alınan 3 şüpheli, yapılan işlemlerin ardından serbest bırakıldı.
Araştırmasını sürdüren jandarma, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın kayıp bilgisi üzerine tekrar minibüsü aramaya başladı. Tarsus’ta yapılan yol kontroller sırasında minibüs, içinde Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe ile birlikte durduruldu. Minibüste yeniden yapılan aramada bulunan kadın şapkası, kayıp öğrencinin babası Mehmet Aslan’a, gösterildi. Mehmet Aslan, şapkanın kızı Özgecan’a ait olduğunu söyledi. Bunun üzerine sorgulanan Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe, genç kızı bıçaklayarak öldürdüklerini, cesedini benzin dökerek yaktıklarını, ardından da Çamalan köyü Alman Mezarlığı yakınındaki Cin Deresi yatağına attıklarını itiraf etti. Şüphelilerin gösterdiği yerde yapılan aramada, dere yatağında piknik yapılan çamlık alanda, vücudunun bir bölümü yanmış, elleri kesilmiş kadın cesedi bulundu. Yapılan DNA incelemesinde cesedin, üniversiteli Özgecan’a ait olduğu belirlendi. Özgecan Aslan, Mersin’de 5 bin kişinin katılımıyla toprağa verildi.
Genç kızın katili Suphi Altındöken ise jandarma tarafından saklandığı yerde yakalandı. Hakim karşısına çıkan Suphi Altındöken ve Necmettin Altındöken, Fatih Gökçe ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı.
14 Şubat 2015 akşamı Türkiye’nin birçok yerinde kadın cinayetlerini protesto eden gösteriler düzenlendi. Ayrıca yurt dışında da çeşitli tepkiler gördü.
Cezaevinde öldürüldü
Adana Kürkçüler Cezaevi’nde kalan Suphi Altındöken ve babası Necmettin Altındöken, aynı cezavinde hükümlü Gültekin Alan’ın tabancalı saldırı sonucu yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Ahmet Suphi Altındöken öldü, babası ise yaralandı. Cenazesi Tarsus’a götürülen Altındöken’i mezarlıklar kabul etmeyince Adana’daki bir hastanenin morgunda 5 gün bekletildi. Katilin cenazesi 5 günün ardından gizlice ismi verilmeyen bir mezarlığa gömüldü.
Kadın cinayetlerinin simgesi ‘Özgecan Aslan’
İnsanlık dışı bir biçimde katledilen üniversiteli Özgecan Aslan, ölümünün 6’ncı yılında ailesi ve sevenleri tarafından bugün mezarı başında anılıyor. Kadına şiddetin simgesi haline gelen, katledilişi günlerce protesto edilen Özgecan Aslan’ın adının yaşatılması için TJK tarafından özel koşu düzenlendi ve birçok parka ismi verildi.
Özgecan’ın anısına;
Türkiye Jokey Kulübü tarafından Özgecan Aslan anısına 8 Mart 2015 tarihinde Dünya Kadınlar Günü kapsamında kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla koşu düzenlendi. Yarışı jokey Uğur Polat’ın bindiği ‘Sonkalelim’ adlı at kazandı.
2015 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından verilecek olan Uluslararası İyilik Ödülünün Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan’a verileceği açıklandı.
2014-15 sezonunda Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu elde eden Eczacıbaşı voleybol takımı başkanı Faruk Eczacıbaşı kupa sonrasında yaptığı açıklamada “Bu şampiyonluğu başta Özgecan kızımız olmak üzere tüm şiddet gören kadınlarımıza adıyoruz. Türk kadınının maruz kaldığı şiddet ve cinayetlerle değil başarılarıyla anılmasını istiyoruz.” dedi.
1 Mayıs 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özgecan’ın ailesini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti.
7 Mayıs 2015 tarihinde İstanbul Çekmeköy’de Özgecan’ın isminin verildiği bir park Fenerbahçe futbol takımı sporcu ve teknik heyetinin de katıldığı bir törenle açıldı.
Buca Belediyesi, Özgecan Aslan’ın anısına bir sosyal merkezinin adını Özgecan Aslan Kadın Danışma Merkezi olarak değiştirdi. Kadın Danışma Merkezi, dezavantajlı ve şiddete maruz kalmış kadınlar öncelikli olmak üzere Buca’lı tüm kadınlara sosyolojik farkındalık konusunda hizmet vermektedir. Ayrıca merkezde kadınlara sosyolojik, psikolojik ve hukuksal destek verilmektedir. Kadına yönelik şiddetin nedenleriyle birlikte incelenmesi ve ortadan kaldırılmasını, Buca ilçesinde yaşayan her sosyal kesimden kadının korunması, desteklenmesi ve güçlendirilmesini hedeflemektedir.
Özgecan Aslan’ın anısına Beylikdüzü’nde Özgecan Aslan Kültür Merkezi vardır.
2017 yapımı “Çalınmış Hayatlar” Belgeselinde Özgecan Aslan’ı Özge Özkaplan canlandırmıştır.
Özgecan Aslan kimdir?
Özgecan Aslan, 22 Ekim 1995 tarihinde Mersin’de dünyaya geldi. Mersin’in Tarsus ilçesindeki Çağ Üniversitesi’nde Psikoloji bölümünde eğitim görüyordu. Söz konusu üniversitesinde burslu olarak okuyordu. Özgecan’ın annesi Songül Aslan, babası Mehmet Aslan’dır. Ayrıca bir ablası ve bir de erkek kardeşi bulunuyor.
Peki sonrası?
Kadına şiddetin simgesi haline gelen, katledilişi günlerce protesto edilen Özgecan Aslan’ın ardından birçok kurum, sivil toplum kuruluşu kadın cinayetlerinin önlenmesi için kampanyalar düzenledi, etkinlikler yaptı. Ancak tablo iyiye gitmedi. Özgecan’ın öldürüldüğü 2015 yılında Türkiye’de 303 kadın cinayeti kayıtlara geçti.
2016’da 328, 2017’de 409, 2018’de 440, 2019’da 474, 2020’de 300 kadın öldürüldü.
2021’in Ocak ayında öldürülen kadın sayısı 23 oldu.