Türk Milleti tarihte çaresiz kalmadı bundan sonra da kalmayacak! Zafer Partisi bunun teminatıdır! Sokaklarda Partimizin misyonuna karşı teveccüh, ekranlara yeterince yansımasa da Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderine yön verecek seviyededir. Bu teveccüh bize her türlü ambargoya, her türlü haksız rekabete karşı göğüs gerecek gücü fazlasıyla veriyor.Milletimizden Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu, kan ile yoğrulmuş Devletimizin payidar kalabilmesi için cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak üzere yakmış olduğumuz Zafer Meşalesini bizimle taşımalarını rica ediyorum.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU:
Konuğumuz Zafer Partisi Ankara İl Başkanı Av. Bilal Katar. İstanbul’da mesleğinde ve kariyerinde hatırı sayılır bir çevreye sahipsiniz. Tercihinizi Ankara’da maddi imkânsızlıklar içerisinde, üstelik basın tarafından ambargoya uğrayan bir partinin çatısı altında mücadele etmek üzere kullandınız. Bilal Katar neden Ankara’da, bize bahseder misiniz?
BİLAL KATAR:
Kurtuluş Savaş’ında Atatürk Selanik’te doğdu Anadolu’da ne işi var mı diyeceğiz? Erzurum, Sivas Kongresi’ne katılan insanlara siz Erzurumlu, Sivaslı değilsiniz mi diyeceğiz? O yüzden Türk Bayrağı’nın dalgalandığı her santimetre karede, nerede olursa olsun görev yapmak benim için onurdur.
Şükran Hanım Ankara’ya haftanın birkaç günü gerek siyaset vesilesi, gerek iş vesilesi ile sürekli gelip gidiyordum. İstanbul çok fazla göç alan bir ilimizken son zamanlarda sığınmacıların yoğunluğu ile iyice nefes alınmaz bir hal aldı. Toplum olarak sığınmacı ve kaçaklar ile o kadar taban tabana zıt bir yapımız var ki bu ister istemez büyük strese sıkıntıya yol açıyor. Kabile kültürü mevcut, nezaket yok etik değerler yok anlatılır gibi değil. Bu sebepleri ve ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıları göz önünde bulundurarak, Genel Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ümit Özdağ’ın takdiri ile Zafer Partisi Ankara İl Başkanı olarak atandım ve Başkent’imize yerleştim.
Az önce çok doğru bir noktaya değindiniz, bunun açıklamasını şu şekilde yapmak istiyorum. Bu göreve başladığımda “neden İstanbul’dan bir İl Başkanı atandı Ankaralı olması gerekmez miydi?” Gibi sorular ile karşı karşıya kaldım. Bu sorular karşısında verdiğim cevaplar şu şekilde beni bugün Uşak’a götürün siyasi geçmişimin tecrübemin sayesinde teşkilatlanmayı sağlarım. Çünkü meselemiz bir il, ilçe değil ortak değerlerimiz risk altında. Kurtuluş Savaş’ında Atatürk Selanik’te doğdu Anadolu’da ne işi var mı diyeceğiz? Erzurum, Sivas Kongresi’ne katılan insanlara siz Erzurumlu, Sivaslı değilsiniz mi diyeceğiz? O yüzden Türk Bayrağı’nın dalgalandığı her santimetre karede, nerede olursa olsun görev yapmak benim için onurdur.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU:
Sayın KATAR, Zafer Partisi gerek basının ambargosu gerek maddi zorluklara rağmen kısa sürede iyi bir ivme yakaladı. Bu süreçte Ankara’da Zafer Partisi’nin ilerlemesini nasıl görüyorsunuz?
