“Türkiye’nin 90 yıllık enkazını kaldırdık.”
En tepede yankılanıyor bu gürültü….
***
“Enkaz” lafının sadır olduğu günler…
29 İnsanımızın katili terörist cani canlı bomba için taziye evi açılıyor. Belediye Başkanı taziyeleri kabul ediyor, milletvekili caniye övgüler diziyor.
Rahatlar, çok rahatlar!..
*
Bir televizyon kanalında sunucu bu kahpeliği anlatıp; “midem bulanıyor” diyor. İnsanlığın tercümanı olarak…
Sen misin bunu diyen!
Tehditler, sataşmalar, küfürler ardı arkası kesilmiyor.
Sunucu evine otobüs dolusu polis ve özel tedbirlerle gidebiliyor.
İstanbul’un göbeğinde…
***
Şaşırmıyoruz! Kahpeliğin şen şakrak günlerinde, Türk Milletinin tüm değerleriyle öksüz kaldığı, insanlığımızın esaretini yaşıyoruz.
*
Hiç şaşırmıyoruz!
İhanetin Şahadete denk tutulduğu zamandayız nede olsa…
Cani başı bebek katilinden barış umudu çıkarıp, bölücü teröristlerin tanıklığıyla komutanlarımızı mahkûm edildiği günlerdeyiz.
Güvenlik güçlerini karakollara esir edip, teröristlere şehir merkezlerinin teslim edildiği günlerdeyiz.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanının “terörist” diye hapse atıldığı günlerdeyiz.
*
Hiç şaşırmıyoruz!
Hırsızları yakalayanların cezalandırılıp, millete küfredenlerin ihalelerle donatıldığı günlerdeyiz.
Yüce dinimiz İslam adına, kız çocuğuna şehvet duyan babanın fetvalandırılma alçaklığının gündemi kirlettiği günlerdeyiz.
Adaletin bir kişinin hırs ve tahakkümüne yem edildiği günleri yaşıyoruz.
*
Biliriz!..
O Deryalardır ki içinde pislik barındırmaz.
İçinde peydahlanan tüm yabancı maddeleri, molozları zamanla atar kıyılara…
Kabul etmez kirlenmeyi.
Haliyle kin doludur, safra gibi atılmaya mahkum olanlar, tarihin her döneminde!..
Düşmandırlar deryaya!
Birikir çoğalır o molozlar, kimi zaman kaplar o kıyıları…
Sanki onlardan ibaretmiş gibi görünür o muhteşem eser!
Ta ki! Tamamen temizlenene dek!..
Biliriz ki!..
Kudret Derya üzeredir!