Kurultay

"Biz, kısık sesleriz…

Minareleri ezansız, gökyüzümüzü bayraksız bırakma Allah’ım!

Müslümanlık ve Türklükle yoğrulan yurdumuzu, çaresiz bırakma Allah’ım!

Biliyoruz hasma karşı koymasını, bizi cansız bırakma Allah’ım!

Bizi sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah’ım!

Bizi yersiz, yurtsuz, yarınsız ve yalnız bırakma Allah’ım!

Biz ki bin yıllık kardeşlik dedik, bizi ayrı düşürme Allah’ım!

Biz ki bağımsızlıkta karar kıldık, bizi esaret altında bırakma Allah’ım!

Kötülerle mücadelemizde bizi bir başımıza bırakma Allah’ım!

Musibetleri al başımızdan, felaketleri at hanemizden, bizi garip koyma Allah’ım!

Milletimizi yaşat, devletimi var et, insanımı huzurlu ve saadetli et,

Sen bizden yardımını esirgeme Allah’ım!

Bozkurt’un başını dik, Ülkücünün alnını açık

Ve Üç Hilal’in geleceğini kutlu et Allah’ım!

Günahlarımızı affet, bize sevdiklerinden

Ve sevenlerinden olabilmeyi nasip et Allah’ım!

Hepiniz sağolun, varolun, yolunuz, bahtınız ve talihiniz açık olsun,

Gül yüzünüz hep gülsün, Cenabı Allah yâr ve yardımcınız olsun,

Kurultayımızın kararlılığını bir kez daha vurguluyorum:

Türk Milleti Sensiz Asla!

Ne Mutlu Türküm Diyene!"


Âmin diyerek, Liderimiz Dr. Devlet Bahçeli’nin Arif Nihat Asya’dan esinlendiği Duasıyla sözlerime başlamak isterim. Aylardır, günlerdir konuşulan ve tartışılan Kurultayımız sonunda gerçekleşti.
Başından itibaren Kurultayımızın adeta bir demokrasi şöleni olacağı yönünde birçok söz söylemiştik.
Bilindiği üzere Liderimizle beraber birçok isim adaylık yarışındaydı. Bunların içerisinde Liderimizin yanında Müsavat Dervişoğlu ve Koray Aydın iddialı isimler arasında yer alıyorlardı. Birçok tartışmalara neden olan sözler söylenildi; ama yine de fitne fesatçılara yer verilmeden Kurultay’ımız şölen havasında geçti.

Evet, yanlışlar çoktu. Yanlış sözler ardı ardına sarf edilmişti. Ama istenen  sadece değişiklikti. Kimi kesimlerde: "Acaba başka biri gelirse daha mı iyi olur!.. " havası içine girilmişti. Neler, neler söylenilmişti, Liderimiz için:

"Kağıttan okuyor, hatiplik yeteneği yok.

Ancak bağırmasını bilir, sonrada kart sesiyle bağırmaya çalışır.

Saçma ve gülünç hesaplamalara gider.

Evi, barkı, ailesi yok…" Gibi birçok sözler söylenilmişti.

Ya da kimi yazarlar bu Kurultaydan istifade ederek kendilerine prim yapmaya çalıştılar. Liderimizi birçok yönden eleştirdiler. Diğer iddialı isimlerle karşılaştırarak Ülkücü camiada bir kargaşa yaratmak istediler. Parçalayıp, bölmek istediler; ama görüldüğü gibi başaramadılar.

Kurultay sürecini en iyi takip edenlerden biriydim. Adaylardan hepsini dinlemeye çalıştım. Hepsinin tek amacı vardı; o da MHP’yi iktidar yapmak ve Turan yolunda bu kutlu davayı sürdürmekti. Açıkçası bu kurultay sürecinde birçok kişinin isimlere takıldığını fark ettim. Bizim davamızda, bu kutlu yolda kesinlikle isimlere takınılmaması yönünde birçok kişiye sözler söyledim. Bizim için bu davayı en iyi yere götürebilecek ve bizi yönlendirebilecek bir lider olmasının daha önemli olduğunu dile getirdim. Dokuz Işık’ı, Ülkücü olduklarını ve Bozkurt gibi bir duruş sergilemeleri gerektiğini her defasında hatırlatmak zorunda kaldım. Bu da beni çok yaraladı…