BİLAL KATAR:
Ankara’da kısa sürede Ankara İl Başkanlığı olarak çok iyi bir ekip haline geldik. Sahaya adım attığımızda ve yaptığımız ekip çalışmalarında halkın teveccühü inanılır gibi değil
Zafer Partisi’nin ekonomik olarak kaynağı bilinmeyen bir desteği olmadığı gibi, diğer yandan çok kısıtlı maddi imkânlara sahip. Her birimiz maddi manevi katkıları ile inandığı yolda yürüyen bireyleriz. Türk Milleti’nin menfaati, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü için mücadele ediyoruz. Ülkemiz ciddi sıkıntılar içinde, ne yazık ki bunun farkında olan bir muhalefet mevcut değil ya da farkında olmak işlerine gelmiyor diyebiliriz. Bu Noktada tıpkı Milli Mücadelede olduğu gibi vatan için seferber olmak gerekiyor. Ankara’da kısa sürede Ankara İl Başkanlığı olarak çok iyi bir ekip haline geldik. Sahaya adım attığımızda ve yaptığımız ekip çalışmalarında halkın teveccühü inanılır gibi değil. Ankara’da köklü bir yapılanma ile ulaşabildiğimiz her noktadan güzel sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Zafer Parti’sinin gizli oyu dediğim bir deposu mevcut iyi bir teşkilatlanma ile biz bu kesime ulaşacağız buna eminim.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU:
Ankara coğrafik olarak çok önemli bir konumda İstiklal Savaşı akabinde Başkent olarak ilan edildi aradan geçen bir asırda Ankara nereden nereye geldi diyerek incelediğimizde Başkent olarak hak ettiği şehir yapılanmasına sahip olmadığını açık net olarak görebiliyoruz. Siz Ankara’ya baktığınızda ne görüyorsunuz?
BİLAL KATAR:
Yatırımın Ankaralıya yapılmadığı, nerelere yapıldığı kime yaradığı ortada. Yurtdışında birçok başkent gezdim üzülerek söylüyorum Ankara gibi metropol köy görünümünde bir tane başkent görmedim.
Şükran hanım Ankara çok önemli bir konumda Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik tehlikeler karşısında stratejik olarak tercih edilebilecek yegâne Başkent şehriydi ve o yönde karar verilerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin göz bebeği oldu. Dünya başkentlerine bakalım birde güzelim Ankara’mıza kendi adıma şunu belirteyim gördüğüm manzara karşısında büyük üzüntü duyuyorum. Ankara metropol bir köyden öteye geçememiş.
Ankara merkeze yığılmış çarpık yapılanmaya sahip, üstelik adamakıllı bir metro ağı yok dolayısıyla trafik belli saatlerde felç oluyor. Bugün Bakü’ye bakın yerin altı alabildiğine metro hatları ile bezenmiş. Ankara’da ciddi bir yatırım mevcut fakat bu yatırımlar rant üzerine yapılmış hizmet esası, halkın menfaati gözetilmemiş. Bakın Ankara’ya yerleşmiş bir vatandaş olarak bunu belirtiyorum projesi sonucu olmayan yatırımlar ile Ankara’yı adeta boğmuşlar.
Rant nereye, neye hizmet ediyor size ikamet ettiğim Çayyolu üzerinden izah etmeye çalışayım. Bir alana villaların inşa edilmesi için imar izni veriliyor hemen dibine muazzam gökdelenler dikilmesini öngören imar izni veriliyor. Bu eylem bir şehre bomba atmaktan farksız bir eylem. İnsanlar kendine müstakil yerleşim alanları inşa ederken, belediyelerle hukuku yerinde olan çok meşhur insanların aynı alanda elli katlı binaları var. Yatırımın Ankaralıya yapılmadığı, nerelere yapıldığı kime yaradığı ortada. Yurtdışında birçok başkent gezdim üzülerek söylüyorum, Ankara gibi metropol köy görünümünde bir tane başkent görmedim.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU:
Sayın KATAR, Türkiye genelinde iki baskın otorite hüküm sürüyor. Biri mevcut iktidar diğeri pek fark edilmese de ana muhalefet. Seçim sürecinde basın medya sanki bu ülkede iki parti seçmeni var gibi yayın yapıyor. Reklam panolarına bakıyoruz belediyenin gücünü elinde tutan ana muhalefet ve iktidar ellerinde bulunan imkânları haksız rekabeti göz ardı ederek kullanıyorlar. Zafer Partisi ciddi bir ambargo altında İstanbul Ankara ve İzmir gibi önemli şehirlerde çok kıymetli adaylarla seçime katılmasına rağmen maddi imkânsızlıkların yanında iki baskın otoritenin ve yanlarına aldıkları basın grubuna rağmen Zafer Partisi seçimlerde hangi noktada?
BİLAL KATAR:
Türk Milleti tarihte çaresiz kalmadı bundan sonra da kalmayacak! Zafer Partisi bunun teminatıdır! Sokaklarda Partimizin misyonuna karşı teveccüh, ekranlara yeterince yansımasa da Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderine yön verecek seviyededir. Bu teveccüh bize her türlü ambargoya, her türlü haksız rekabete karşı göğüs gerecek gücü fazlasıyla veriyor.
