IMF ile Türkiye’nin sorunlu dönemlerde birlikte çalışması günümüzde algının da bu yönde şekillenmesine yol açtı. IMF’in özellikle kredibilite ihtiyacı olan ve ekonomisi sorunlu ülkelerde çalışma yürütmesi de bu algıyı güçlendiriyor. Uyguladıkları ekonomik politikalar, halk nezdinde zorluklara neden olduğundan IMF dünyada da istenmeyen bir kurum haline geliyor. Ancak politikaların uzun vadeli etkilerinin görülmesi ve kredi sağlaması açısından da bazen IMF’in kapısının çalınmasını zorunlu kılıyor. Türkiye’de de IMF yeniden gündeme geliyor.
IMF yani Uluslararası Para Fonu, dünyadaki sorunlu ülkelere yardım ve düzenleme sağlaması açısından kurulan bir örgüt. IMF’in ülkelerin sorunlu dönemlerinde kapısının çalınması ve politikalarının da halk nezdinde zorlayıcı olması çok sevilmeyen bir kurum haline gelmesine neden oluyor.
Seçimlerin ardından işbaşına geçen yeni ekonomi yönetiminin hamleleri de yakından izlenirken, IMF’in kapısının çalınıp çalınmayacağı da sıklıkla konuşulmuştu. Oysaki IMF, Türkiye’de de istenmeyen kurum olarak görülüyor.
Deneyimli Ankara gazetecilerinden Erdal Sağlam, IMF’in hem de Mehmet Şimşek tarafından Türkiye’ye davet edildiğini iddia etti. Tabi işin detayları ilk algılandığı gibi değildi.
IMF ile anlaşma yapılacağı ancak bu anlaşmanın bir stand-by sözleşmesi şeklinde finansman içermeyeceği de düşünülüyor.
Erdal Sağlam’ın “IMF’den destek istendi; heyet Eylül’de geliyor!” açıklamalarını buradan izleyebilirsiniz.