Diğer yaralayan mesele ise Vekilimiz Koray Aydın’ın adaylığını açıkladığı gün, Ozan Arif’in konuşması olmuştu. Konuşmasında Liderimize yönelik yanlış sözler sarf etmişti. Bu da beni çok yaralamıştı. Çünkü biz bu otağın töresini, örfünü, âdetini, ülküsünü ozanımızın dizelerinden, sazından, sözünden öğrenmiştik. Orada sarf ettiği sözler, yıllar önce Hulki Cevizoğlu’nun Cevizkabuğu programında söylediklerinden bir farkı yoktu. O zamanlar aile içindeki meselelerimizi dışarıya yansıttığı için kızmıştım. Bu gün de liderimize söylediği sözlerden dolayı kızdım. Ozan Arif’e hak veriyordum:
" BAŞBUĞUMDAN BAŞKASININ ELİNİ ÖPMEM! "dediğinde. Ama bu durum tamamen farklıydı. Türk’ün töresinde her ne olursa olsun Lidere böyle konuşulmazdı. Ama ben yine de Ozan’ımızın bu sözleri yaşadığı olaylara ithafen sinirle dile getirdiğini düşünüyorum. Çünkü bunlar telafisi mümkün olan sözlerdir. Kırgınlıkların elbet geçeceğini biliyorum. Daha sonra Kurultayımızın olacağı gün bir haber aldım ki bu beni daha da yaraladı. Liderimiz Ozan Arif’e kurultay salonuna girme yasağı koymuş. Bunu, işte kesinlikle affedemem. Çünkü Ozan Arif vatan haini midir de böyle bir yasak konuluyor. Dünyanın dört bir yanına davetler sunarken Bizim Ozanımıza; "Gelme!" demek büyük ayıptır. Umarım gerçeklik payı yoktur.

Ozan Arif ki bugün Ülkücü gençliğin atar damarıdır. Ben kendimden örnek vereyim. İlkokul bir’de, müzik dersinde Ozan Arif parçası söylediğim için dayak yemiş birisiyim. Benim tarihimden bunu nasıl sileceksiniz. Ya da bugün ben 12. sınıf öğrencilerime Âşık edebiyatının 20. ve 21. yüzyıl âşıklarını anlatırken fikirlerini dizelere döken Ülkücü Ozan Arif’ten bahsetmeyecek miyim? Kısacası Ozan Arif yanlış sözler sarf etmiştir, kabul ediyorum. Ama bu yanlışı, yanlış bir kararla düzeltemeyiz.

Hazır buradan söze girmişken başka şeylere de değinmek istiyorum. Şimdi Kurultay oldu ve bitti. Daha önce yapılan bazı yanlışlar vardı. Neydi onlar? Hatırlatayım, ihraç meseleleri. Şu an Liderimize destek vermeyen kişileri tek tek tespit edip partiden ihraç edilmelerinden çok korkuyorum. Mesela Konya teşkilatı açık bir şekilde Koray Aydın’ı desteklemişlerdi. Veya buna benzer şekilde tavır gösterenler. Şimdi onlara ne olacak, çok merak ediyorum. Ya da Koray Aydın bundan sonra hareketin içinde nasıl yer alacak. Ozan Arif’e ne olacak? Umarım, korktuğum başıma gelmez.

Şimdi başka bir mevzuya değinmek istiyorum. Bugüne kadar Kurultay’da kimi destekleyeceğimi belirtmememin bir nedeni de MYK üyelerinin belirsiz olmasıydı. Çünkü benim için bu kadro çok önemliydi. Malum  LANET OLASI  bir kaset skandalını yaşadık. Ve bu kasetler malum grup üyeleri arasından çıkmıştı. O yüzden Liderimizin yanında yer alan grubu çok merak ediyordum. Fazla bir değişiklik yok ama yeni gelen isimler beni çok heyecanlandırıyor. Umarım koltuk bulduk, hadi herkes işine, diye bir tavır gösterilmez. Herkes hal ve hareketlerine dikkat eder. Ülkücü olduklarını unutmazlar.

 Liderimizden de buradan bazı isteklerde bulunmak istiyorum:
. Erciyes Kurultaylarımıza tekrar başlanılmasını ve büyük bir coşkuyla kurultayımızın yaşatılmasını istiyorum.

. Mersin-Erdemli Türkmen Şölenlerine Başbuğumuz zamanında olduğu gibi gereken önemin verilmesini istiyorum.

.Ülkü Ocaklarının sizler zamanında olduğu gibi ilim-irfan yuvalarına dönüştürülmesini istiyorum.

.Üniversitelerdeki reislik ve asenalık statülerinin kaldırılıp gençlerimizi Ülkü ocaklarına yönlendirecek neferler yetiştirilmesini istiyorum.

.Dışarıda yapılan Ülkücü hareketleri desteklemenizi istiyorum (Filmler,tiyatrolar,yarışmalar v.s.).

.Türk Cumhuriyetlerine daha sık gitmenizi ve her gidişinizde bir kaç ülkücü genci yanınızda götürmenizi istiyorum.

.Bundan sonra kurultayda olduğu gibi her zaman hatipliğinizi göstermenizi istiyorum.

.Televizyon kanallarına daha sık çıkmanızı istiyorum.

.Gençlerle daha çok bir araya gelmenizi istiyorum. .

.Tartışma programlarına  bizzat kendinizin katılmasını istiyorum.

.Herhangi bir gelişmeden sonra yazılı açıklamadan ziyade kendinizin dile getirmenizi istiyorum.

Şimdilik benden bu kadar. Kurultayımız vatana, millete hayırlı, uğurlu olsun.

Allah yâr ve yardımcımız olsun…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!