Evet, ciddi bir ambargo ile karşı karşıyayız çok bilinen bir söz vardır “kötü iktidar kötü muhalefetlerin eseridir ”bu çok doğru bir tespit. Bugün mevcut iktidarın hem politikasından şikâyetçi olup, buna karşı ana muhalefetin politikası bu kadar pasif ise durup düşünmek gerekiyor. Bugün Türk seçmeni çaresiz bırakılmak isteniyor. Zafer Partisi olarak bizler sahaya inene kadar iki seçenek arasına sıkıştırılmış bir seçmen söz konusuydu. Belirttiğiniz gibi iki otorite kendi menfaatleri hırsları doğrultusunda Koca Türk Devleti’nin Türk Milleti’nin geleceği ile oynuyor.
Yerel seçimler genel seçimlerin koltuk değneğidir. Bu desteği kaybetmemek için haksız rekabet dâhil, her şeyi mubah gören ana muhalefette iktidar da aynı çizgide hareket ediyor.
Özellikle CHP’nin kuruluş felsefesine gönül verenler partilerinin izlediği yoldan bezgin Zafer Partisi saflarına geçmek için talepte bulunuyor.
Halk bu duruma nasıl bakıyor derseniz, inanın her gün mesajlar alıyoruz gerek sosyal medya üzerinden gerekse parti telefonlarından, mensubu oldukları partilerin artık düşünce olarak kendilerine hitap etmediğini belirtiyorlar. Özellikle CHP’nin kuruluş felsefesine gönül verenler partilerinin izlediği yoldan bezgin Zafer Partisi saflarına geçmek için talepte bulunuyor. Teveccühleri bize gurur veriyor zira bugün ana muhalefet kuruluş felsefesinden fersah fersah uzakta, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri ne yazık ki sadece parti ambleminde kaldı. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne kast edenlere selam veren, gülücükler mavi boncuklar dağıtan bir CHP emin olabilirsiniz ki Şeh Said’i asan Gazi Mustafa Kemal’in kemiklerini sızlatıyordur. İktidara bakacak olursanız itibardan tasarruf olmaz derken Türk Milleti yiyecek kuru ekmeği zor buluyor. Askıda ekmekten tutun, et kuyruğuna kadar perişanlık almış başını gidiyor. Türkiye genelinde %92 aday çıkarıyoruz samimi bir beyanda bulunacağım eğer menfaat peşinde olsaydık ittifak peşinde koşar ve ciddi rant elde ederdik. Biz Zafer Partisi olarak belediye kaynaklarını, ne cemaatlere STK diyerek meşrulaştırıp aktarmak isteyen bir zihniyete ne de terör örgütü PKK ‘nın siyasi uzantılarına aktarılmasına da müsaade etmeyeceğiz. Biz Zafer Partisi olarak Türk Milleti’ni yok sayan, menfaatlerini göz ardı eden, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan her türlü fikrin eylemin karşısında durduk durmaya devam edeceğiz. Siyasi çıkarlar menfaatler için yuvarlak söylemler beyan etmemizi, mavi boncuk dağıtmamızı kimse beklemesin. Türk Milleti tarihte çaresiz kalmadı bundan sonra da kalmayacak! Zafer Partisi bunun teminatıdır! Sokaklarda Partimizin misyonuna karşı teveccüh, ekranlara yeterince yansımasa da Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderine yön verecek seviyededir. Bu teveccüh bize her türlü ambargoya, her türlü haksız rekabete karşı göğüs gerecek gücü fazlasıyla veriyor.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU:
Sayın Katar, siz hukukçusunuz sohbetin başında da belirttiniz İstanbul’da sığınmacı sorunu gittikçe büyüyor yaşanmaz hale geldi, Türkiye’nin geneli bu halde. Bizlere ensar güzellemesi yapılarak normalleştirilmeye çalışılan sığınmacı ve kaçaklar konusunda bir hukukçu olarak yasal boyutta bizleri aydınlatır mısınız?
