“Meral Hanım Nereye Koşuyor?”

Sözcü Gaztesi Yazarı Soner Yalçın, “Hâlâ şaşırdığıma şaşırıyorum: Tosuncuk/ Çiftlik Bank skandalının gündemde olduğu bugünlerde, Thodex/ kripto para skandalının gündemde olduğu bugünlerde, İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener “Artagan” projesini açıkladı.” diyerek, ticarette nakit ödemeyi azaltıp dijital dönüşümü sağlama projesini eleştirdi.

Soner Yalçın, bugünkü köşe yazısında, “Diyorlar ki; kripto para COV 19 gibi bulaşıcı virüsleri engelliyor. Bankaların alacağı komisyon parasından bahseden yok ama!” diyerek Meral Akşener’in “Artagan” projesini eleştirdi.

Yalçın, köşe yazısında, 34.5 milyon kişinin bankalara 899 milyar lira kredi borcu olduğunu hatırlatarak, “Çiftçi zorda, İşçi-memur zorda, esnaf- tüccar zorda, işsizlik can yakıyor artık, gençler umutsuz…
Hacizler, karşılıksız çekler-senetler havada uçuşuyor. Döviz almış başını gitmiş, borsa tepetaklak olmuş. Ve: Meral Hanım, cashless society/ artagan projesi açıklıyor! Yoksul halka değil, küresel neoliberalizme “teknolojisi aldatmacasıyla” can simidi atmaktır bu proje. Ülkemizde milliyetçiliğin, ulusal pazarı korumak olduğu bir türlü kavranamıyor maalesef!” sözleriyle eleştirdi.

Soner Yalçın’ın, Meral Akşener’in “Artagan Projesi” ile ilgili yazısı şöyle:

“Akşener’e göre Artagan, “nakitsiz topluma dayalı yeni bir ekosistem, adil ve kayıpsız bir ekosistem” idi.

Sistem yeni değil; cashless society “nakitsiz toplum” olarak isimlendirildi.

Finansal işlemler parayla yapılmayacaktı artık…

Banknot yerini dijital transfere bırakacaktı artık…

Hoş geldin; “Satoshi Nakamoto” adını kullanan bilinmeyen bir kişi veya grup tarafından -kimine göre arkasında Rothschild’in bulunduğu- 2008’de icat edilen bitcoin/ kripto para!

Neoliberalizmin finans krizine çare olarak ortaya atılan “elektronik para” sistemini İYİ Parti’nin “yeni proje” diye bize sunmasını nasıl değerlendirmeliyiz?

Krizden çıkışın reçetesi “tıklama bankacılığı” öyle mi?

“Adil ve kayıpsız” sistem öyle mi? Yapmayınız. Mesela:

Elektronik/ internet bankacılığı” yapan/ geleceğin küresel bankaları; Alman Wirecard AG ile Amerikalı rakipleri PayPal ve Western Union’ın nasıl bir bel altı mücadelesine girdiğini bilmez misiniz? Mahkemelere taşınan bu kavgada Almanlar Bild, Amerikalılar Financial Times gazetesini kullandı. Konu; Asya-Pasifik piyasalarında manipülasyon yapmak yani kara para aklamaktı! Kara parayı önleyeceklerini söyleyenlerin foyası çabuk ortaya çıkıverdi! Hâlâ “adil” demek bu kumarbaz sisteme?

MAHREMİYET KALMAYACAK

Diyorlar ki; kripto para, COV 19 gibi bulaşıcı virüsleri engelliyor! Bu kapitalizm çok harika dostum; hep bizi düşünüyor! Bankaların alacağı komisyon parasından bahseden yok ama…

Denmiyor ki; “Özel hayat mahreminiz kalmayacak, her adımınız takip edilecek!” Bütün verileriniz küresel şirketlerin veri madeninde yer alacak…

Denmiyor ki; belirli para türleri, belirli şekillerde veya belirli zamanlarda harcanmadıkları takdirde “sona erecek” ve değersiz olacak şekilde ayarlanabilecek…

Denmiyor ki; totaliter rejimler daha etkili kitlesel gözetim yapabilecek; belirli bireylerin herhangi bir şey satın almasını veya para kazanmasını hızla engelleyebileyecek…

Meral Hanım İsveç’i örnek gösterdi.

Sahiden İsveç, dolaşımdaki nakit miktarının önemli ölçüde azalması bakımından istisnai ülke…

Buna karşılık, İsveç bankalarının “swish” olarak bilinen cep telefonu ödeme sistemi birçok sorunu beraberinde getirdi. Örneğin… Artan sayıda dolandırıcılık ortaya çıktı.

Sisteme karşı 2016 baharında “Kontantupproret” (Nakit Dilekçe) denen ve hızla büyüyen hareket başlatıldı. Birçok kişi bankaların nakde karşı giderek artan düşmanca tavırlarından kaynaklanan sorunları dile getirdi:

Örneğin… TV3’ün tanınmış isimlerinden Robert Aschberg’in, cep telefonu aracılığıyla/ swish sistemiyle bir kimyagere ödeme yaptıktan sonra aynı eczaneden bir reklam alması gizlilik endişelerini artırdı.

Malmö’deki bilardo kulübü, bankalarının onları müşteri olarak kabul etmeyi reddetmesi üzerine kapanmak zorunda kaldı. Ülkedeki birçok geleneksel pazar kapandı.

Matematik profesörü Svante Linusson, “nakit tasfiyesinin demokrasiyi yavaş yavaş yok ettiğini” belirtti.

İsveç’te böyleyken Türkiye’de neler olacaktır?

ALDATMACAYA KANMAK

Dünya Bankası verilerine göre:

-Türkiye’de ilköğretim veya daha az eğitime sahip kişilerin banka hesabına sahip olma oranı yüzde 58.

Yani, yüzde 42’sinin banka hesabı yok…

-Türkiye’de kırsalda yaşayan bireylerin banka hesabı eğitim durumuna benzer eğilimler gösteriyor; oran yüzde 65.

Yani, yüzde 35’inin banka hesabı yok…

-Türkiye’de genç nüfusun (15-24 yaş) banka hesabına sahip olma oranı yüzde 56.

Toparlarsam; Türkiye’de 15 yaş üstü nüfusun 20 milyonu aşkın kişinin herhangi bir bankada hesabı bulunmuyor…

Bu tablo gösteriyor ki; daha kapitalist bile olamamış Türkiye’de cashless society nasıl hayata geçirilecek?

34.5 milyon kişinin bankalara 899 milyar lira kredi borcu var…

Çiftçi zorda…

İşçi-memur zorda…

Esnaf- tüccar zorda…

İşsizlik can yakıyor artık…

Gençler umutsuz…

Hacizler, karşılıksız çekler-senetler havada uçuşuyor.

Döviz almış başını gitmiş, borsa tepetaklak olmuş. Ve:

Meral Hanım, cashless society/ artagan projesi açıklıyor!

Yoksul halka değil, küresel neoliberalizme “teknolojisi aldatmacasıyla” can simidi atmaktır bu proje…

Ülkemizde milliyetçiliğin, ulusal pazarı korumak olduğu bir türlü kavranamıyor maalesef!”

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!