BİLAL KATAR:
Ekonomimizi sarsması bir yana, pimi çekilmiş bir bomba gibi kucağımıza bırakıldı. Siz hangi ülkeye böyle elinizi kolunuzu sallayarak giriş yapabilirsiniz? Her ülkenin kendi halkının menfaati güvenliği önceliklidir maalesef bizim şu anda ciddi şekilde sığınmacıları, kaçakları kapsayan zafiyet sorunlarımız mevcut.
Sohbete başlamadan Fatma Şahin’in bir açıklamasından bahsetmiştiniz “bizim Almanya’ya giden işçilerimiz ile farkları yok” gibi talihsi bir tespitte bulunmuş. Böyle bir benzetme kesinlikle çok saçma, söz konusu dahi olamaz ve hukuksal bir zemini yok. Geçici sığınmacı statüsünde sınırdan geçen bu kitle savaş unsuru ortadan kalkınca vatanlarına dönmek zorunda. Uyduruk bir isim koydular MİSAFİR statüleri yok yasal hukuki alt yapısı da yok. İş gücü açığımız mı mevcut? Hayır, iş gücü açığımız yok, aksine istihdam edilecek birçok işsiz insanımız mevcut. Bir evsizi evinizde misafir ettiğinizi düşünün gece yatıyor kalkıyor ertesi gün sizin alın teri dökerek kurduğunuz yuvada sizden fazla, sizin bütçenizle hak talep ediyor siz bu durumda nasıl tepki verirsiniz? Bakın her yerdeler, bu ciddi bir milli güvenlik sorunu ve görmezden geliniyor. Bu sorun Ortadoğu üzerinde ki yapılanmanın bir parçası ve her gün sınırlarımızdan onlarca yüzlerce eli kolu sağlam kaçak genç adamlar giriş yapıyor. Ekonomimizi sarsması bir yana, pimi çekilmiş bir bomba gibi kucağımıza bırakıldı. Siz hangi ülkeye böyle elinizi kolunuzu sallayarak giriş yapabilirsiniz? Her ülkenin kendi halkının menfaati güvenliği önceliklidir maalesef bizim şu anda ciddi şekilde sığınmacıları, kaçakları kapsayan zafiyet sorunlarımız mevcut.
Biz Zafer Partisi olarak Türk Milletine bu ihmal ile kötülük yapılmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU:
Sayın Katar son olarak yerel seçimler noktasında Türk Milleti’ne nasıl seslenmek neler söylemek istersiniz?
BİLAL KATAR:
Milletimizden Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu, kan ile yoğrulmuş Devletimizin payidar kalabilmesi için cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak üzere yakmış olduğumuz Zafer Meşalesini bizimle taşımalarını rica ediyorum.
Şükran hanım biz Zafer Partisi olarak yuvarlak söylemlerle yola çıkmadık. Genel Başkanımız’ında her defasında belirttiği gibi” herkesi ikna etmek gibi bir derdimiz yok” zira Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugün mevcudiyeti tehdit altında ise bunun nedenlerinden biri Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçiliği’nden yüz çevrilmesinden dolayıdır.
Cumhuriyet değerlerinin içinin boşaltılmaya çalışıldığı tarikatların, cemaatlerin bunun beraberinde terör örgütlerinin uzantısı olan kuruluşların STK adı altında meşrulaştırılmak istendiği bir dönemdeyiz. Mecliste eyalet sistemi dile getiriliyor, bir yanda Dem bir yanda Hüdapar mevcut muhalefet ve iktidara destek veriyor, bu kabul edilir bir durum değil.
Milletimizden Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu, kan ile yoğrulmuş Devletimizin payidar kalabilmesi için cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak üzere yakmış olduğumuz Zafer Meşalesini bizimle taşımalarını rica ediyorum.
Yerel seçimlerde yönetimleri, devletimize kurşun sıkan, cumhuriyeti yıkıp hilafet getirmek isteyen mihrakların mali kaynak edinme fırsatına dönüşmesin. Yüce Türk Milleti’nden, Türk Devletini Türk Milleti’ne yeniden verebilmemiz için Zafer Partisine teveccüh etmelerini desteklerini bekliyoruz.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU:
Bilal Bey verdiğiniz bilgiler, ayırdığınız kıymetli vaktiniz için çok teşekkür ediyorum.
BİLAL KATAR:
Rica Ediyorum Şükran hanım ziyaretimizde bulunduğunuz için ben teşekkür ediyorum.
Ankara’nın zaferi inanmışlarla kazanılacak. Zafer partisi gümbür gümbür geliyor.